..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Faik Murat Müftüler




13 Mart 2005
F (X) =?  
Faik Murat Müftüler
Çoktan seçmeli soruda ne de çok şık vardı. Bilinen yöntemlerle çözülemiyordu ve şıkları yerine yazıp sonucu aramaktan başka çıkar yol da yoktu. Sadeleştirme yapmayı denemeden sevgilileri yazdım x gördüğüm her yere.


:BICA:
   Aşkı aramakla geçer ömürler; yada bulduğunu zannettiği aşkın sağlamasını yapmakla. Her işlem çözülürken zor, sağlaması yapılırken kolay gelir zihinlere. Gerçekten de zor mu? Kolay mı yoksa? Çözmeden bilinmez.

   En başta, uzun ve karmaşık gibi görülen bir f(x) fonksiyonuyduk. Tabiat yasalarının tek sorulu sınavındaydık.

   Soru 1 ve son:
    f(x) fonksiyonunda, tam sayı sonucunu sağlayan x’in değerini bulunuz. Mümkünse bu tam sayı ‘bir’ olsun.

   Çoktan seçmeli soruda ne de çok şık vardı. Bilinen yöntemlerle çözülemiyordu ve şıkları yerine yazıp sonucu aramaktan başka çıkar yol da yoktu. Sadeleştirme yapmayı denemeden sevgilileri yazdım x gördüğüm her yere. Kiminde sonuç bire çok yaklaştı. Kiminde yanından bile geçmedi. Hiçbir seferinde tam bir etmedi ki etseydi eğer, bugün peşinden koştuğum bir aşkım olurdu. Yaklaşık sonucu kabullenememektendir yalnızlığım.

   Tabii ki ben de yerine yazılıyorum sevgililerimin fonksiyonlarındaki x veya y veya her ne bilinmeyense; bilindiğinde terk eden veya terk edilen. Ortada iki denklem var ve üç ihtimal. Denklemlerin ikisi birden tam sonuç verdiğinde mutlak aşk bulunmuş demektir. Bu iyi ihtimal. Kötü olan, denklemlerin ikisinin birden yanlış sonuç vermesi; ama kötünün de kötüsü var ki o da denklemlerden sadece birinin doğru sonucu sağlaması. Ah o zaman ne acılar çekilir ve ne yaralar açılır çözüme giden tüm hesaplamaların karalandığı yüreklere. Vazgeçmeyi bilmeyen gönüllerde, tükenmez kalemin keskin ucu, mürekkebi bitene dek kıvranır da artık yazmaz olduğunda daha bir bastırılır yeni bir kalem aramaktan kaçan üşengeç ellerin alışkanlığıyla. “Son bir hesap kalmıştı. Canım yanıyor ama onu da denemeden bırakmamalı”

   Yaş kemale erince sağlama yapmayı denedim. Aman Tanrım! O da ne? O karmakarışık zannettiğimiz fonksiyon aptal bir bölme işleminden başka bir şey değilmiş. Sevgililer ise bol basamaklı birer sayı. Ne çok uğraştık oysa delikanlı çağlarımızda denklemlerle, bilinmeyenlerle, bilinip kabullenilmeyenlerle… Ne çok zaman kaybettik toplasan yirmi yılı verimli çözüm çabalarıyla geçecek ömrümüzden. Şimdi ise, daha yapılması gereken bir yığın bölme işlemi varken, Tanrı’nın kronometresinin tıkırtılarıyla telaşlı, aceleden yanlışlar yapma riski altındayız.

   Bölme işleminin günden güne daha bir zorlaşması, sabit olmayan sayılarımızın, yaşanmışlıklarla her gün bir basamak daha büyümesindendir. O halde yeni yetmelerin ‘bir’ olması mıdır işlemlerini kolaylaştıran? Bir bölü bir eşittir bir. Kolay aşk. Hayır bu değil tabii ki. Acemi aşklar, mutlak değer çizgilerinin arasında baskılanan sonuçlarının verdiği yaklaşık değere gösterilen rızadan doğuyor. İlk yaklaşık tam sayıyı elde ettiğinde, heyecanla “Buldum!” diyor zavallı gönüller; ama er geç o mutlak değerden çıkan, çok basamaklı, tek virgüllü ve virgülden sonra bol haneli kesirli, küsurlu, kusurlu sayı batmaya başlıyor okumaya çalışıp okuyamayanlara. Hele ki iş işten geçtiyse gerçek sonuç görüldüğünde, “Evlilik aşkı öldürüyor” bahanesinin ardına saklanılıyor. Oysa evlilik, o mutlak değer çizgilerinin olmaması gerektiğini ve aptalca bir cesaretle sonucun yanlarına çizildiğini, en çabuk tarafından gösteriyor o kadar.

