En sonda yazacağımı en başta yazıyorum... Bugün Atatürk'e saygı duyan, üniter yapıyı savunan, iyi derecede İngilizce bilen, az biraz Kuran, az biraz İncil, az biraz Tevrat okumuş, Muaviye ve Ali karşısında, Ali'yi destekleyen birini mi yoksa Kılıçdaroğlu'nu mu desteklersiniz?

Az biraz mantık çerçevesinde olan biteni objektif bir şekilde değerlendirirseniz; tabi ki ilk seçenek tercihiniz olacaktır, olmalıdır. Niye? İlk seçeneğin; doğduğu toprakları kazanana saygısı ve haliyle hürmeti bellidir... Niye? Farklı dinleri okumuş, diğerlerinin de kendisinden beklentisini az biraz biliyordur. Niye? Toplumun çoğunluğu ve öğretileri bir şeyler demesine rağmen adaleti tercih etmiştir.

Ama yine de işte… Bakıyorsun… Bakma bakma… Hakikaten çokça sıkılmaya başladım bazı şeylerden... Zaman kavramı ile kendimi içli dışlı hissederek de yazmak isterim ki... Özür diliyorum vakti zamanında bir Arap gibi puta tapmadığım için, özür diliyorum günümüzde bir Hintli gibi ineğe saygı göstermediğim için ve tekrar özür diliyorum bu yakın zamanımızda hem bencil, hem sahtekar, hem bilgisiz, hem de atanmış bir Vahdettin kafasını desteklemediğim için... Mümkün değil desteklemem.

Haliyle... Zamanı yen ve günümüze gel. Kabul et ya da etme. Küçük Amerika diye de bilindiğimiz için; şahsen ben Joe Biden gibi havayla el sıkışan, ne dediğini bilmeyen, çişini tutamaz hale gelmiş, 74 yaşındaki bir dedenin ve tayfasının, ülke ve özellikle vatandaşları hakkında karar vermesini istemiyorum... İstemiyorum ya. Bu yüzden de tekrar özür diliyorum sırf siz birileri gidince bir şeyler değişecek sandığınız için... Fakat değişmez. Dolayısıyla şahsi düşüncem bu.

Bu düşünce doğrudur ya da yanlıştır tabi ki tartışılır... Yine de işte şahsen kendime en yakın hissettiğim düşünceyi şimdilik savunuyorum... Niye? Bana göre diğerlerinin hakkından bu düşünce gelir de ondan... Niye? Zafer de zafer diye tutturuyor da ondan.. Niye? İnat etmiş bir kere... Bir misyonu, vizyonu ve beklentisi var... İşte bana göre bu yüzden benim düşündüklerim, güçlenmeli ki diğerleri de tekrar güce gelmek istediklerinde önce besmele çekmeli.

Özetle sorulması gereken soru şu... Niye en başta yazdığım değerleri sağlayan bireyler güce getirilmiyor da, çişini tutamayacak hale gelen zatlar sırf belli koltuklarda diye çare diye gösteriliyor? Niye her gün saçma sapan gündemlerle günümüzü harcıyoruz? Bunu çözdüğünüzde demokrasinin o kadar da adil olmadığını anlayacak ve meritokrasi isteyeceksiniz… Beraberinde putlaşmayacak, yeni kişi ve değerler sayesinde özgürleşeceksiniz... Bundandır Ata’ya ve silah arkadaşlarına sevdamız…