"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bana pek çok şey çağrıştırır. Özlemler… Ayrılıklar… En son beklenen ama gelmeyen… Yaprak dökümü… Bir daha hiç göremeyeceğin,duyamayacağın sevdiklerin… Hüzün… Sonbahar rüzgarında savrulan yapraklar gibi hayallerin… Yine özlemler… Şairin “bad-ı sabadan başka kapımı çalan yok” sözünü doğrular şekilde kimsenin seni hatırlamaması… Yalnızlığının arkadaşlığıyla dayanmaya çalışmak… Acı… Artık kanatmayan ama gözlerini uzaklara daldıran acıların… Eylül… En sevdiğim ama en sevmediğim ay… Mutluluk ve mutsuzluğu aynı zamanda yaşamak… Sevmek… Sevmeyi hak edip etmediğini düşünmek… Düşünmek… Geceler boyu binbir türlü şey düşünmek… … Yeni kazandığım arkadaşlıklar eski arkadaşlarımı daha çok özlememe sebep oluyor. Sanki daha çok geçmişle yaşıyorum. Yaşlanmak böyle bir şey olmalı diye düşünüyorum. Yani eskiyi düşünmek bugünü yaşamaktan daha mutlu ediyorsa beni, adapte olamıyorsam bulunduğum zamana demek ki yaşlanıyorum... Ruhum bilmem kaçıncı asrını devirmişken bedenim yorgun hissediyor kendini. Sanki bitmesini istemediğim bir tatil arzusuyla kavruluyorum. Bu tatilin içinde sadece uyumak var! Sonsuz bir uyku hayal ediyorum… Uyanıp uyanmamak sanki beni hiç ilgilendirmiyor. Bu düşünceler hep Eylül’den kaynaklanıyor. İşte bir suçlu buldum engelleyemediğim düşüncelerim için, yaşasın. Suçlu Eylül… Eylül gidince belki bu hoşlanmadığım düşüncelerim de son bulur. Acaba? Ben, ben olmaktan vazgeçmediğim sürece hiçbir düşüncem beni terk etmez, biliyorum… Bazen bir anda öyle çok şey düşünüyorum ki şaşıyorum kendime. Toplum olarak çok düşündüğümüzü düşünüyorum aslında. Çok düşünmek:)) Neyi yada kimi? Ne kadar meşgul bir insan olursan ol, düşünceler bırakmıyor insanı. Hele geceleri geldi mi çağırmadan, zaten olmayan uykusuzluğunun sebebi oluyor. Kah gülümseten kah yüzünü buruşturmana sebep olan düşünceler. İnsan olmanın doğasında var gerçi düşünmek! Düşünürken mutlu olan var mı acaba? Ben düşünürken pek mutlu olamıyorum. Eylül… Düşüncelerimin yoğunlaştığı ay… En sevdiğim ve en sevmediğim ay… Eylül… 15 Eylül 03
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Serpil Başol, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |