..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > ERDEN ERKİN




5 Mart 2005
Barmen Öyküleri  
ERDEN ERKİN
Dışarı çıktım. Hafif, incecikten bir yağmur yağıyordu. Arabama bindim, silecekleri çalıştırdım. İçimde derin bir hüzün...Nasıldı bu insanlar, aman Allahım, para için insanlıklarını bile unutmuşlardı. ERDEN ERKİN...


:BAGIH:
BARMEN ÖYKÜLERİ



Üç yıl önceydi. Adını gizlediğim barmeni çalıştığı otelin barından çıkarmışlardı. Bana ricaya gelmişti. Hiç değilse yazı geçirecek geçici bir barmenlik işi arıyordu. Barmeni Kuşadasında bizimle iş yapan bir otelin barına barmen olarak yerleştirdim. Bir sezon çalıştı. Şimdi Bursa' da beş yıldızlı bir otelin barmeni.

Geçenlerde bir akşamüstü bu ünlü otelin barına uğradım. "Vay Erden abim!" diye bir haykırışı ve sarılışı vardı barmenin. " Abi nerelerdesin, gözlerim yollarda kaldı, bir kusurumuz mu oldu?" "Yok," dedim." Şu sıralar pek takılmıyorum, sık seyahat ediyorum. Ayın yarısını dışarıda geçiriyorum."
" Abi viski?"
"Hayır, hayır, bu saatte olmaz! İyisi mi bir soda ver bana."

Bir soda uzattı bana. "Abi konuşmuyorsun, canın mı sıkkın?"
" Boş ver," dedim. "Bazan susmak konuşmaktan iyidir. Kafamızı dinleyelim. Sahi ya bunca sarhoşun kahrını nasıl çekiyorsun?" diye sordum.

Barmende laf çok. Bir kentin elit grubunun neler yaptığını öğreneceğiniz en güvenli yer barmenlerdir. Kim ne yapmış, kim kiminle kırıştırmış, kim boşanmış, kim evlenmiş, kim kime ihanet etmiş, en iyi barmenler bilir. Size bir sır vereyim, basın mensupları ve paparazziler hep haberleri bunlardan alır. İyi bir dinleyicidir barmenler. Sandığınızdan çok fazla şey bilirler.

"Abi benim işim bu. Bilirsin, sana tere satacak değilim. Sarhoş konuşur ben dinlerim ve kimin ne halt ettiğini kendileri bana anlatır, ertesi akşam gelir bana sorarlar."

Bir sessizlik oldu. Barmene sordum: " Yeni haberler var mı?" "Olmaz mı abi," demesiyle başladı anlatmaya: " Abi şu eski milletvekili fabrikatör şey var ya...( Çok ünlü biri olduğu için adını ben gizliyorum. ) O bu yaz bizim Küçükkumla'daki evine eşini ve çocuklarını götürmüş. Bu yaz buradayız demiş. Ben de bu arada dinlenir ve sık sık balık tutarım. Eski milletvekili her sabah teknesine atlayıp akşam dönüyormuş. Ellerinde bir sürü balık... Balıkların bir bölümünü eve bırakıyormuş, diğerlerini de komşularına dağıttırıyormuş. Bu durum iki ay böyle devam etmiş. Bir gün eski milletvekilinin Bursa'da çok önemli bir işi çıkmış. Şoförü gelip almış kendisini, doğru Bursa'ya gitmişler. İşi uzamış, birkaç gün kalmak zorunda kalmış. Eşine telefon etmiş, Bursa'da birkaç gün kalacağını söylemiş. Üçüncü günü akşamı oturdukları evin iskelesine bir balıkçı motoru yanaşmış.Balıkçı eski milletvekilinin eşine eski milletvekilini sormuş, abla demiş abinin bende üç günlük birikmiş balıkları var. Gelip almadı. Merak edip ben getirdim, yoksa balıklar kokacak. Ne balığı demiş kadın. Bizim balık siparişimiz yok. Balıkçı, abla demiş, abi iki ay önce bana geldi. Ne kadar balık tutarsan benim adıma tut, ben her akşam teknemle uğrar senden alırım dedi. Her akşam uğrayıp balıkları alıyordu, ancak üç akşamdır gelmedi. Balıklar elimde kaldı, kokacak; ben de sizin eve kendim getirdim. Kadın hemen teknenin kaptanını çağırtmış. Çabuk doğru söyle siz iki aydır nereye gidiyordunuz gündüzleri ve her akşam bu balıkçıdan balıkları alıp eve dönüyordunuz? Abla demiş kaptan, her sabah erkenden Çınarcık'taki eve gidiyorduk. Oradaki hanıma uğruyordu bey, demiş. Kadın sinirlenmiş, ne beyi, ne hanımı. Kaptan bir çuval inciri berbat ettiğini anlamış ama kadından kurtulamamış, söyle çabuk yoksa seni kovarım diye bağırıyormuş kadın. Sonunda tekneye binip Çınarcık'taki eve gitmişler. Kapıyı bir hizmetçi açmış. Bey ya da hanım nerede diye sormuşlar. Beyle hanım Avrupa'da demiş hizmetçi. Sonunda ne mi olmuş, adam korkusundan Bursa'da bir otelde kalıyor. Kadın işlerin başına geçmiş, ona metelik vermem diyormuş.


Şimdi ikinci güncel olayı anlatayım Erden abicim: İstanbul Hilton'da işadamı şeyin bir düğünü vardı ya...( Çok ünlü bir işadamı, adı batık banka olayına karıştı ve sık sık tutuklandı, adını gizliyorum. ) İşte bu işadamı düğünün yapıldığı Hilton'da üç kat ve bir restoran ile bir salonu kiraladı. Bursa'dan helikopterlerle misafirlerini götürüp otele yerleştirdi. Gece düğünden sonra herkes kumarhaneye davet edildi. Bilirsin, şey yaşlı, karısı çok genç...( Adlarını özellikle gizliyorum, Bursa'nın tanınmış simaları. ) İşte adam yaşlı, erkenden yatmış. Kadına da bolca para verip git kumar oyna demiş. Kadın paraların tamamını kaybetmiş, ardından çok değerli olan mücevherlerini...Onları da kaybedince doğru yukarı odaya çıkmış, adam horul horul uyuyor, cebinde ne kadar TL döviz varsa hepsini almış, onları da kumarda kaybetmiş. Ardından bir de milyarlarca liralık senet imzalamış. Adam borç alarak Bursa'ya dönmüş.

Şimdi üçüncü olayı anlatayım Erden abime: Abi, şu şeyin karısı var ya hani yeni evlendiği fingirdek karı...( İsmini gizliyorum, adam kara para olayına karıştı ve uzun süre tutuklu kaldı. ) İşte onun karı geçen geceyarısı buraya zilzurna geldi. Yıkılıyor, düşüyor, koşup kaldırıyoruz. Bizim bir de çok yakışıklı bir müdür var. Ona tuvalet nerde lan diye bağırdı. Şurada efendim dedi müdür. Düş önüme göster lan şerefsiz dedi müdüre. Müdür önde o arkada doğru tuvalete. Tuvalette müdüre şey yapalım demiş. Müdür reddetmiş. Tekme tokat müdüre kapağı açılmadık küfürler. Müdürün yanağını ısırdı abi. Adam zor elinden kurtuldu kan revan içinde...Adamı hastaneye kaldırdılar. Kadını görmeliydin abi. Bütün erkeklere sövüyordu. Zor evine götürdüler..."

" Bak," dedim. "Sana bir şey soracağım ama bana doğruyu söyleyeceksin!"
"Abime bak! Abi sana doğruyu söylemiyecem de kime söylicem?"
" O zaman benim için neler söylüyorlar, hadi onu söyle de öğrenmiş olayım."

" Abi senin için de, çok yakışıklı korkunç sevimli biri diyorlar. Ancak kapıldı birine, kendini heder etti, hayatını zindan etti yazık diyorlar..."
" Doğru söyle, yemesini bilmeyen bir salak diyorlar değil mi?
"Evet abi, öyle diyorlar..."

Dışarı çıktım. Hafif, incecikten bir yağmur yağıyordu. Arabama bindim, silecekleri çalıştırdım. İçimde derin bir hüzün...Nasıldı bu insanlar, aman Allahım, para için insanlıklarını bile unutmuşlardı.

ERDEN ERKİN...
BARMEN ÖYKÜLERİ...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumcu kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mankenler Dünyası
Ünlü Olmanın Yolu

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mazi İçimde Yaradır
Gidenin Ardından...
Bir Gidiş Gittin Ki…
Bayramın İlk Günü...
Samanyolu
Gonca Gül
Bu Gece Yılbaşı
Bir Anı
Tuhaf Bir Raslantı
Aşkın Hüzünlü Yüzü...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seninle Aşkımız [Şiir]
Karanlığın Gözleri [Şiir]
Son Bölüm [Şiir]
İçimdeki Fırtına [Şiir]
Yalnızlık [Şiir]
Sen de Gittin Oldun El [Şiir]
Mutluluk Masalları... [Şiir]
Armağan [Şiir]
Sabah Saat Beşti [Şiir]
Doğanın Değişen Dokusu [Şiir]


ERDEN ERKİN kimdir?

Bilmiyorum şimdi kiminlesin, nerde? Eğer düşmeseydim ayrılıklarla derde, seninle çok mutlu olurdum, olur olmaz her yerde. . . Ne olur gitme, kal! Bitmesin bu masal. . . ERDEN ERKİN Uluslararası Turizmci

Etkilendiği Yazarlar:
Aşk, martı kanadının denize değdiği andır; yitirilen, kumsalda beklemekle geçirilen zamandır. ERDEN ERKİN


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ERDEN ERKİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.