..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herşeye imgelem karar verir. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bilim Kurgu > Yaver ARANCIOĞLU




10 Haziran 2023
Yaratıcılar - 2  
Yaratıcılar - Karanlık’ın Oyunu

Yaver ARANCIOĞLU


Koray ve arkadaşları, eski dünyaya döndüklerinde, kendilerini büyük bir savaşın içinde bulurlar. Onlar, yaratma güçlerini kullanarak insanlara yardım etmeye çalışırlar. Ama bu, çok zordur. Çünkü onların karşısında da yaratma gücüne sahip olan düşmanları vardır. Bu düşmanlar, yaratıcılar topluluğunun baş düşmanı Karanlık tarafından yönetilmektedir. Karanlık, Koray ve arkadaşlarını tuzağa düşürür ve onları öldürmeye çalışır. Koray ve arkadaşları, Karanlık’ın oyunundan kurtulmak için başka bir gerçekliğe kaçmaya karar verirler. Ama bu gerçeklik, onlar için daha iyi mi olacaktır? Bu macera, gerilim, aksiyon ve sürpriz dolu bir bilim kurgu ve fantastik roman. Okuyucuları, farklı gerçekliklere götürecek ve onlara yeni bir macera sunacak.


:DJG:
Yaratıcılar - Bölüm 6

Koray ve arkadaşları, eski dünyaya döndüklerinde, kendilerini büyük bir kaosun içinde buldular. Etraflarında patlayan bombalar, yanan binalar, kaçan insanlar vardı. Koray ve arkadaşları, bu manzarayı görünce çok üzüldüler.

“Bu ne kadar da korkunç,” dedi Ceren.

“Bu bizim suçumuz,” dedi Barış. “Biz burayı terk edip kendi dünyamızı yaratırken, burası böyle oldu.”

“Suçlamayı bırakın,” dedi Ayça. “Şimdi yapmamız gereken şey, buraya nasıl yardım edebileceğimizi bulmak.”

“Peki nasıl yapacağız?” diye sordu Deniz.

“Bunu yapmanın tek yolu, savaşı durdurmak,” dedi Koray. “Ve bunu yapmanın tek yolu, savaşı başlatanları bulmak.”

“Kim bunlar?” diye sordu Deniz.

“Bunlar, yaratıcılar topluluğunun düşmanları,” dedi Koray. “Onlar da yaratma gücüne sahip olanlar, ama bunu kötülük için kullanıyorlar. Onlar, insanları korkutuyor, bölüyor ve savaştırıyorlar. Onlar, bizim tam zıttımız.”

“Nerede bulabiliriz onları?” diye sordu Deniz.

“Bunu bilmiyorum,” dedi Koray. “Ama onları bulmalıyız.”

Koray ve arkadaşları, saklandıkları yerden çıktılar ve savaşın ortasına daldılar. Onlar, yaratma güçlerini kullanarak insanlara yardım etmeye çalıştılar. Ama bu, çok zordu. Çünkü onların karşısında da yaratma gücüne sahip olan düşmanları vardı.

Ve yeni maceraları başladı.

Yaratıcılar - Bölüm 7

Koray ve arkadaşları, savaşın içinde ilerledikçe, yaratıcılar topluluğunun düşmanlarıyla karşılaştılar. Bu düşmanlar, siyah giyinmiş, yüzleri maskeli ve ellerinde silahlar olan insanlardı. Onlar, yaratma güçlerini kullanarak bombalar, ateş topları ve lazer ışınları yolluyorlardı.

Koray ve arkadaşları, onlara karşı koyuyorlardı. Onlar da yaratma güçlerini kullanarak kalkanlar, ışık kılıçları ve enerji dalgaları yolluyorlardı.

Bu arada, savaşın ortasında kalan diğer insanlar, kaçmaya veya saklanmaya çalışıyorlardı. Bazıları, Koray ve arkadaşlarının yardımına koşuyor, bazıları ise onlardan korkuyorlardı.

Koray ve arkadaşları, düşmanların sayısının çok fazla olduğunu fark ettiler. Onlar, bir süre sonra yorulmaya başladılar. Ama pes etmediler.

“Vazgeçmeyin,” dedi Koray. “Biz bunu yapabiliriz.”

“Yapabilir miyiz?” diye sordu Ceren.

“Evet,” dedi Koray. “Çünkü bizim bir avantajımız var.”

“Nedir o?” diye sordu Ceren.

“Bizim birbirimize güvenimiz var,” dedi Koray.

Koray ve arkadaşları, birbirlerine baktılar ve gülümsediler.

“Sen haklısın,” dedi Ceren.

“O zaman hadi,” dedi Koray.

Ve yeni bir güçle savaşmaya devam ettiler.

Yaratıcılar - Bölüm 8

Koray ve arkadaşları, savaşın içinde ilerlerken, bir ses duydular. Sesi takip ettiler ve bir binanın önünde durdular. Binanın üzerinde büyük harflerle “Yaratıcılar Merkezi” yazıyordu.

“Bu ne?” diye sordu Deniz.

“Bu, yaratıcılar topluluğunun eski merkezi,” dedi Ayça. “Burada, yaratma gücüne sahip olanlar bir araya gelir ve birlikte çalışırlardı.”

“Peki ne oldu?” diye sordu Deniz.

“Bir gün, buraya saldırıldı,” dedi Ayça. “Saldıranlar, yaratıcılar topluluğunun düşmanlarıydı. Onlar, buradaki herkesi öldürdüler. Ve burayı ele geçirdiler.”

“O zaman burası onların üssü mü?” diye sordu Deniz.

“Evet,” dedi Ayça. “Ve büyük ihtimalle, savaşı başlatanlar da buradalar.”

“O zaman buraya girmeliyiz,” dedi Koray.

“Ama nasıl?” diye sordu Barış. “Buraya girmek çok tehlikeli.”

“Bunu yapmanın tek yolu, yaratma gücümüzü kullanmak,” dedi Koray.

“Nasıl?” diye sordu Barış.

“Bunu sana göstermek için buraya geldik,” dedi Koray.

Koray, elindeki kitabı açtı ve bir sayfayı çevirdi. Sayfada, yaratma makinesinin resmi vardı.

“Bu ne?” diye sordu Barış.

“Bu, yaratma makinesi,” dedi Koray. “Bu makine sayesinde, hayal ettiklerimizi gerçeğe dönüştürebiliyoruz.”

“Peki bunu nasıl kullanacağız?” diye sordu Barış.

“Bunu sana göstermek için buraya geldik,” dedi Koray.

Koray, kitabı binanın kapısına tuttu. Kapının üzerinde renkli ışıklar belirdi. Işıklar, kitabın kapağındaki el şeklini oluşturdu.

“Gel,” dedi Koray. “Seninle tanışmak için sabırsızlanan birçok düşman var.”

Koray, elini uzattı ve Barış’ın elini tuttu. Diğerleri de onlara katıldı. Hep birlikte kapıdaki ele doğru ilerlediler.

Ve yeni tehlikeye adım attılar.

Yaratıcılar - Bölüm 9

Koray ve arkadaşları, binanın içine girdiklerinde, kendilerini büyük bir salonun içinde buldular. Salonun duvarları ve tavanı, karanlık renklerde ışıklarla kaplıydı. Işıklar, sürekli olarak şekil değiştiriyor ve farklı görüntüler oluşturuyordu. Koray, ışıkların arasında savaşlar, ölümler, yıkımlar ve korkular gördü.

“Bu ne?” diye sordu Ceren.

“Bu, düşmanların eserleri,” dedi Ayça. “Burada, hayal ettikleri şeyleri ışıkla yansıtıyorlar.”

“Yani bunlar gerçek mi?” diye sordu Ceren.

“Evet, ama sadece onların gerçeği,” dedi Ayça. “Onlar, bu gerçekleri bizim gerçeğimize zorla dayatıyorlar.”

“Peki bunu nasıl durdurabiliriz?” diye sordu Ceren.

“Bunu yapmanın tek yolu, onları bulmak ve yaratma güçlerini almak,” dedi Koray.

“Nerede bulabiliriz onları?” diye sordu Ceren.

“Bunu bilmiyorum,” dedi Koray. “Ama onları bulmalıyız.”

Koray ve arkadaşları, saklandıkları yerden çıktılar ve salonun içinde ilerlediler. Onlar, yaratma güçlerini kullanarak düşmanların saldırılarına karşı koydular. Ama bu, çok zordu. Çünkü onların karşısında da yaratma gücüne sahip olan düşmanları vardı.

Bu arada, salonun ortasında büyük bir ekran vardı. Ekranda, düşmanların lideri görünüyordu. O da siyah giyinmiş, yüzü maskeli ve elinde bir silah olan bir adamdı. O, Koray ve arkadaşlarını izliyor ve gülümsüyordu.

“Merhaba yaratıcılar,” dedi adam. “Sizi burada görmek ne güzel.”

“Sen kimsin?” diye sordu Koray.

“Ben, yaratıcıların baş düşmanıyım,” dedi adam. “Benim adım Karanlık.”

“Ne istiyorsun?” diye sordu Koray.

“İstediğim çok basit,” dedi Karanlık. “Sizin yaratma gücünüzü istiyorum.”

“Neden?” diye sordu Koray.

“Çünkü ben, tek gerçek yaratıcı olmak istiyorum,” dedi Karanlık. “Ben, tüm gerçeklikleri kontrol etmek istiyorum. Ve bunu yapmak için, sizin yaratma gücünüzü almalıyım.”

“Bunu asla yapamazsın,” dedi Koray.

“Bunu yapabileceğimi göreceksin,” dedi Karanlık. “Ve bunun için çok az zamanın kaldı.”

“Ne demek istiyorsun?” diye sordu Koray.

“Bunu sana göstermek için buraya geldim,” dedi Karanlık.

Karanlık, elindeki silahı kaldırdı ve ekrana ateş etti.

Ve yeni felaket başladı.

Yaratıcılar - Bölüm 10

Karanlık, ekrana ateş ettiğinde, salonun duvarları ve tavanı patladı. Işıklar, parçalara ayrıldı ve salonu doldurdu. Koray ve arkadaşları, ışıklardan kaçmaya çalıştılar. Ama bu, çok zordu. Çünkü ışıklar, onlara doğru geliyor ve onlara zarar veriyordu.

“Bu ne?” diye bağırdı Deniz.

“Bu, Karanlık’ın tuzağı,” dedi Ayça. “O, bizi buraya çekti ve bizi öldürmeye çalışıyor.”

“Ne yapacağız?” diye bağırdı Deniz.

“Buradan kaçmalıyız,” dedi Ayça.

“Ama nasıl?” diye bağırdı Deniz.

“Bunu yapmanın tek yolu, yaratma gücümüzü kullanmak,” dedi Koray.

“Nasıl?” diye bağırdı Deniz.

“Bunu sana göstermek için buraya geldik,” dedi Koray.

Koray, elindeki kitabı açtı ve bir sayfayı çevirdi. Sayfada, boyutlar arası geçidin resmi vardı.

“Bu ne?” diye bağırdı Deniz.

“Bu, boyutlar arası geçit,” dedi Koray. “Bu geçit sayesinde, buradan başka bir gerçekliğe gidebiliriz.”

“Peki nereye gideceğiz?” diye bağırdı Deniz.

“Bunu bilmiyorum,” dedi Koray. “Ama buradan daha iyi olacağını umuyorum.”

“O zaman hadi,” dedi Deniz.

Koray, kitabı salonun kapısına tuttu. Kapının üzerinde renkli ışıklar belirdi. Işıklar, kitabın kapağındaki el şeklini oluşturdu.

“Gel,” dedi Koray. “Seninle tanışmak için sabırsızlanan birçok gerçeklik var.”

Koray, elini uzattı ve Deniz’in elini tuttu. Diğerleri de onlara katıldı. Hep birlikte kapıdaki ele doğru ilerlediler.

Ve yeni gerçekliğe adım attılar.

Macera sona erdi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bilim kurgu kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaratıcılar - 1
Zeynep’in Felsefe Macerası
Ayla’nın Yolculuğu - 1
Ayla’nın Yolculuğu - 2

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kontrolü Bırakmak
Ali’nin Hikayesi: Nükleer Füzyon Reaktörü Projesi
Sihirli Kutu: Bir Hayal Kurbanının Hikayesi
Atlantis'in Sırrı - 4
Atlantis'in Sırrı - 3
Atlantis'in Sırrı - 1
Atlantis'in Sırrı - 2
Arkhe: Evrenin Sırrı
Hikmetli Adamın Dersi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yaşamak Nedir? Uyanış ve Evrensel Bilinç Yolculuğu [Deneme]
Torpil: Türkiye’nin Nobel Ödülü Engeli [Deneme]
Asgari Ücretle Yaşamak Mümkün Mü? Türkiye’de İşçilerin Durumu [Eleştiri]
Kapitalist Değerlerin Anadolu Coğrafyasında Yarattığı Erozyon [İnceleme]
Beslenme: Sağlık İçin Bir Zorunluluk Mu Yoksa Bir Lüks Mü? [İnceleme]
Göçün Bağırsak Mikroflorası Üzerindeki Etkileri: Suriyeli Göçmenler Örneği [Bilimsel]
Bilişsel Şemaların Dönüştürülmesiyle Beslenme ve Kilo Arasındaki İlişkinin İncelenmesi [Bilimsel]


Yaver ARANCIOĞLU kimdir?

Gıda, Sağlıklı Beslenme, Felsefe ve Sosyoloji Tutkunu Bir Yazar: Yaver Arancıoğlu Merhaba, benim adım Yaver Arancıoğlu. Sizlere kendimi tanıtmadan önce, bu blogda neler bulacağınızdan bahsetmek istiyorum. Sağlıklı beslenme, felsefe ve sosyoloji benim tutkularım. Bu blogda bu konularda yazdığım öykü, inceleme ve eleştirileri sizlerle paylaşacağım. Bu konulara ilgi duyan veya duymak isteyen herkesi yazılarımı okumaya davet ediyorum. Yazmak ve okumak benim hayatımın vazgeçilmezleri. Yazarken kendimi ifade ediyor, okurken yeni dünyalar keşfediyorum. Yazmaya çocukluğumdan beri ilgi duyuyorum. İlk öykümü 10 yaşında yazdım. Öykü, şiir, eleştiri, deneme… Bu türlerde yazmayı seviyorum. Çünkü her biri bana farklı bir yaratıcılık alanı sunuyor. Siz de bu türleri seviyor veya merak ediyorsanız, yazdıklarım size hitap edebilir. Bir dönem bir gazetede yazarlık yaptım. Orada edindiğim deneyimler sayesinde hem yazma becerimi geliştirdim hem de farklı konularda bilgi sahibi oldum. Ayrıca Suriye’den Türkiye’ye başlayan göçler ile yerinden edilmiş insanlar üzerine Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Kuruluşu adına çalışma yaptım. Bu çalışma benim için çok önemliydi. Çünkü göç eden insanların yaşadıkları zorlukları, umutlarını, hayal kırıklıklarını yakından gördüm ve onlara yardımcı olmaya çalıştım. Türkiye’nin Kars şehrinde dünyaya geldim. İlkokuldan liseye kadar tüm eğitimimi İstanbul’da aldım. Üniversite eğitimimi Tekirdağ, Edirne ve İstanbul’da tamamladım. İstanbul – Sosyoloji bölümünü Yüksek Onur derecesi ile bitirdim. Evliyim ve genellikle Türkiye’de yaşıyorum. Yaklaşık bir yıl Azerbaycan’da yaşadım. İnsanlar ile iletişim kurmayı ve farklı insanlar ve kültürler ile tanışmayı seviyorum. Ahşap yakma, takı tasarım, bağlama çalmayı seviyorum. Toplumu ve insanı ilgilendiren neredeyse tüm konulara merak duyuyorum. Bu blogda sizinle düşüncelerimi, duygularımı, deneyimlerimi ve hayallerimi paylaşmak istiyorum. Umarım yazdıklarım sizin de ilginizi çeker ve merak uyandırır. Beni takip etmeye devam edin.

Etkilendiği Yazarlar:
George Orwell, Aldous Huxley, Suzanne Collins, H.G. Wells, Jules Verne


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yaver ARANCIOĞLU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.