   Okurun “Yaklaşık değer elde edebilmek bu kadar kötü müdür?” dediğini duyar gibiyim. Tabii ki kötü değil. Yeter ki ‘bir’e yaklaşık olsun. Yoksa bol haneli sonuçlara gösterilen rıza boynumuza asılır olanca ağırlığıyla. Boynumuzu , belimizi büken ağırlığıyla masanın üzerindeki sınav kâğıdına yaklaştırdığı gözlerimize, denklemde yerine yazmayı denemediğimiz diğer şıkları daha yakından göstermeye başlar. Hesaplamamak en iyisi. Başka şeyler düşünmeli. Ya şeytana uyup hesaplarsak?

   “Aman Tanrım! f(x)=1 . “q” şıkkı olmalıymış”


.Eleştiriler & Yorumlar

:: yine mi matematik:)
Gönderen: Burcu Yıldızer / Ankara/Türkiye
17 Mart 2005
Saat 10:58… Yazıdan haberdar edildiğimin on beşinci dakikası. Tam bir cümleyi okumuş ve yutkunmaya çalışmışken aklıma sağ köşede unuttuğumu düşündüğüm kahve fincanına elimi uzatıyorum ve…. Ve BOŞ!!! Oysa ben dolu olduğunu, en azından yaşamış olduğum yutkunma zorluğunu giderecek kadar, içinde kaldığını sanmıştım. Bitmiş…Bundan sonra yazacaklarım eğer mümkünse matematik sınırları içerisinde değerlendirilmesin; çünkü oldum olası sayıların dört işleminden anlamamışımdır. Zaten belki de bu yüzden bir yerlerde, zamanın birinde sınıfta kaldım hayattan ve aşktan. Acaba gerçekten aşkın bir denklemi olabilir mi? Hani yani denklemi varsa, mutlaka çözümü de olacaktır. Böylece yanağıma asılı kalmış yüzyıllık sancılar, damlalar artık daha fazla benimle olamayacak demektir. Ama bir dakika, alıştım mı; alıştık mı ne onlara? Buna da şöyle okkalı bir ‘belki de’ daha benden! Meğer ne kadar olasılıklı bir yaşamım varmış benim. Yazdıklarımdan anlamak hiç de zor değil. Evet, nerede kalmıştım. Evet aşkın denklemi… Aşkın acaba katı, sıvı, gaz olarak da bir kimyasal formülü olabilir mi? Birleşiminden güzel kokular yayacak bir parfümü? Bir şarkı Murathan Mungan’ın dizelerinden: Kimdi giden, kimdi kalan? Giden mi suçludur her zaman? Ne zaman başlar ayrılıklar? Dostluklar biter ne zaman? Kimdi giden, kimdi kalan? Aslında giden değil; kalandır terk eden. Sonra başka bir dize daha yerleşir bu yoruma: Zaman nasıl akıp gidiyor. İnsanlar maskelerini ne çok seviyor. Yıllarca bir yalanla bir ömür geçiyor da; hiç kimse yok bir tek günü sonuna kadar yaşamaya. Mecbursun..Sevgi ve ışıkla. BURCU YILDIZER




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Buğulu Camın Ardındaki
Söz - Anlam
Beş Kere
Bungee Ayrılık
Boyama Kitabı
Aramak Üzerine
Popüler Optimist
Ya - Sa
Rüya
Mantığı Seviyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Matematik [Şiir]
Mahkeme [Şiir]
Sevda Sıçradı [Şiir]
Boşluk [Şiir]
Concerto Grossi No: 1 B Minor Opus: 37 [Öykü]
Altını Çizmeden Okumak [Öykü]
Mutlak Sözcük [Öykü]
Şans [Öykü]
Aşkın Perspektifi [Öykü]
Siyah - Beyaz [Öykü]


Faik Murat Müftüler kimdir?

Profesyonel hayalperest , amatör yazar

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Pamuk'u çok beğenirim . Etkilenmeye çalıştım , beceremedim . Taklit bile edemem .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Faik Murat Müftüler, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.