Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir. -Camus |
|
||||||||||
|
— E madem çalışmıyorsun artık, bir sürü boş vaktimiz var demek ki! Ona ne cevap verdiğimi hatırlamıyorum ama günün 15–16 saatini çalışarak geçiren bir insana ‘ boş vakit’ kelimelerini birden kullanırsanız, ani şok etkisi yaratacaktır. Ben bu şokla, iş hayatıma es verdiğimi, kendi hayatıma hala devam ettiğimi söyleyemedim tabi. Ayrıca bir saniye ya! Benim hala boş vaktim yok ki! Telefonu kapatıp, bahçedeki gülleri budamaya çalışırken bunu düşündüm.( daima daha fazla zamana ihtiyacı olanlardanım bende) Severek yaptığım bir işe, beni arındıran, tekrar tekrar tazeleyen zevklerim için ufak bir ara vermiştim o kadar! Baharın, ağaçlardaki o patlamış mısır gibi açmış beyaz tomurcuklarına, iki saniyelik bakışlarımdan bıkmıştım çünkü. Çünkü bu hayat telaşı, köpeğimle geçiremediğim saatler için, onun ölümüyle keşke(!) ye dönüşüyordu. Vefasız olmuştum hayatımda ilk defa, dostluklarımı kısacık kahve molalarında yaşamaya çalışırken. Ama insanın çalışsa da çalışmasa da boş vakti olmamalı. Hobisi olmayan insanlar( ki bu ne kadar sağlıklıdır onu da bilmiyorum) bu durumdan şikâyetçi olabilirler. Ama diyorum ya; benim hala daha fazlasına ihtiyacım var bu yaşadığım zamandan. Biraz önce can suyunu verdiğim beyaz gülle konuşmanın, yıllardır kendi yaptığım takılarıma bir yenisini eklemenin, ‘gündüz okursun artık kitabını, gece uykusuz kalmazsın’ diyen ablama ‘demek ki artık iki kitap okuyabilirim, kârdayım’ diyebilmenin, ev yapımı şarapları sirke olmadan kurtarabilmenin ve yazmanın yazmanın yazmanın… Bunlar için daha çok vakit gerekmiyor mu yani? Babamı ilk defa dün gece, elinde bir palet, karşısında şövale, yağlı boya resim yaparken gördüm mesela. İki vadi arasında etrafa beyaz köpükler sıçratan bir şelale çiziyordu. Biz onun, modern Michelangelo olduğunu düşünürken, o bütün yorgunluğunu çizdiği şelaleden akıtıyordu sanki. O an daha iyi anladım ki, doğru hobi, yaşı başı dinlemeden şifa dağıtan gizli bir iksirdi aslında. O yüzden annemin, ‘dışarı çıkmak istemiyorum, bilgisayarda oyun oynayacağım’ demesine şaşırmıyorum. Zamanı ertelemek kadar korkunç bir şey var mı ki hayatta ya da ertelenemeyecek kadar kısıtlı saatlere bir ‘boş’ ekleyip kendimize kast etmek gibisi! Astrologların dediğine göre, bugün yeniay başlangıcıymış ve yeni bir şeye başlamak için ideal bir zamanmış.(kaçırdık diye üzülmeyin, her yirmi sekiz günde bir tekrarlanıyormuş bu durum ama ben acele edin derim.) ayrıca ay büyüdükçe, yapmaya karar verdiğiniz her ne ise, oda aynı oranda ilerliyormuş. Belki çoğu hallerde olduğu gibi, yaşantımızdaki değişiklikler için böyle ufak tefek motivasyonlara ihtiyacımız vardır. Şimdiye kadar hayata verdiğimiz saatleri geri alabilme lüksümüz yoksa madem, geri kalan ömrümüzü kendimiz için kullanmalıyız derim. Beden yorgunluğu, ayaklarınıza biraz daha sancı ekleyebilir ama ruhunuzu azat ederek her şeyi dengeleyebilirsiniz aslında. Acilen hayatınıza yeni güzellikler ekleyin hatta bir hobi daha edinin. Buna değecek, bana güvenin :)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Feray Korkmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |