Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
Akşamüstünün hüzünlü demindeydik. Sabaha dek çokça anlatacaklarım vardı, uzun uzun soluklandım, gücüme güç kattım. İki can sabırla bekliyorlardı, diyeceklerimi, acelesizliğin, umutsuzluğun uyuşukluğundaydılar. Bense olanları hatırlamaya, çölde rastladığım hayalci hikâyeci gibi dili güzel, içi boş şeyler anlatamamak için dikkatimi toplamaya çalışıyordum. Boğazımı temizledim, son kez derince rutubetli zindan havasını ciğerlerime doldurdum. ‘Hiç yaşadığın sokaklardaki yarıklara uyanık gözle baktın mı? Senden önce yaşayanların hayaletlerinin çıkış kapısıdır, onlar. Gece geç vakit yeniden ürerler, yaşayanları ürkütmemek, kendilerine de rahat gezinecekleri yollar bulmak yüzünden… Eski hanelerini ararlar, su içtikleri, aş yedikleri kap kacak kırıntılarını toplarlar. Bazen hayatta olanlar da onlara benzer davranır. Akıllarında bayat bir gülüş, ezeli bir dost, durmuş bir sevdayla yalnızlığın müptelâsıdırlar. Aslan Beyin gamı ise, başta bu değilmiş. Amasya’nın şimdi kanla yıkanan sert taşlarından, gönül koymadan evlendiği doğurmaz karısının nazından, şehre kök salıp çöreklenmenin endişesinden, vali babasının bitmez öğütlerinden ve azarlarından sıkıldığından yollara düşmüş. Kudüs hedef olmuş, ona. Sadece ona mı? Hocası Mikail ve otuz seçkin asker de Aslan Beyin kararından memnunmuş. Rum diyarından gelip geçen yeni kâfir tayfasının Şam önünde kuşatmada olduğu haberi düşünce kente bir an önce cenge katılmayı dilemişler. Aslan ulemanın önünde fikrini babasına açtığında kimse gıkını çıkaramamış, ama şehri bu yeteneksizin temsil etmesini hem isteyenler hem istemeyenler varmış. Babasının yakınında olanlar savaş bilmez gencin adlarını lekeleyeceğinden endişeli, ağabeylerinin civarındakiler bir varisin belli ölümünden memnun sessiz kalakalmışlar. Babası sonunda dayanamamış, bu kutlu göreve hazır oğlunun omuzlarına iki elini dayamış ve ‘Nurettin Mahmut’a katıl!’, deyivermiş. Baba-oğul birbirlerinin gözünün içine bakıp güçlükle gülümsemişler. Ağabeylerinden en büyüğü hızla yanlarına seğirtip kuşandığı kılıcı kardeşine uzatmış. ‘Bununla lazım olandan bile çok kâfir başı alasın işhallah!’, diye avluya dileklerini dökmüş. Ulemanın başı ağır eteklerini toplamış, Aslan’ın öpmesi için elini ağırca uzatmış, sonunda bütün Müslümanların dileği olacak arzudan bahsetmiş. ‘Kim bilir belki seni Kudüs’e ilk girecek mücahitlerin arasında görürüz, Allah aşkıyla gidesin.’ Bir tek karısı uyarmış, Aslan’ı. Savaşmanın güçlüğünden, Frenklerin gücünden ve acımasızlığından haberdarmış da ondan. Ninesi genç kızlığında İznik’te yaşarken zor kurtulmuş esaretten, tecavüzden. Kocakarı masallarına kanmamış, Aslan kendine bir erkek evlat bile veremeyen helaline sırtını dönmüş, giderayak döşek muhabbetinden uzak durmuş. Gün doğarken sabah namazını eda edip bu kez küçük ağabeyinin hediyesi kara bir atın sırtında, bekleşen cengâverlerin arasına katılmış, yaşı geçkin Mikail’in rehberliğinde ardına bile bakmadan, sonraları nedensiz özleyeceği Amasya’yı terk etmiş.’
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bülent Efe, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |