Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
İçim, ucundan kopmuş bucağını aramaya hazırken, göz yaşlarım kendini sunuyor romantizmin kucağındaki yalnızlığımdan. “Nerede O?!?” “Bir buçuk ay sonra yanında olacağım hayatım” yanıtı, telefonu fırlatmama yetiyor. Sarılıyorum, elimdeki romantik yalnızlığıma, tenimde yiten yağmuruma ve gözümden süzülen taneciklere!.. Birden romantik olasım geldi işte. Peki, romantizmi paylaşacağım kişi nerede?.. Şu an yok ve şu an ki yokluğu sanki hiçbir an olmayacakmış gibi daha da çekiyor beni romantizmin içine. Ben de, “o olana kadar içimde saklayacağım romantizmimi” diye söz veriyorum kendime. Ya sonra?.. Evet evet ya sonra?.. Onun varlığındaki ‘sonra’ da, hepsini bir çırpıda serpeceğim suratına, boğacağım onu beni içine ittiği romantizmle!.. Yapacağım bunu son kez olmasa da. Yakacağım, kavuracağım onu romantizmin sıcaklığıyla. Çünkü benim adım aşk. Sağıma soluma bakıyorum, hiçbir şey yok. Havaya bakıyorum, yağmur damlacıkları gıdıklıyor yüzümü. Elime bakıyorum. Evet evet, işte elimde romantizm. Titretiyor elimi depresyon nöbetlerine taş çıkartırcasına. Fakat benim depresyonlarımda bir acayip!.. Salaklığa izin vermeyen depresyonlardandır benimki. Üzüyor ama danstan da geri kalmıyor. Herhalde daha bir buçuk ay boyunca üzgün danslarına devam edecek gibi. Dans ediyor, geziyor, tozuyor, süslenip püsleniyor. İçi de kıpır kıpır. Gelmekte olan tatile seviniyor, tatil hazırlıklarının bir parçası olan alışverişe çıkmaktan da geri kalmıyor. Çikolata bile yiyor depresyonum. Ama iş erkeklere gelince orda duruyor ve “sevgilimi asla aldatmam” diyor. Bu kadar farklı bir depresyon işte. Ama depresyon neticede. Hem de, gerçek bir “sevgilisiz kalma depresyonu." Sözde “Benim Adım Aşk”... “hani nerede aşkın” demezler mi?.. Ne dersiniz, kendimi mi kandırıyorum, yoksa oyalıyor muyum?.. Ne yapıyorum ben?.. Aslında beni kimse durduramaz, geceler ve gecelerin içindeki uyku zamanı gelip çattığı andan başka. İşte o an, bütün gün geçiştirmeyi başarabildiğim korku, üzüntü ve acı, öyle bir ortaya çıkıyor ki!.. O şeyi parçalayacağım geliyor. Resimlere bakıyorum ayna yerine o anlarda. Çünkü gerçeğimle karşılaşmaktan korkuyorum. Sadece ve sadece depresyonumun vahim denecek boyutlarında, yani gecelerin içindeki uyuma zamanı gelip çattığında böyle oluyorum. Vahim durumdayım şu an!.. Ama vahim durumda olduğumu kimse anlamıyor. Çünkü en iyi becerebildiğim şeyi yapıyorum; ‘kendimi saklıyorum.’ Çünkü, benim adım aşk!.. Neden hep geceleri? Neden şarkılar hep geceleri anlatıyor? Gecenin özeliği ne olabilir ki hüzünden başka?.. Neden hep geceleri yanıyorum ve geceleri yakıyorum?.. Neden ben hep geceleri ortaya çıkıyorum?.. Vampir miyim ne?!? Aşk, iyi olduğu kadar da kötüdür ve ben kötü şeylere bayılıyorum. Onun içindir ki benim adım aşk. Çünkü ben de kötüyüm. Dedikodu da yaparım, aleyhte de konuşurum. İnsanları terslerim. Asla kişilerin yüzüne gülmem. Söylenmeyecek şeyleri veya en son söylenecek şeyleri, ilk basta söylerim can yakmak adına. Kötüyüm işte ve bu yüzden benim adım aşk. O kadar kötüyümdür ki, kimse benim kötülüğümü göremez, kimse kötülüğümün farkına varamaz. O yüzdendir ki dünya kurulduğundan beri yaşıyorum. İyiliğim ise, saklanmamdan ileri gelmektedir. Acı çektirmekten zevk alırım. Bazen de çok gıcık olurum. Moralinin en iyi olduğu bir anda moralini bozarım aşığımın. Kalp kırmaya gelince, onu da çok iyi yaparım bak. Dedik ya, ‘benim adım aşk’ istediğim kalbi çalarım da, kırarım da!.. Bugün çok güzel bir gün. Havanın günlerdir süren doğum sancısı, yağmurla son buldu. Ardından, o kaçınılmaz ışıklı doğum da gerçekleşecek elbet!.. Ama şu yağmur, sadece şu yağmur uçurmaya yetti beni ışığı beklememe gerek kalmadan; “Romantizm!..” Yağmur damlacıklarının içinden tenime süzülen ve oradan da kalbime sızan romantizm kaplayınca tüm bedenimi bıraktım onun kollarına beni. Ben her bahar değil sadece, her yağmurda da böyle olurum, her karda da!.. Çünkü, benim adım aşk!.. A. Çiftçi
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aylin Çiftçi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |