Bilmek kadar kuşku duymaktan da zevk alıyorum. -Dante |
|
||||||||||
|
Ünlü Gürcü Edebiyatçı İlya Çavçavadze; “Ermeniler’in başkalarının efsanelerini kendilerininmiş gibi zannettiklerini” ifade etmektedir.Yine aynı zat, ezberci Ermeni dil bilginlerinin kendi dillerindeki her bir özelliği, kelimeyi, kendilerine mal etmelerini de eleştirmektedir.Halbuki bu dildeki pek çok kelime ve ses özelliği Türkçe’den geçmiştir.Bazı Ermeni dil bilginleri gerçekleri her alanda açık yüreklilikle ifade edebilmektedirler.Örneğin, Mordman, Ermeni dilinin Turani dillerden köklü bir şekilde etkilendiğini belirtmiştir.Yine bir başka bilgin Patkonov, yüzyıllar öncesinden Türk etkisinin Ermeni dilini etkilediğini söylemiştir.Patkanov daha 5 ve 6.yy’daki Ermeni kaynaklarında bulunan Türkçe kelimeleri tesbit etmiştir.Örneğin; goçkar kelimesi daha bu dönemde Ermeni diline girmiştir.Bu kelime ile kökendaş olarak goç-koç kelimesi vardır.Goçkar ve Koç kelimeleri erkek koyun anlamında her iki dilde kullanılmaktadır.Diğer bir Ermeni dilbilimci Gukasyan da Patkanovla benzer görüşleri ifade etmektedir.Daha 5.yy’da Ermenice’ye giren bazı Türkçe kelimeler şunlardır; arıg(şişman), ark-ark, goçkar-koç, zer-yer, torpah-toprak, hakan, tarhan, elteper vb.. Ermeni dili Selçuklu, Osmanlı ve Azeri Türkçelerinden çok çeşitli zamanlarda etkilenmiş bir dildir.Bu dönemlerde Ermeni Oymakları ile Türk Oğuz boyları arasında çok güzel ilişkiler kurulmuştur.Sevartyan, Ermenilerin 12.yy ve sonralarında Türkçe’yi bir ikinci dil olarak kullandıklarını delilleriyle ortaya koymuştur.Bir başka Ermeni dilbilgini Açaryan, 15.ve 19.yy’lar arasında Ermeni yazılı kaynaklarında yazılmış olan,4200 civarındaki Türkçe kelimeyi tespit etmiştir.Bu Türkçe kökenli kelimelerin bazıları şunlardır: Bayatı, başlug(başlık), bek(bey), biz, bostan, bostancı, debağ, talan,gacag(kaçak), nal , nalband, çıban, tolma(dolma), bozbaş, oba, ana, ata, eziz(aziz), Gelet(galat), gapı, gesd(kasd) ,gız(kız), yeası(yiyesi), helal, haram, ağ, ağa, el, ilan, damga, donguz(domuz) gibi binlerce Türkçe kelime Ermenice’ye girmiştir.Ermenice’ye sözcüklerin yanı sıra Türkçe söz öbekleri de geçmiştir.Bu geçişler üç tarzda olmuştur: 1-Sadece anlam geçişlerine örnekler: ne var ne yok?=inç qa, inç çi qa? Anan ölsün=merit merni Bir karın aç, bir karın tok=mi por guşt, imi por sovats Ağır oturmak=tsanir nıştel Alın yazısı=çoğata gir Parmağını dişlemek=matı gtsel 2-Bazı Türkçe kelimeler muhafaza edilerek olan geçişler: kıç yerine koymak=Gıji toğ dnel azad nefes almak=azad sunts kaşel kapıya gülle atmak=kaekin golla gnal helal süt emmek=helal gat xmel deli şeytan diyor=dali şeytanı asıma 3-Bazı söz grupları Ermenice’ye aynen geçmiştir. Ya baxt=ya bext Bir gülle bahar olmaz Külbaşına Tek elden ses çıkmaz Akıl akıldan üstündür Tokun açtan haberi olmaz Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar Verdiğimiz örnekler gibi daha pek çok atasözü ve deyim Ermenice’ye Türkçe’den geçmiştir.Hoçatur Abovyan, Perş Prosyan, Gozoros Ağayan, Gabriyel Sundukyan gibi onlarca bilgin Ermenice’ye Türkçe’den geçen bunca kelime ve söz grubunun varlığını ortaya koyan, ispatlayan kişiler olmuşlardır. Ermeniler söz varlığımızın yanı sıra bazı ulusal kişiliklerimizden tutun da şarkılarımıza varana kadar pek çok alanda bizden etkilenmişlerdir.19.yy’da Hovanes Nazaryants Ermeni dilinde söylenen Nasreddin Hoca fıkralarını derlemiştir.Prof.Dr.Zakiroğlu Abdullayev Türk dilinin Ermeni dilini gramer bakımından da etkilediğini ifade etmiştir.Ünlü bilgin Türkçe’nin etkisiyle Ermenice’de oluşan yeni ses ve dizin özelliklerini şöyle sıralamıştır: 1-Ermenice’deki bazı fiiller özellikle Azeri ağzından etkilenerek çok anlamlı konuma gelmişlerdir. Almak, çekmek, bitmek, sürmek 2-Ermeni dilinde pek çok yeni ses türemiştir.İnce e, ö ve ü sesleri aslen Ermeni dilinde olmayan fakat Türkçe’den Ermenice’ye geçen sesler olmuştur. 3-Türkçe’den Ermenice’ye pek çok ek de geçmiştir: -lik, -lı, -çi, -mcı, -miş vb….bu eklerle birlikte kullanılan kelimeler de bu dile geçmiştir. Başlux, tozlux, nişanlı, namuslu… 4-Türkçe bazı kelimelerle Ermenice fiiller birleşerek birleşik fiiller oluşturmuşlardır. Azarlamış inel(azarlamış olmak) vb…. 5-Türkçe’den Ermenice’ye Pekiştirme sıfatları da geçmiştir. Kıpkırmızı-qasgarmir Sapsarı-depdegin Kapkara-sepsev Tertemiz-şipşidağ Dopdolu-leplesun Şunu da belirtmekte yarar vardır ki, Ermenice üzerinde Türkçe’nin yanı sıra Farsça ve Arapça’nın da etkisi olmuştur. 6-Ermeni Guzanları(ozan) Türk dillerine baş vurarak Ermeni şiirini geliştirmeye çalışmışlardır.Örneğin 10.yy’da yaşamış Grikor Narekatsi şiirlerinde sel, mum, derman, xaber(x=h), arkan vb bir çok Türkçe kelime kullanmıştır. 7-Ermenice Türkçe’deki tamlama yapısından da etkilenmiştir.Ermenice’deki tamlama yapısı Farsça’dakine benzer şekildeyken Türkçe’nin etkisiyle değişmeye başlamıştır.Normalde bir Ermeni Ev Ali’nin demesi gerekirken şimdi Türkçe’deki gibi Ali’nin ev demektedir. 8-Hint Avrupa dillerinin tamamında olduğu gibi Ermenice’de de ortaçlar(sıfat fiil) ki bağlacı yardımıyla yapılmaktaydı.Ancak şimdi Ermenice’de sıfat fiil oluşumu, Türkçe’deki gibi eklerin yardımıyla olmaktadır. 9-Eskiden Ermenice’de İngilizce’de olduğu gibi çoğul bir sayının nitelediği isim de çoğul eki alırdı.Beş kitaplar gibi..Ancak Türkçe’nin etkisiyle zamanla sondaki çoğul eki bu gibi sıfatlardan sonra kullanılmamaya başlamıştır. Şunu da bilmeliyiz ki,dilimizin yanı sıra kültürümüz, folklorümüz, geleneklerimiz de Ermeni yaşantısında derin izler bırakmıştır.Halen Ermeni illerinde Türkçe şarkılar, türküler ilgiyle ve beğeniyle dinlenmektedir.İbrahim Tatlıses gibi sanatçılarımız Ermeni’lerin gönlünde taht kurmuşlardır.Şu anda Türkçe’nin ana dil gibi konuşulduğu Ermeni köyleri vardır.Ermeni aşıkları pek çok müzik terimini bile Türkçe’den almıştır.Örneğin, guzan(ozan), saz, santu, keman, kemanca, bağlama gibi onlarca terim Ermenice’de yaşamaktadır.Ayrıca Ermeni dostlarımızın ruh dünyalarında bizim ruh dünyalarımıza yaptığı gibi ince ışıklar bırakan, Aslı ve Kerem, Şah İsmail benzeri destanlar halen Ermeni ellerinde yüz binlerce insanın hayal dünyalarını türlü türlü renkleriyle zenginleştirmeye devam etmektedirler.Bu kadar benzer yönlerimiz olan ve bir zamanlar Osmanlı’nın Millet-i Sadıka(dost millet) olarak adlandırdığı Ermeni kardeşlerimizin içinde yeşertilmeye çalışılan Türk düşmanlığını anlamakta zorluk çekiyoruz.Müslüman Türklerin soykırım gibi vahşetleri yapamayacağına onun onlarca millet üzerinde binlerce yıl süren saltanatı şahittir.O Osmanlı değil mi ki; İspanya’dan kaçan Yahudilere sahip çıktı..Yine o Osmanlı değil mi ki, tebaası olan hiçbir milleti asimle etmeye çalışmadı.. Osmanlı’nın yüzlerce yıl dost millet, kardeş millet olarak tanımladığı bir ulusun bazı fertleri bu devleti arkadan vurmaya kalkmamalıydı. Osmanlı doğu bölgelerindeki Ermenileri durup dururken sürmemiştir.Osmanlı yine ezilen bir tebaasını zulümden kurtarmak amacıyla bu bölgedeki Ermeni’leri yine Osmanlı'nın kendi toprağı olan Suriye'ye yerleştirmiştir. Soykırım var diyenler halen Türkiye’de yaşayan binlerce Ermeni kardeşimizin tam bir Türkiye dostu ve aşığı olmalarını nasıl açıklayacaklardır?(Türk Ermeni’leri Türk’lerle aynı haklara sahip kardeşlerimizdir.Onlar ülkelerine her zaman bağlı, yürekleri sevgiyle çarpan iyi insanlardır.)Dünyanın her yerinde zulme uğramış Yahudilere gidip sorun, tarihte en rahat hangi devlette yaşadınız? diye.Onların cevabı hiç kuşkusuz “Osmanlı’da” olacaktır...Osmanlı kendisine itaat edenlere kesinlikle ses çıkarmamış, onların huzuru ve refahı için çalışmıştır.Dünyanın dört bir tarafındaki hamamlar, köprüler, kervansaraylar bunun canlı birer şahididir. Türkler ve Ermeniler binlerce yıl bir arada yaşamış iki dost millettir.Türkiye geleceğin lider ülkelerinden olacaktır.Ermenistan, Türklerle ve Türkiye’yle iyi ilişkiler kurmalıdır.Soykırım iddialarından vazgeçilmelidir.Çocuklarımızın sevgi ve kardeşliğe muhtaç o tertemiz yüreklerini, nefret ve kinle doldurduğumuz yeter artık..Nasıl bir gelecek istiyorsak öyle gençler yetiştirmeliyiz.Kavgacı, kindar bir nesil yetiştirenler, kendi sonlarını hazırlıyor demektir.Türkiye’yle iyi ilişkiler kuran Ermenistan, gelişecek ve zenginleşecektir.Bakın Yunanistan bunu anlamış görünmektedir.Ne kadar inkar etseler de, Osmanlı tarihi, Ermeni toplumunun şerefli bir tarihini içermektedir.Ermeni’lerin ve Türk’lerin o kırılma noktasına kadar hafıza birliği vardır.Bu hafıza birliği iki ayrı toplumu adeta tek bir millet konumuna getirmişti.Biz Ermeni dostlarımıza ellerimizi uzattık.Ermeni dostlarımız da, soykırım gibi saçma iddiaları bir kenara bıraktığında, Türk ve Ermeni dostluğu tüm dünyada emsali görülmemiş bir ilerlemenin kaynağını oluşturacaktır.Ancak öncelikle Ermenilerin de barışı özümsemeleri ve dayanaksız iddialarından ebediyen vazgeçmeleri şarttır.Onlara destek veren Avrupalı devletler ise bilime, akla rağmen hislerinin, duygularının esiri olmuşlardır.Onların da kinleri, nefretleri uyandırmaktan vazgeçmelerini temenni ediyoruz.Eğer bir barış seli tüm dünyayı yıkamazsa şu anda istirahata çekilmiş olan kötülüğün güçleri yeniden ayağa kalkacak, Allah korusun belki de bir üçüncü dünya savaşı insanlığı öncekilerde olduğu gibi belki de daha dehşetli bir şekilde kasıp kavuracaktır.Tüm insanlık bizimle beraber haykırmalı: Yaşasın barış ve sevgi, yaşasın akıl ve bilim, yaşasın gerçekler… Not:Bu çalışmada Elövset Zakiroğlu ABDULAYEV'in bilimsel yazılarından faydalanılmıştır.Onun "Türk Dillerinin Tarihsel Gelişme Sorunları" adlı kitabını herkese tavsiye ederim.TDK yayınlarından çıkmıştır. (Dillerin Şifresi...)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |