Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
Devam edelim… Oruçların aralıksız tutulduğu, aldatmaların ise kurumsal tatta olağanlaştığı, daha iyisinin her seferinde hayatımıza öyle ya da böyle girdiği bir dönemde; ne bir erkek, bir kadının bitmek bilmeyen kaprislerini çeker; ne de bir kadın, bir erkeğin kurmuş olduğu konfor alanında yetinmeyi tercih eder. Niye? Doğalarına aykırı… Mesela bu yüzden çoğunluk olarak kadınlar kedi beslemeye meyillidirler. Çünkü bilirler, kedi eğitilemez fakat içgüdüsel olarak onu inatla evcilleştirmeye çalışırlar. Erkekler ise çoğunluk olarak köpek beslemeyi tercih ederler, çünkü aradıkları itaat ve sadakattir. Bu yüzden kadınlar elleri kolları çizik içinde hayatlarına devam etmeyi tercih ederken; erkekler aynı saatte uyanır, köpeklerini besler, gezdirir ve aynı saatte evlerine geri dönerler. Olabildiğince objektif, tarafsız ve genel olup hiç kimseyi kırmamaya çalışıyorum. Fakat kah tarihe, kah gözlemlemelerime baktığımda; rahatlıkla yazabilirim ki akıllı ve güçlü bir adam bir kadınla yapamaz… Mümkün değil… Değil işte. Amma velakin… Peki kim yapabiliyor? Kim bu kadar evliliğini uzunca bir süre götürebiliyor? Hemen söyleyeyim… Çocuğunu yapmış, kadınını yıpratmış ve kadınının elindeki tüm kozlarını almış olan bir adam; mutlu ve uzun bir evliliğe sahip olmuş oluyor. Bu yüzden bu ‘’evlilik kurumu’’ baktığında aşk üzerine değil de tamamen menfaat üzerine kurulu olmuş oluyor. Niye? Farzı misal uzunca evli kalmış ve çocuğu olan bir çift boşansınlar. Eee? Kim çocuğa hafta içi kim hafta sonu bakacak? O çocuğun psikolojisi ne olacak? Sonrasında malum bu işlerin bir de nafakası var… Haydi onu da geçtim… Yok mu bazı alışkanlıklar, yok mu yeniden birini tanımaya isteksizlik? O da var… En kötü gerçek ise; zamana karşı yenilip, beraberinde gençliği ve güzelliği kaybetme de var… Bonus olarak da kendi hayatlarında hiçbir şey başaramayan toplumun, sanki hiç haberleri yokmuş gibi ‘’Siz ayrıldınız mı?’’ demesi de var. Canlarım benim. Haliyle; şahsen ben de Mustafa Kemal Atatürk gibi evlenmeyin demeyeceğim… Niye? Ben çok güzel bir kadınla aşkı yaşadım ama yetmedi… İstediğim gibi yaşadım, sonu ise istediğim gibi gelmedi… Mantıklı tercih yaptım sandım, o da olmadı… Bu yüzden… Benden daha iyi kararlar verin… Bu yüzden akıl vermek haddime değil… Çünkü siz, sizsiniz, ben benim. Bu alan benim iyi olduğum bir alan değil. Hepsi bu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |