Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî |
|
||||||||||
|
Mevlevî yanmış, derviş erimiş. Kız Kulesi’nin denizine karışmış. Bir aşkgözlü kuş gelmiş -ki bu kuşun gözü altınla toprağı aşıp varmıştır aşka-, denizden balık tutmuş. Balığın pullarına takılan dervişle Mevlevî gökyüzüne ulaşmış. Kuş uçmuş, aşk taşmış; kuş uçmuş; aşk serpilmiş; kuş uçmuş âşıklar birbirlerinden uzak diyarlara düşmüş. Yine ayrı gayrı, yine yan yana. Derviş Mevlevî’nin gönlünde, Mevlevî dervişin. Aşk gönüllerde yaşamış durmuş. Yağmur o günden sonra bir ağlamış, bir susmuş. Kuş uçmuş, uçmuş, uçarken, kanadının solunu Konya’ya karşı silkmiş; sağını Kıbrıs’a. Önce batının sesi Afrodit dile gelmiş batık yüreğiyle, sonra doğunun sesi Mevlâna yanık gönlüyle. Afrodit de duymuş bu aşkı, Mevlâna da. Her ikisi de farklı dünyalarda, farklı diyarlarda. Buluşmuşlar bu garip masalda. Kurmuşlar bir masa Akdeniz’in ortasına. Başlamışlar konuşmaya: - Aşk, inadına aşk olmalı değil mi dost? - Aşk, ne olursa olsun aşk olmalı, öyle dost. - Aşk, beşerden akar bedene değil mi dost? - Aşk, bedenden akar gönle, öyle dost. - Aşk, yaşamalı sonsuza değil mi dost? - Aşk, var olmalı sonsuza, öyle dost. Mevlâna ile Afrodit’i dinlemiş bir müddet, sonra toplantı yapmış onlar gibi gökyüzü, yeryüzü, deniz ve toprak. Aşkın sesini dinlemişler kendilerini unutarak. Ardından “Neden aşklar ulaşılmaz, neden hep bu ayrılık? Bitmeli bu cefâ! Âşıklar kavuşmalı artık!” diye bir sessiz çığlık duyulmuş. Sonunda hak vermişler aşka kendini feda eden bu iki kişiye. Ulaşmışlar aşkgözlü kuşa: Dile gelmiş gökyüzü: “Gökyüzüm karanlık kaldı, kurtar onları!” Dile gelmiş yeryüzü: “Yeryüzüm ışıksız kaldı, kurtar onları!!” Dile gelmiş deniz: “Denizim kurak kaldı, kurtar onları!” Dile gelmiş toprak: “Toprağım cansız kaldı, kurtar onları!” Dile gelmiş tüm dünya, başlamış ağlamaya. Bu sırada Mevlâna ile Afrodit tutmuşlar yolu kuzeybatıya, varmışlar İstanbul’a. Bulmuşlar onlar da düşünceyle uçan aşkgözlü kuşu. Anlatmışlar olanı: - Akdeniz dile geldi, Ege’yi delip geçti, Karadeniz karalar bağladı ey aşkgözlü! - Tuz Gölü tuzsuz, Van Gölü kurak kaldı. Bu aşka sensin çare ey aşkgözlü! Aşk dilenilir bazen, kazanılır sonra. Afrodit’le Mevlâna ağlamış. Çile çekmiş, yer, gök, deniz, toprak. Aşkgözlü kuş sonunda katılmış aralarına hicranı unutarak. Başlamış atmaya ayrılığı uçarak. Kuş uçmuş, aşk doğmuş; kuş uçmuş; aşk uyanmış; kuş uçmuş; dervişle Mevlevî uykuya dalmış. Yine buluşmuşlar gizli bir rüyada: - bir Mevlevî ağlıyor yollarda yıldızlarla yürüyerek kim bilir sen nasılsın yıldızlar altında - Yorgun ve çaresiz Gözlerim seni arıyor ama nafile Kapı çalacak gibi şu an Karşımda seni bulacakmışım gibi ama yalan Bir nefes alış var derinde Bir hüzünlü özlem gözlerde... - yüzün nereye dönük bilemem ey sevgili ama yüreğim yüreğine dönük bunu bil - Bildim Ve öğrendim bildiğim vakit “Sır aşikârdır oysa Sır söylenmez“ - sırrın bende ruhum seninle ruhum ellerinde emrinde - Emretmez yürek yüreğe Ancak aşk rica eder sessizce İster ver, ister verme... - ben bende değilim kaybolmuş varlığım senle kaybettim kendimi sende rican da başım üstüne emrin de... - Ve ben Kendini bulasın diye açıyorum kapıları sonuna kadar Işık kör eyleyecek önce gözlerini Sonra açacak gönül gözünü Göreceksin Işığın ardındaki gerçeği Ben; kapıyı açan ışığa, Sen; kapının tokmağına usulca dokunan Dokundu ve geçti diyeceğim Bakıp gülümsersin belki, bekleyeceğim... - ben bu yola baş koydum ne ateşler, ne kör eden ışıklar beni aşkın yakar, kör eder gayrısı yalan ve açmasan da, bu can kapında yıllarca bekler inan. - Kapılar açık Yapraklar saçılmış, dökük Yeşerecek belki dallar Bilmem bu sürer mi bir ya da bin anlık... - her anın güzel ey sevgili her anın hayranlık dolu zaman mı sorulur âşıktan onun için bir ile bin fark eder mi? - Baharın kokusu var etrafta Yeni bir gün var taze taze otağda Bir aşk, bir sevi düşürmez mi bu bağa Tek sandığımız Yaradanım da... - kurban olurum ben o Yaradana seni yarattığı an'a, zamana bir aşk düşürdü ki yüreğe ne beden bıraktı, ne ruh yanmaktan!... Dervişle Mevlevî ağlaşadursun, biz gelelim aşkgözlü kuşa. Kuş uçmuş, kanadının solunu Konya’ya karşı silkmiş; kanadının sağını Kıbrıs’a. Önce Afrodit gülümsemiş, sonra Mevlâna. Aşkgözlü kuş giderken düşürmüş son bir mısra: - Sözler tükenir aşk bakî kalır Yolcu gider kalan kalır Aşkgözlü gider, ayrılık biter Aşkla kalır gönül gözlüler. Uyanmış derin bir uykudan dervişle Mevlevî. Bakmışlar ki, Kız Kulesi’nin karşısında yosun tutmuş gönüllerine değen elleri. Sonra bakmışlar baş uçlarına; Mevlâna ile Afrodit gülümseyerek duruyormuş karşılarında. İşte o an uyanmış uyuyanlar usulca. Mevlâna’nın gönlü değmiş aşka. Aşk temizlenmiş, nurlaşmış. Afrodit’in eli değmiş sonra; aşk güzelleşmiş, kutsanmış. Dervişle Mevlevî derin bir huşu içinde sarılmışlar birbirlerine. Herkes giderken mekânına, dervişle Mevlevî kalmış aşkını kutsamaya İstanbul’da. İşte aşk vuslatı istemiş ve gerçekmiş, rüya olan gerçeğe taşmış; gerçekler rüya olup kalmış. Gönüller bir olunca ayrılık denizin dibinde uykuya dalmış. Kuşun ağzından üç elma düşmüş, birini dervişle Mevlevî yemiş; birini Mevlana ile Afrodit paylaşmış; diğerini ise yer, gök, deniz ve toprak bu masalı yaşayanlara armağan etmiş. Herkes sağlıcakla kalmış …
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Dervişe Güneyyeli Kutlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |