..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Çocuk > Serdar Yýldýrým




1 Þubat 2024
Atatürk'ün Çocukluk Anýlarý: Büyük Kurtarýcý  
Serdar Yýldýrým
ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI BÜYÜK KURTARICI Atatürk'ün kýz kardeþleri Makbule ile Naciye tartýþýyordu. Naciye: Abla, son günlerde annem ve babamýn konuþmalarýndan þu sonuca ulaþtým: Osmanlý kötüye gidiyor ve önlem alýnmazsa sonumuz bir felaket. Bunun üzerine Makbule: Doðrudur. Bir kötü gidiþat var ama önlem alýnmýyor.


:FAJ:

ATATÜRK'ÜN ÇOCUKLUK ANILARI
BÜYÜK KURTARICI
Atatürk'ün kýz kardeþleri Makbule ile Naciye tartýþýyordu.
Naciye: Abla, son günlerde annem ve babamýn konuþmalarýndan þu sonuca ulaþtým: Osmanlý kötüye gidiyor ve önlem alýnmazsa sonumuz bir felaket.
Bunun üzerine Makbule: Doðrudur. Bir kötü gidiþat var ama önlem alýnmýyor. Saray yabancý kadýnlarla doluymuþ. Padiþahýn annesi yabancýymýþ. Annemiz Zübeyde Haným bir Türk. Biz de Türküz diyoruz. Annemiz fransýz veya rus olsaydý, biz de fransýz ve rus olurduk. Fransa'ya ve Rusya'ya hizmet ederdik. Türkleri kendimize düþman bilirdik.
Naciye: Abla, sen bunlarý biliyorsun. Sadrazam ve vezirler de biliyor. Önlem alsalar ya.
Makbule: Naciye, biliyorsun, ben Osmanlý tarihini araþtýrdým. Belli bir dönemden sonra kaç tane Türk sadrazam ve vezir adý söyleyebilirsin?
Naciye: Çoðu baþka milletlerden, aralarýnda Türk yok gibi.
Makbule: Bunlardan Osmanlý Devleti yýkýlmasýn demesini bekleyemezsin.

---------------------------------------------------------------------

BEN BEBEK MÝYDÝM?
Yýl 1872. Evde oturmaktan caný sýkýlan Fatma'yý annesi Selanik sokaklarýnda gezmeye çýkardý. Sokaklar bomboþtu, Arada bir tek tük adamlar geçiyordu. Bu Selanik'te kadýn yok muydu? Çocuklar evet çocuklar hani neredeydi? Neden eve kapatýlmýþtý? Bu durum Fatma'nýn kafasýna takýldý. Annesine þöyle bir soru sordu: Yemeklerimi yemiyordum ya o zaman ben bebek miydim? Zübeyde Haným derinden etkilendi. Bilmem kaç zaman önce Fatma ile böyle bir fikir alýþveriþi olmuþtu. Fatma, yemeklerini neden yemiyorsun, demiþliði vardý ama Fatma'nýn bunu hatýrlamasý olanaksýzdý. Zübeyde Haným, Fatma'sýna sýkýca sarýldý.
Daha sonra sahile çýktýlar. Boylu boyunca Ege Denizi önlerinde uzanýyordu. Vur patlasýn, çal oynasýn eðlenen, günün yirmi dört saati etkinliðini gösteren sahil gazinolarýnda ermeni, rum, yunan ve diðerleri coþku doluydu. Zübeyde Haným kýzý Fatma'nýn elini sýkýca tuttu. Eve doðru yöneldi. Ali Rýza Bey iþten dönmüþ ve yorgun olmalýydý. O geldiðinde mutfakta olmamak yakýþýk almazdý.

---------------------------------------------------------------

BÝR TORBA BALIK
Ali Rýza Bey ile oðlu Ahmet o sabah erkenden kalktý. Akþamdan sözleþmiþlerdi, yarýnki balýk tutma iþi için. Önceleri Zübeyde Haným karþý çýkmýþtý. Ne gereði var caným, sabah erken kalkmanýn. Biraz uykunuzu alýp bir iki saat geç kalksanýz da olur. Sanki Ege Denizi'nin balýklarý Ali Rýza Bey ile Ahmet gelecek ve biz onlarýn oltasýna ilk takýlan olacaðýz, mý diyecekler dediyse de dinletemedi. Zübeyde Haným onlarý sabah erkenden yolcu etti.
Ali Rýza Bey ile Ahmet çok hýrslýydý. Ellerinde birer olta ve gelsindi balýklar, atýlsýnlardý oltaya, bakalým kim, kaç balýk yakalayacaktý?
Aradan saatler geçti. Ali Rýza Bey ve Ahmet saatlerdir denize olta atýyordu. Oltanýn ucundaki yem yeniyor ama balýk yakalanmýyordu. Kavanoz içinde getirilen yemler bitmiþ ama ortada balýk yoktu.
Ýkindi vaktini geçmiþti. Ali Rýza Bey ve Ahmet, bu balýklar bizi sevmedi. Yem yiyor ama kaçýyorlar. Anneni ben severim, sen de seversin. Dönerken balýk alalým, annen de sevinsin ama aramýzda sýr. Aradan yüz yýl geçse bile anneye söylemek yok.
Bunun üzerine Ahmet, merak etme baba. Bizim balýk almamýzýn kimseye zararý yok.
Ali Rýza Bey ile Ahmet, akþamüstü bir torba balýkla eve giriþ yaptý. Zübeyde Haným onlarý coþkuyla karþýladý. Akþam yemeðinde bol bol balýk yediler.

---------------------------------------------------------------------------

ALÝ RIZA BEY'ÝN ÇOCUKLUÐU
Ali Rýza on dört yaþýndaydý. Arkadaþý Osman'la komþu köye gitmiþ ve yalnýz geri dönüyordu. Gök gürlemeye baþladý. Belli yaðmur geliyordu. Ali Rýza adýmlarýný hýzlandýrdý. Köyüne daha yol vardý. Bir saçak altý, bir girdap bulup yaðmurun dinmesini beklemeliydi. Karþýda bir çýnar aðacý gördü. Onlarýn yüzlerce yýl yaþayaný vardý. Ne fýrtýnalar, yaðmurlar atlatýrlardý. Hem bu çýnar aðacý tam bir saçak altýydý. Oraya sýðýnýrsa yaðmurun damlasý deðmezdi. Aniden gökyüzünde bir þimþek çaktý. Sonrasýnda uzaklara yýldýrým düþtü. Ýleride gökyüzü daha karaydý. Kýsa bir süre sonra doða gerçek gücünü gösterip yaðmur damlalarýný aðýrlaþtýrýrdý. Pek çok þimþek çaktýrýp yýldýrým düþürür ve bazý canlýlarýn yaþamlarýný sonlandýrýrdý. Ali Rýza oralarda bir çukur bulup içine sindi. Zaten sýrýlsýklam ýslanmýþtý. Yaðmurdan korkusu yoktu. O'nun düþüncesi yýldýrýmdý. Her þimþek çakýþýnda korkmuyordu ama ürperiyordu.
Al Rýza bir anlýk zaman diliminde baþýný yukarý kaldýrýp ileri baktý. Adamýn biri hýzla gelerek çýnarýn altýna sýðýndý. Saniyesinde þimþek çaktý ve yýldýrým düþtü. Boðuk bir feryat duyuldu ve adam yere yýðýldý.
Ali Rýza: Vay anasýný, demek ben oraya önce varsaydým yýldýrým bana düþecekti. Beni bu hayattan silip süpürecekti. Ben bu hayatta var olmalýyým ve en azýndan çocuklarým olmalý.
Sonradan yaðmur dindi. Ali Rýza çukurdan çýktý, çýnarýn altýna gitti. Yýldýrým adamý yakmýþ ve ikiye bölmüþtü. Daha sonra köyüne doðru yöneldi. Köy kahvesinde olanlarý anlattý ve yardým etmelerini istedi.
Ali Rýza evine vardýðýnda annesi Ayþe Haným olanlarý dinleyince çok þaþýrdý. O, insan hayatýnýn doða tarafýndan bu kadar kolay yok edilemeyeceði düþüncesindeydi. Kulaktan dolma deðerlerle hayatý þekillendirirdi. Ali Rýza'nýn anlattýðý bu olay ve yorumu hayatýna deðiþik bir bakýþ açýsý kazandýrmýþtý.
Ali Rýza bir süre daha hayata devam edebileceði düþüncesindeydi. Belki bir gün evlenir, çocuklarý olurdu. Eðer çocuklarý olursa, onlarý çok sevecekti.

