"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Batı Dünyası artık pek de televizyon seyretmiyor. Hadi ya televizyon seyretmeden olur mu, demeyin sakın. Batı aşmış artık bunları, bol bol okuyorlar, bilim ile uğraşıyorlar... Ben sabah metroya bindiğim zaman karşımdaki beş kişiden dördü cep telefonu ile uğraşırken, bütün metroda bir ya da iki kişiyi kitap okurken görüyorum ancak... Ne kadar vahim bir durum... Gelişmiş ülkelerin bir çoğunda televizyona artık aptal kutusu diyorlar, az gelişmiş ülkelerde eğitim düzeyi düşük insanların televizyonlarda, daha fazla zaman geçirdiğini söylüyorlar... Yugoslavya’nın seneler önce nasıl dağıldığına ait yıllar önceki bir anekdot gerçekten çok manidardır... Mareşal Tito’nun ülkesinde ’’Bizler dizilere ve filmlere gömülüp televizyon başından kalkmazken, ülke elden gidiyormuş ve de gitmiş de haberimiz olmamış.’’ Bizlerde yorgun argın eve geldiğimiz zaman yemek yiyip hemen gömülüyoruz beyazcama. Haberimiz oluyor mu, ülkede olup bitenlerden? Gece birden petrol ürünlerine zam geliyor. Dolar ve Yuro tavan yapıyor. Birileri ceplerimizden bir dolu varlığımızı fark ettirmeden çalıp çırpıyor... Çocuğunu fakirlikten besleyemeyen bir anne, kaderine isyan ediyor. Sınır birliklerinde belki onlarca askerimiz şehit oluyor, sadece üç kişi görünüyor gazetelerde şehit olan askerler... Bakın televizyon kanallarına... Hiç dişe dokunur bir program görüyor musunuz? İnsanı çoğaltan bilgi ve kültür olarak, kaç tane program var? Pazar günleri sabahlara kadar, spor programlarında yok o penaltıydı, öbürü ofsayttı, kırmızı kart değildi diye diye beynimizi dumura uğrattılar... Beş kuruş bize faydası olmayan, uykumuzdan eden programlarla anamızı ağlattılar... Hangi birimiz biliyoruz mahallemizde yardıma muhtaç insanları? Ta otuz kırk yıl önce çevrilmiş komedi filmlerini dayayın durun millete, o sırada mecliste neler oluyor, öğrenmesek de olur. Aile kavramının çok ucuzlatıldığı bir sürü hilkat garibesi dizi, aslında dizi de denmez bunlara. Yapımcıya para kazandırmak için önümüze sürülen saçmalıklar. Konu üç aşağı beş yukarı hepsinde aynı. Vakit öldürme makineleri... Tespitlere kulak vermek lazım, mafyavari diziler arttıktan sonra ülkede suç oranlarında patlama yaşandığı gün gibi aşikar... Biraz dikkat, biraz ilgi, okumak, araştırmak, bize lazım olan bu aşamada bunlar olmalı her zaman... Yoksa iyiye gitmiyoruz diyeyim...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |