..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Post-Modernizm > Feray Korkmaz




16 Haziran 2005
Ruhsal Labirentimde Kayboluyorum  
Feray Korkmaz
Hayat hortumlarının başladığı andır uzaklar ve daldığımız geçmişin mavi menekşeleri...


:CHDE:



Ne çok uzak yanımız vardır bizim. Bazen bir film karesi, bazen bir şarkı dizesi bile, benliğimizi ‘şuandan’ koparıp almak için yetiyor işte. Aklımızın yeli, uçacağı uzakların açık kapılarını bekliyor daima. Efkârlanmak oradan gelip vuruyor bizi, özlemek hep o uzaktan!

Hayat hortumlarının başladığı andır uzaklar ve daldığımız geçmişin mavi menekşeleri...

O menekşelere küstüğümden beri, benimle konuşmayan bir gitarı kucakladım bugün. Kılıfının üzerine, bensizliğin izleri gibi peydahlanmış tozlarını silemedim nedense. Öylece alıp Alper’e verdim. Gitar sanki insan da, susturulmuşluğun acısını çıkarırcasına Alper’e ağlıyor sandım o an . Tıpkı içimdeki deli divane özlemler gibi, o da beklemiş bir dost elini kendi telleri üzerinde! Tıpkı benim gibi, unutmadım demek için, en sağanak günü seçmiş kendine.

Nasıl da yağıyor yağmur, Ankara nasıl da can çekişiyor...

‘ Şimdi’ dedim içimden. ‘ Şimdi burada kim olsaydı, akardı geçmişine’. Mimiklerimiz birbirine karışırdı bir anda, dünya şu pencerenin gerisinde kalırdı. Ne kadar dalarsak dalalım, daha derinleşirdi her şey. Hüzne yetmiyor sevinçlerimiz, elimiz kendimize kalkmıyor. Soğuk otobüs camlarına başımızı dayayıp, parmak izlerimize bakarken de –şimdimizden- ayrılıyoruz, kalabalığın içinde her şeyi dinler gibi yapıyorken de. Güzel de olsa, hayal de olsa bizimdir daldığımız uzaklar, beynimizin id benliğidir. Vazgeçmiyoruz...

Nasıl da ufuksuzdur bu uzaklar ahh, nerede geri döneceğimiz belli belirsizdir hep!

Bir güz gibi sararmıştır, uzaktaki o ilk durağın o ilk anısı. Hep sizi bekleyen, siz içine gittikçe daha da şiddetlenen bir intikam gibidir. Üzerinden akıttığınız yıllara aldanıp yeniden gidersiniz ve yeniden gelip alır öcünü. Çünkü bencildir uzaklar! Çünkü kin tutar. Bir afetin arifesidir, gitar sesiyle bile hüngür hüngür ağlatmayı başaran. Ama onu yaşamak istersiniz. Yağmura yüzünü dönmüş bir koltuğa sinerken, telefonda saklanmış mesajların bir yenisini daha silerken, bilirsiniz ki o an ayırmıştır sizi her şeyden. O an, sizin hayatı daldığınız yerden yaşadığınız ve geçmiş zamanda kalsanız bile daha çok yaşlandığınız tek andır, ta ki, gözünüzden yaşları döktürene dek... sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranır beden.

Hortum beni içine çekiyordu, bense içime sigarayı!

Bir yanda gitar sesi bir yandaysa yağmurun, kendi uzaklığıma kaçışımın melodisi olmuştu kulaklarımda. Gözlerim dolu dolu bakarken Gülay’ımın yüzüne, aynı anda yakılan sigaralara bir yenisi ekleniyordu sessiz sedasız. Kim bilir O nerelere gitmişti benim hiç öğrenemeyeceğim. Alper neredeydi de, bir gitarı ağlatacak dert salıyordu parmaklarından. Ben neredeydim?

Binnurum’la ‘ Hey gidi Ankara, görebildiğimiz kadarsın !’ diye bağırdığımız o yorgun günde... Babamın ‘topal karga’ diye başlayan, en küçük yaşlarımın, en büyük masalında... ‘Buralardan biraz uzaklaş’ diyen Tarık’ın, ‘gidiyorum’ dediğimde şiddetle kızmasında... Tülayımın ‘Ne olmuş benim bitaneme?’ diyen o ılık sesinde... Her helikopter sesi duyduğumda irkilişimde... Annemin bir haftadır bağırarak sıçradığım gecelerde yanıma koşmasında... Zuzum’un sana güveniyorum diye yazdığı o küçük notlarında. Burnumda tüten Neşemin, o yakışan adında... Ben neredeydim?

Uzaklar, ruhsal lâbirentlerimizin içinde kaybolduğumuz anlardır. Ya lâbirente kapıdan bakıp geri çıkmalıdır insan, ya da kendi içinde yok olmalıdır! Beni merak etmeyin... Yolu çok iyi ezberledim. Mavi menekşeleri geçince, ilk sağdan döneceğim.




.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk YILMAZ / ,
19 Temmuz 2011
Delilin geçersiz olması, onun ortadan kaldırılmasını gerektirmez! Yeni deliller edinmek için, eski delile nispet gerek? Misal: Olmayabilirsin, ama sevmek zorundayım...

:: Farklı
Gönderen: emin saygı / Ankara/Türkiye
9 Eylül 2007
farklı bir yazı, bambaşka bir dışa vurum. olduğu gibi aktarmışsınız. okurken, mimiklerinizi gözümde canlandırmam hiç zor olmadı. yazılarınızı merakla bekleyeceğim. sevgiler... saygılar

:: tebrikler
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
1 Temmuz 2005
Sevgili Feray Korkmaz; Okudum, sonra yeniden.Sık sık yaparım bunu.Beğendiğim bir yazıyı, şiiri tekrar tekrar okurum.Her okuyuşumda, yeni birşeyler yakalarım.Bu yazıda da öyle oldu.....Uzaklar!.....Aslında, uzakları yakın etmenin bir yolu var.Hayalde de olsa, düşüncede de olsa.......Uzakları, geçmişi özleyen biri olarak; hep uzaklarda bir yanım.Neş'esiyle, hüznüyle; hep uzaklara uzanmaya çalışıyorum...........Duygusal yanı ağır basan yazınız, şöyle bir sarstı beni, derinden...........Çek beğendim........Sevgiyle kalın.....Kâmuran ESEN

:: Ah O labirentler...
Gönderen: BİNNUR EDİSAN / ankara/Türkiye
21 Haziran 2005
Ferferim Ah o labirentler...Kurgusal bir labirentin peşinde peynir arama savaşlarından bıktığımı söylerdim yıllar önce...Değilmiş pamuk öyle değilmiş.Labirentler yalan.Ey Ankara görebildiğimiz kadarsın dediğimiz yorgun günü hatırladım da gülümsedim.Şimdi Ey Ankara gördüğüm kadarı yeter diyorum ne dersin bitanem?Seni çok seviyorum




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Değildim Giden
Bağ-ı İrem'de Sevmek Seni...
Hoşça Kal Ne Demekti?
Selamın Yoktur Bende
Neden Çekip Gider ki İnsan?
Kal Benimle Sevgili
Nevresim Çiçekleri
Islak Mektuplar
Sende Bedeni Cahil Eden Bir Şey Var
Cam Kırıkları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ben Seni Boş Anımda Sevmedim [Şiir]
Her Şeyim Ol Ama Özlenen Olma [Şiir]
Ferfecir [Şiir]
Sesin Yok Artık [Şiir]
Yarama Tuzdur Deniz [Şiir]
Takvimsiz İklimler [Şiir]
Sepya Adımlar [Şiir]
Tarifi Olmayan Elâm İçin... [Şiir]
Yüzünün Beti Benzi Düşmüş Sazım Üstüne [Şiir]
Hayta Köprüsü [Şiir]


Feray Korkmaz kimdir?

Kelimeler düşüyor ellerimden. Anlatmayı beceremeyen, anlaşılmayı beklemeyen şiirler yazıyor. İçimde küçücük bir sığınak buluyorum da, sığınamayacak kadar büyüdüğümü öğreniyorum. İnsanın, bir gün kendi açıklarını ortalığa salıvermesi ne kadar acı. Kendi acılarımla yüzleşiyorum. Öyle anlarla çarpışıyor ki ruhum, hani o an aynaya gidip baksam, ömrümün baharında saçlarımı bembeyaz bulacağım, gözlerimin ışıksız kahveleri minicik kalacak ve ellerimden düşürdüğüm kelimelerin ne anlama geldiğini o zaman anlayacağım. Çok geç olacak. . .

Etkilendiği Yazarlar:
her insan başka bir dünya ise ve bazı dünyaların içinde kendi gezegeninizin atmosferiyle karşılaşıyorsanız etki alanınıza hoşgeldiniz demektir!


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Feray Korkmaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.