Uygun adım yürünmüyormuş aşkın yanında
Birbirini kovalayan çocuklar kadar
Sakar olmayı öğrenmek gerekliymiş...
Bir de
Gözlerinin içine bakmaya cesareti olmayanlara aşık olmamayı!
Ben artık bir hayli uğultulu bu yalnızlığa
Ne yeni yeni isimler türetecek bir dağarcığı
Ne de tutup boynundan asacak bir darağacını bulabilirim
Bütün gülücüklerim soğuk demirlerle dövülmüşken
Üstelik derdim ayyuktayken çığırtkan canlıların kanatlarında
Hemen, şuracıkta ölsem, ölsem, ölsem...
Yine de anladım diyemem; bir kalbin neyle eksildiğini, neyle beslendiğini ?
Şimdi sütten kesin ruhlarınızı!
Madem doğuramayacağınız düşler kurdunuz
Bırakın laleden devrilmiş ve bir hayli naftalinlenmiş o eski kuşak, taze masal, o en görkemli yalanlar düşsün sokakarası ıhlamur yollarına
Yakışmıyor bir aşkı kabartamadığınız göğüslerde taşımak
Bırakın yine onlara kalsın mevsim sonları rüzgar altı aşk semaları
Onlara kalsın baş harflerin nice makamdan üstün beyaz mendil köşesi...
Çayın demi, martı simidi, damla sakızlı muhallebi...
Bitti tükendi işte umuda sadık kalan kim varsa, her ne varsa...
Ne kadar sepya kalsak, o kadar iyi!
Uygun adım yürünmüyormuş aşkın yanında
Dur o halde, dur! Dört iklim, yedi kıt-a!
Feray KORKMAZ
22.09.2010 ]