..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > BuZ_LaLe




14 Şubat 2004
İsyan Fenerlerinin Işığında...  
BuZ_LaLe
Bazı bazı heyheyler gelir yazarım...


:BJEH:
    Bugün bir çiftin tartışmasına kulak misafiri oldum. Gene “Çıkmazlar Sokağı” nda buldum kendimi. Bu sokaktan nasıl çıkacağımı hiç bulamadığım gibi sokağın isyan fenerleriyle ışıklandırılmış olması da hep tedirgin etti beni. Soğuk kanlı karakterimin çatlama noktalarından birinin bu fenerlerin dibinde olup olmadığını nereden bilebilirim ki?!...Neyse, eşlerin tartışması bayana gelen “görevlendirme” ile ilgiliydi. Bu çift görevlendirmenin doğal olduğu mesleklerde çalışmalarına rağmen Bay X, eşine göreve katılması konusunda izin vermiyordu. Yaklaşık 10 dakika boyunca “giderim, gidemezsin…” kargaşası yaşadıktan sonra Bay X, kazara, ağzından eşine izin vermeme sebebini kaçırdı: “ Ne yani, ailecek mi gidelim taa oralara, otur evinde! Şimdi orada erkek merkek olur…” Eşinin itirazları üzerine anlatmaya devam etti üstelik: “ Ben neden mi tek başıma gidiyorum? Çünkü ben erkeğim!” Ne kadar özgür olduğumuzu kendi içimdeki çatışmalarla bulmaya çalıştığım şu günlerde Bay X’in bu sözleri gülle gibi indi beynime. Özgürlüğümün sınırlarını gördüm birden. “Nasıl yani?!..” diyeceksiniz, şöyle…
    Sürekli birileri kulağımıza özgür olduğumuzu fısıldıyor. “özgürlük” kavramının içini bu birileri doldurmadıkça , bence, ne kadar özgür olduğumuza karar veremeyiz ama bahsedilen özgürlük çeşitlerinden biri de günümüz kadınının özgürlüğü… Bence Türk kadını özgür değil. Burada kesip Pakize Suda’ nın köşesinden çok hoşuma giden birkaç fikir aktarıp öyle devam etmek istiyorum. “Yenge- Enişte” kavramları üzerine bir yazı yazmış Pakize Hanım. Yazının içeriği bu iki kelimeden tahmin edilmiş olsa gerek. Bir ortamda erkek tarafı arkadaşlarına sevgilisini “ Yengeniz olur !” diye tanıttığında herkes mutlu olurken; kızcağız abisine sevgilisini gösterip : “ Abi, bak: eniştendir kendisi!” dediği zaman olayların nasıl kan davasına dönmesini eleştirmiş Pakize Suda, çok da yerinde olmuş… Kadınların mağdurluğu sadece ilişkilerde kalmıyor tabiki. Bazı iş gruplarında bayanların sırf cinsiyetlerinden dolayı mesleklerinde yükselemediklerini, daha doğrusu yükseltilmediklerini biliyorum. Ülkemde bayan kendini televizyonun başında rahat rahat örgü örerken ve bakkalından, süper marketinden serbest serbest(!) alışverişini yaparken “özgür” olduğunu düşünüyorsa kocaman bir yanılgının içinde kalmış demektir. Hala bir yerlerde “erkek egemen bir topluluk” olduğumuz tekrarlanıyor. Aslında bu tekrarlar isyanla karışık bir kabullenişin simgesi ve kullanımdan düşmedikçe de biz hep “ erkek egemen” olmaya devam edeceğiz.
    Peki, “sen bu kadarcık(!) boyunla konuş! Konuşmak kolay…” diyebilirsiniz. Bence haklısınız da… Şimdi bana “ ee.. Çözüm?..” deseniz hiçbir şey diyemem. Dedim ya bu sokağın ismi “ Çıkmazlar Sokağı” ve fenerlerinde isyan yanıyor. Umarım ben bu fenerlerden birinin altında dağılmadan birisi bu duruma el koyar.
* Bu arada meraklısına: demin çiftin yaptığı tartışma Bayan X’in (ki annemdir), Bay X’e (bu da babam) darılmasıyla sonlandı; hala konuşmuyorlar…

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Sıcak anatım, soğuk bir konu.
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
19 Kasım 2004
Merhaba Sevgili Lâle (Buz'unu kullanmıyorum.); Soğuk bir konuyu sıcacık anlatmışsın.Ve toplumsal bir yaraya değinmişsin.Biz bu tartışmaları hep yaşıyoruz, genel olarak yani.Kadını, lâyık olduğu yere bir türlü oturtamadık.Erkekler buna izin vermiyor..........Ama suçun büyüğü biz kadınlarda.Kadına özgürlük vermeyen erkeği yatiştiren kim?Biz kadınlar, yani anneler!......Erkek çocuklarımıza verdiğimiz özgürlüğü kız çocuklarımıza vermediğimiz müddetçe; bir kadın olarak beklediğimiz, istediğimiz özgürlüğe kavuşamayız.Çünkü arzuladığımız, beklediğimiz özgürlüğü; biz kadınlar engelliyoruz biraz da........Güzel bir yazıydı.Genç yaşta güçlü kalem olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir kalemsin sen....Seni ve yazılarını seviyorum.....Sevgiler......Kâmuran ESEN

:: yobaz
Gönderen: kültür / istanbul
6 Mart 2004
samimi duygularla ifade ettiğin yazını okuduğumda çok duygulandım. Maalesef türk kültürü deyi adlandırılan aslında kültürle hiç mi hiç ilgisi olmayan eğitimle de verilemeyen düzeltilemeyen saygısız bencil ve nezaketten yoksun insanların yükünü taşımak zorunda bırakılan kadınlarımızın fedakarlıklarının mükafaatı nedir biliyormusun; sizler gibi, yobazlıktan arındırılmış yavruları bu topluma kazandırmak. seni tebrik ediyorum hayat gözlüğünü takmışsın.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kelimeleri Görmek
Tek Gözü Kapalı Canavar!
Nev - Ruz

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sabun Köpüğünde Yaşayanlara...
"Yazı"lı Kanunlar
Sürpriz
Uykusuz Ruhlar Ay'a Döner
Kendime Bile Yetmeyen Zamanlardan Kalanlar...
Çocuk Gözlerdeki Kocaman Dünya
Sessizlik Defterinden Notlar - III
Sessizlik Defterinden Notlar - I
Sessizlik Defterinden Notlar II
Sessizlik Defterinden Notlar IV

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kediler ve Suyun Hikayesi [Öykü]
Buz_kale ve Müzik [Öykü]
S (B) Ana Yazılmışlar Sokağı... [Öykü]
Puzzle - U [Öykü]
Puzzle - P [Öykü]
Kan Lekesi [Öykü]
Kelebek ve Derin Bakisli [Öykü]
Kristalin Gözyaşları! [2] [Öykü]
Kristalin Gözyaşları! [1] [Öykü]
Güneşli Bir Günün Ardından [Öykü]


BuZ_LaLe kimdir?

" Yazar ağzını kapamalıdır ki,yazısı kendisininkini açsın. " F. Nietzsche Sustukça susasım geldi hayata. . Artık daha az konuşuyorum. . Susmalar daha tanıdık geliyor artık galiba. .

Etkilendiği Yazarlar:
Zaman ilerledikçe beni etkileyenler değişecek. Bu yüzden hayranlık duyduğum insanları yazarak sınır koymak istemem.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © BuZ_LaLe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.