--------------------------------------------------------------------------

GAGASI OLMAYAN KARTAL
Atatürk'ün abileri Ahmet 9, Ömer 8 yaþýndaydý. Kardeþleri 2 yaþýndaki Mustafa'nýn elinden tutarak mutfaða gittiler. Annelerinden bir hikaye anlatmasýný isteyeceklerdi ama anneleri mutfakta yoktu. Odalara baktýlar, evde yoktu. Yatak odasýna yöneldiler. Babalarý Ali Rýza Bey orada olmalýydý. Kapýyý çaldýlar, içeriden buyurun, gelin denince içeri girdiler.
Ali Rýza Bey: Krallarým benim, þahlarým, padiþahlarým! Siz üçünüz bir anda tarih sahnesinden silinseniz, ben kime oðlum derim? Kim benim adýmý tarih karþýsýnda yargýlar? Kim benim adýmý tarihe sabitler? Siz üç oðlumdan en az biri büyük iþler baþarsýn ve benim adým da bu O'nun babasýdýr diye anýlsýn. Tarihe geçsin. Yüzyýl sonra yeniden dünyaya gelsem ve adým kitaplarda yoksa hakkýmý helal etmem bilmiþ olun.
Bunun üzerine Ahmet: Baba, yüzyýl sonra bizim adýmýzdan yola çýkarak tarih kitaplarýnda bolca varsan ne diyeceksin?
Ali Rýza Bey: O kadar mutlu olurum ki herhalde kanatlanýp gökyüzüne uçarým.
Sonrasýnda derin bir sessizlik oldu.
Ömer: Annem mutfakta yoktu. Hikaye anlatmasýný isteyecektik. Þimdi buraya geldik. Baba, bize bir hikaye anlatýr mýsýn?
Ali Rýza Bey: Caným oðullarým, siz isteyin ben size sabaha kadar on tane hikaye anlatýrým, dedi ve bir hikaye anlatmaya baþladý:
Kendini gökyüzünün hakimi sanan bir kartal vardý. Çok büyüktü. Kanat açýklýðý on metreyi buluyordu. Aslanlar, kaplanlar ondan korkardý. Pençelerine yakalanan hiçbir canlý sað kurtulamazdý.. Yaþlanan kartalýn gagasý düþüyordu ya iþte bu kartal da yaþlanýnca gagasý düþtü. Gagasý olmayan bu kartal yeni bir gaga çýkmasý için, aylarca bekledi. Sonunda beklemekten sýkýldý. Timsah dolu bir nehre atladý ve timsahlar onu yedi. Hikayemiz burada bitti.
Ahmet sordu: Baba, bu anlattýðýnýz hikayeden nasýl bir ders çýkarmalýyýz?
Ali Rýza Bey: Hikaye anlatmamý istediniz, iþte hikaye anlattým. Varýn ötesini de siz hesap edin. Ne anladýysanýz onu anlatmýþýmdýr.

