her aşk kendi ölümünü içinde taşır!
çarmıhı sırtında taşıyan İsa gibi
nereye gittiysem oraya taşıdım seni
mutsuz çocukluk öyküleri ve
ertelenmiş düş izleriyle yüzünde
benimdi etinde sancıyan diş izleri
/hayatın alaşımı bu pörsümüş öfke/
susuyorum:
hiç bir söz bu acıya denk gelmez artık!
biz şimdi
ayrılığın yonttuğu taş heykeller gibiyiz
iki uzak şehirde!
NİLAY AKSU