------------------------------------------------------------------------

ALÝ RIZA ÝLE ZÜBEYDE'NÝN AÞKI
Ali Rýza memur olmuþtu. Kazancý iyiydi. Mahalle arkadaþlarý, tanýdýklarý, amca çocuklarý evlenmiþti. Arkadaþlarýndan ikinciye çocuðu olan vardý. Düðünlerde kýzlarla dans eder, þarký söylerdi. Aþkýn ve aþýðýn yaþatýlmasý taraftarýydý.
Babasý ve annesi nice zamandýr Ali Rýza'ya kýz buluyor, Ali Rýza kýzý görüyor ve evlenilecek nitelikte bulmuyordu. Ali Rýza'ya kýz beðendirmek çok zordu. Yaþýn otuz oldu, evlen artýk Ali Rýza, diyorlardý.
Günlerden bir gün babasý iþten dönmemiþti, annesi oðlunu karþýsýna aldý: Bak Ali Rýza, komþular dediydi, sarý saçlý, mavi gözlü, dünya güzeli bir kýz var. Adý Zübeyde. Gittim, gördüm. Terbiyeli, saygýlý. Baban, sen, ben evlerine gidelim, kýzý bir de sen gör.
Ali Rýza: Olur anne, istersen yarýn gidelim, ne dersin?
Annesi: Tamam, yarýn gidelim.
Ertesi gün Ali Rýza, annesi ve babasý, Zübeyde'nin evine gitti. Ali Rýza, Zübeyde'yi görünce beyninden vurulmuþa döndü.
Bu kýz geçen gece rüyasýnda gördüðü kýzdý.
Selanik'te bu kadar güzel bir kýz varmýþ da benim haberim yokmuþ, diye kendi kendine hayýflandý. Ali Rýza'nýn babasý Ahmet Efendi, isterseniz gidin bahçede bir gezin gelin, dedi ve gençler bahçeye çýktý. Ali Rýza, Zübeyde ile aðaçlardan, çiçeklerden bahsederek bahçenin sonuna kadar gitti. Dönüþ yolunda Zübeyde'ye evlenme teklif etti: Zübeyde, benimle evlenir misin? dedi.
Zübeyde: Niyetli olmasaydým buraya gelmezdim, dedi. Ali Rýza öylece kalakaldý. Bundan sonra ne yapmasý gerektiðini bilemedi.
Daha sonraki günlerde Ali Rýza ile Zübeyde, Selanik sokaklarýnda gezdiler, dolaþtýlar. Zübeyde'nin evinde niþan töreni yapýldý. Zübeyde düðün istemedi. Ali Rýza, seninle olduðum her gün bana düðün dedi ve Zübeyde'den tarafa çýktý.
Aradan günler, aylar, yýllar geçti. Onlarýn altý tane çocuklarý oldu. Hepsi birbirinden deðerliydi. Mustafa da bunlardan biriydi. Daha sonra Mustafa Kemal adýný alacak ve yurdu istila edilen Türk'ün Kurtuluþ Savaþý'ný baþlatacaktý.

--------------------------------------------------------------------------------

GERÇEK OLAN NEDÝR?
Ali Rýza ile Zübeyde niþanlanalý bir ay olmuþtu ki bunlar Selanik sokaklarýnda gezmeye çýktý.
Ali Rýza: Zübeyde istersen þurada oturalým. Ege Denizi önümüzde, Selanik arkamýzda biz hayattan baþka ne bekleriz?
Bunun üzerine Zübeyde: Ali Rýza, hayattan istenecek çok þey var ama hayat bunlarý bir anda bize vermiyor. Kýsým kýsým veriyor. Bazen hiç vermez.
Ali Rýza: Bilirim Zübeyde, bilirim. Onun öyle olduðunu bilirim.
Zübeyde: Biz hayat olsak hayatý kurgulasak. Hayat kötü olsa iyi insanlarý kötülüðe yönlendirse iþsiz býraksa soygun yaptýrsa sen buna iyidir diyebilir misin?
Ali Rýza: Annesi hasta olan genç adam iþsizdi, parasý yoktu. Bu genç eczaneye girdi. Eczacýya reçeteyi gösterdi, gerekli olan ilaçlarý aldý. Dört kutu ilaç. Para vermeden çýkýp gitti. Zübeyde, sen hakim olsan bu genci hapse atabilir misin? Belki annesi ertesi gün kalkýp yürüyecek. Zaten eczacý þikayetçi olmamýþ.
Zübeyde: Bak Ali Rýza, bunlar göreceli kavramlar. On kiþi olsa beþi evet der, beþi karþý çýkar. Herkes akýl fikir düzeyi, zeka seviyesi açýsýndan fikir ileri sürüp yorum yapar. Ama gerçek olan nedir?

-----------------------------------------------------------------------------------

DÜÐÜNE DÖRT GÜN KALDI
Ali Rýza ile Zübeyde için, gündüz nikah, gece düðün törenine dört gün kalmýþtý. Bunlar yine bir fýrsatýný bulup yalnýzlýða adým atmýþtý.
Ali Rýza: Zübeyde sen böyle konularý konuþmaktan hoþlanmazsýn ama ben yine de sormak istiyorum. Biz evlenince kaç çocuðumuz olsun istersin?
Zübeyde: Aman Ali Rýza, hele bir çocuðumuz olsun, ben onu el bebek, gül bebek beslerim. Araþtýrdým ve buldum. Yeni evli çiftlerin ilk çocuklarý yüzde yetmiþ ihtimalle kýz oluyormuþ. Belki yüz yýl sonra bu yüzde seksene çýkarmýþ. Ali Rýza, ilk çocuðumuz kýz olsa sen bundan rahatsýz olur musun?
Ali Rýza: Böyle bir þey kesinlikle söz konusu deðil. Zübeyde, sen beni iyi tanýmamýþsýn. Kýzým olsun, oðlum olsun onu baðrýma basarým.
Sonunda o dört gün geçti. Ali Rýza ile Zübeyde evlendi. Ýlk çocuklarý Fatma oldu. Ali Rýza ile Zübeyde onu baðrýna bastý. Gelecekte onlarý mutlu günler bekliyordu.
Aradan yýllar geçti. Fatma dördüncü yaþ gününü kutluyordu. Zübeyde Haným yaptýðý pastanýn üstüne dört mum dikmiþti. Fatma mumlarý üfledi ve dört yaþýna girdi. Önünde uzun bir yaþam vardý ve O bu þansýný sonuna kadar kullanýrdý.

-----------------------------------------------------------------------------

ALÝ RIZA BEY'ÝN ÇOCUKLUÐU
Ali Rýza Bey, Selanik'te dünyaya geldi. Ýlkokulu Mahalle Mektebi'nde okudu. 12 yaþýna gelince arkadaþlarý arasýnda parmakla gösterilirdi. Çok iyi tekmük oynardý. ( Þimdiki futbol maçý ) Mahalle maçlarýnda baþý önde sahadan hiç ayrýlmamýþtý. Maç baþlayýnca geri gelir, kendini kaybettirir, sonradan ileri çýkar, ataklara katýlýrdý. Takýmý ileri çýkmýþken, rakip takým savunmasý buna önem vermez, defans elemanlarý yanýnda olmazdý. Top, Ali Rýza'yý severdi. Rakip kale önünde boþ pozisyonda durur ve topun gelmesini beklerdi. Hata affetmez ve soðukkanlý bir vuruþla golü atardý. Gool diye öyle bir baðýrýr ve kaçardý ki, en hýzlý koþan arkadaþý O'na yetiþemezdi.
Günlerden bir gün Ali Rýza evde ders çalýþýyordu. Kapý çalýndý. Ali Rýza yan pencereden baktý. Ýki arkadaþý bekliyordu. Annesi Ayþe Haným kapýyý açtý. Çocuklardan biri atýldý: Ali Rýza evde mi? Maçýmýz var da. O'nu çaðýrmaya geldik. Arkadaþlar bekliyor.
Ayþe Haným: Ali Rýza'nýn dersleri çokmuþ. Yarýn imtihaný varmýþ. Boþuna beklemeyin gelemez.
Aradan dakikalar geçti. Ali Rýza odanýn içinde dört döndü. Eðer arkadaþlar gitmezse ben giderim, diye düþündü. Dönmeye devam etti. Ali Rýza sonradan yan pencerenin perdesini aralayýp kapý önüne baktý. Arkadaþlarý gitmemiþ ve bekliyordu. Demek ki iþ ciddiydi. Maç iddialýydý. Ali Rýza odadan çýktý. Mutfakta duran annesinin yanýna gitti: Anne, arkadaþlar kapýda bekliyor. Derslerimi bitirdim. Ýmtihana hazýrým ve en yüksek notu ben alacaðým. Maça gideyim ha, ne dersin?
Annesi olur deyince Ali Rýza bir sevindi ki sormayýn.
Maçýn oynanacaðý yere merdivenli yokuþtan inilirdi. Ali Rýza yokuþun baþýnda görününce arkadaþlarý arasýnda bir dalgalanma oldu. Ýþte Ali Rýza gelmiþti ve bu maç kazanýlýrdý. Karþý takýmýn golcüsü Necdet uzun boyluydu ve elleri belinde bekliyordu. Ali Rýza'ya baktý. O'nu küçük görmedi ama büyük de görmedi. Arkadaþlarýnýn neden Ali Rýza'ya bu kadar önem verdiðini anlamadý. Her zaman olduðu gibi gollerini birbiri ardýna sýralar maçý kazanýrdý.
Maç baþlayalý on dakika olmuþtu ki Necdet ikinci golünü attý. Sonrasýnda takýmý rehavete kapýldý ve Ali Rýza sahneye çýktý. Þahlanan takým arkadaþlarýyla ileri atýldý. Ali Rýza'nýn attýðý dört golle maç 4-2 galibiyetle sonuçlandý.
Ali Rýza iddia gazozunu içerken, kimseyi alaya almadý. Daha sonra arkadaþlarýndan ayrýlýp eve gelince annesi sordu: Ali Rýza maçý kazandýnýz mý?
Ali Rýza: Evet anne, kazandýk. Onlar iki attý, ben dört attým ve maçý kazandýk.
Annesi: Böyle olacaðý belliydi. Ben senin kaybettiðini hiç duymadým.

-------------------------------------------------------------------------------

BÝR ALÝ RIZA BEY HÝKAYESÝ
Mustafa 2 yaþýnda, abileri Ahmet 9, Ömer 8 yaþýndaydý. Üç kardeþ annelerinin yanýna gitti ve bir hikaye anlatmasýný istedi. Anneleri Zübeyde Haným baþýnýn aðrýdýðýný söyleyerek çocuklarý babalarýna yönlendirdi ve þunu ekledi: Aman, dikkat çocuklar, ben size genelde insanlar hakkýnda hikaye anlattým. Babanýz tilkili, kuþlu, ördekli hikaye anlatýr ve hikayenin sonu tahminlerin dýþýndadýr. Þok olursunuz. Daðýlýp da gelirseniz sizi toplayamam bilmiþ olun.
Ahmet: Sen bizi merak etme anne. Ben ve Ömer daðýlmam, Mustafa hiç daðýlmaz. Anlatsýn bakalým babam hikayesini ve bizi þok etsin görelim.
Kardeþler, babalarýnýn yanýna geldiðinde Ali Rýza Bey kafasýný elleri arasýna almýþ, düþünceye dalmýþtý. Ahmet olanlarý anlatýnca hiç þaþýrmadý. Ýnsanoðlunun çözülemeyen sorunlarý olunca dönüp dolaþacaðý yer benim diyordu. Sonrasýnda Ali Rýza Bey þu hikayeyi anlattý: Bir ördek vardý. Yaþadýðý çaða göre, ileri düzeyde zeka sahibiydi. Ördekler etrafýnda toplanýr, oyunlar oynardý. Bu oynadýklarý oyunlar eðlence içindi. Bizim ördekle ilgisi yoktu. Bizim ördek hayatý kendi kurgulamak isterdi. Bir kader yapýcýnýn var olduðunu düþünmezdi. Yaþadýðýn kader oluyor derdi. Bir gün bu ördek üç ileri, bir geri yürürken etrafýný tilkiler sardý. Onlarla söz düellosuna girdi ve onlara sorular sordu. Siz tilkisiniz ama kurttan ne farkýnýz var? Ýki tilki bir kurt eder diyorlar. Bir tilki bir kurt neden etmesin? Ýnsanlar hayvanat bahçesi yapýyor ve tilkiyi kafese kapatýyor. Neden tilkiler insanat bahçesi yapmýyor ve insaný tutsak etmiyor?
Aradan zaman geçtiði halde ördeðin sorduðu sorular bitmiyordu. Sonunda tilkiler, sensin, dedi ve ördeði bir tilkiden yüz kat daha zeki tilkiler kralýnýn huzuruna çýkardý. Ördek tilkilere anlattýklarýný tilkiler kralýna da anlattý. Onunla söz düellosuna girdi. Bu durum tilkiler kralýný rahatsýz etti. Þu ördek de kimdi ve tilkiler dünyasýna hücum etmiþti? Bunlardan yüz tanesini toplasan bir tilki etmezdi. Tilkiler kralý, on yýllýk krallýðýnýn son bombasýný patlattý: -- Siz ördekler, kanatlarýnýz var uçuyorsunuz. Kanatlarýnýzý tilkilere verseniz, tilkiler dünyaya hakim olurdu. Neden dünyaya hakim olamýyorsunuz? Sizi engelleyen nedir?
-- Tilkiler kralý, biz dünyaya hakim olamýyoruz, siz de hakim olamýyorsunuz. O zaman gücünüzü kurtlara verin de kurtlar dünyaya hakim olsun, dedi. Bunu duyan kurtlar harekete geçti ve dünya yönetimini aldý.
Çocuklar, iþte bundan dolayýdýr ki, hiçbir kurdu evcileþtiremezsin. Sirklerde gösteri yapan aslanlar, kaplanlar evcilleþtirilmiþtir. Ben bunca yýllýk yaþamým boyunca hiçbir kurdun sirkte gösteri yaptýðýný duymadým.

Ali Rýza Bey sözlerini tamamladýðýnda oðullarý þok halindeydi. Bildik bilginin dýþýna çýkýlmýþ ve kendilerine bilinmedik bilgi verilmiþti. Babalarýnýn yanýnda ayrýlýrken, biraz daha özgür ve mutluydular. Tam özgürlük Ali Rýza Bey'in hikayelerinde saklýydý.

Atatürk'ün Çocukluðu - Ezgi Yayýnlarý - Yayýn Yýlý: Aralýk 1994




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn çocuk kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atatürk'ün Ýlkokul Anýlarý: Kaplan
Korkak Tavþan
Kardeþ Ali - Ýyilik Timsali
Konuþan Leylek
Lepistes - Beta ve Gromi'ye Karþý
Keloðlan Mücevher Aðacý
Yakýþýklý Geyik
Ahtapot
Atatürk'ün Ýlkokul Anýlarý
Sivrikoz Zamana Karþý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
800 ve 1500 Metre Türkiye Þampiyonuydu
Simitçi Çocuk - Serdar Yýldýrým
Solar Gezegeni - Serdar Yýldýrým
Karagöz Ýle Hacivat: Ýki Elin Nesi Var
Hikaye Yazarý Ömer Seyfettin Ýle Serdar Yýldýrým
Karagöz Ýle Hacivat: Karagöz Bilmece Soruyor
Karagöz Ýle Hacivat: Harami
Erdemli Olmak
Sepetçi Ýle Zengin Adam
Ressam Van Gogh Ýle Serdar Yýldýrým

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kardeþlik Hikayeleri [Þiir]
23 Nisan ve Cumhuriyet Þiirleri [Þiir]
Milli Boksör Mustafa Genç Ýle Ýlgili Bir Hikaye [Þiir]
Ben Mustafa Kemal Olsaydým - Serdar Yýldýrým [Þiir]
Devrimci Olmak Ýstiyorum - Serdar Yýldýrým [Þiir]
Atatürk Ýlkeleri - Serdar Yýldýrým [Þiir]
O Cesur Yürekte Yüzlerce Aslan Yatar - Serdar Yýldýrým [Þiir]
Atatürk'ü Sevmek Zorundasýn - Serdar Yýldýrým [Þiir]
Ya Atatürk Olmasaydý? - Serdar Yýldýrým [Þiir]
Kahraman Mustafa Kemal - Serdar Yýldýrým [Þiir]


Serdar Yýldýrým kimdir?

Hikaye ve masallarýmý 7'den 77'ye herkesin okuyup keyif alabileceði bir biçimde ve maceralý olarak yazmaya çalýþtým.

Etkilendiði Yazarlar:
Kerim Korcan, Ömer Seyfettin, Hasan Kýyafet


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Serdar Yýldýrým, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.