Sorularla dolu bir kitap... hiçbir zaman eksiksiz olamaz. -Robert Hamilton |
|
||||||||||
|
Görüþlerimizi öncelikle kýsaca özetleyelim..Adem ve Havva Dili baþlýklý çalýþmamýzda da açýkça ortaya koyduðumuz gibi bize göre aslýnda baþlangýçta tek bir dil vardý..Yani bütün insanlýðýn ortak atalarý olan Hz.Adem ve Havva’nýn konuþtuklarý bir dil vardý..Daha önceki yazýlarýmýzda da ortaya koyduðumuz gibi bu dil herhangi bir milletin ya da ulusun dili deðildi..Zira milletlerin olmadýðý sadece Adem ve Havva’nýn olduðu o dönemde bir ya da birkaç ulustan bahsetmek elbette imkansýzdýr..Elbette tüm milletlerin, ýrklarýn genetik özellikleri Hz.Adem ve Havva’nýn genlerinde temerküz etmiþti..Daha sonra iç ve dýþ saiklerin de etkisiyle ama aslýnda planlý ve programlý bir þekilde, diðer bütün milletler de oluþtu.. Bize göre bu milletlerin konuþtuklarý diller de tesadüfen oluþmuþ olamazdý..Ýþte bugün dahi konuþulmakta olan o binlerce dil aslýnda tek bir kökenden yani “Ýlk Ýnsanlýk Dilinden” kopup baþkalaþan dillerdir.Ýlk insanlýk dili ise içerdiði sesler itibariyle basit gözükse de içinde barýndýrdýðý mantýklýlýk, düzenlilik bakýmýndan oldukça mükemmeldi..Bu dil çekirdek bir dildi..Bütün dünya dillerinin genetik özelliklerini içinde barýndýran çekirdek bir dil..O dilin içindeki planlar, kodlamalar iç ve dýþ etkenlerle etkileþime geçtiði andan itibaren planlý bir þekilde yeni diller oluþmaya baþlayacaktý..Bu dillerin deðiþimi, baþkalaþmasý önceden öngörülmüþtü..Aynen doðadaki, kainattaki düzenin bir büyük patlamayla aniden baþlatýlarak evrenin bugünkü düzenli þekline gelmesinin de bir planýn varlýðýný göstermesi gibi doðanýn bir parçasý olan dillerin düzenli bir þekilde geliþmesi de bu dillerin planlý bir þekilde, belli kurallar dahilinde geliþtiðini göstermekteydi.. Ýþte bir özetini sunduðumuz temel görüþlerimizin akabinde bu görüþleri destekleyecek yeni bulgularýmýzla konumuza daha bir açýklýk getireceðiz bugün..Birbirinden oldukça farklý dil aileleri olarak kabul edilen Sami Dil Ailesi ve Hint Avrupa dil ailesinin de aslýnda ortak bir dilin farklýlaþmýþ iki bölümü olduðunu ortaya koyacaðýz bazý örneklerle..Bunu yaparken bir makaleden de faydalanacaðýz..Aslýnda Yahudilerin Hindistan’dan göçtüðünü ispat etmeye yönelik olarak hazýrlanmýþ bu makaledeki örneklerin bizi Ortak Bir Dil’e götürecek örnekleri de havi olduðunu anlamamýz bu yazýyý yazmamýza neden olmuþtur.Gene D.Matlock’un yazýsýnda (Türkçe'ye Tercüme Eden: Kemal Menemencioðlu - Translation Copyright © 2002 hermetics.org ) Yahudilerin doðudan yani Hindistan’dan geldiðini ifade eden savlarýn doðruluðunu ya da yanlýþlýðýný tartýþmayacaðým bu yazýmda..Biz sadece dil boyutundaki bu benzerliðin tarihi ve coðrafi þartlarýn imkansýzlýðýna raðmen bu boyutlarda olmasýnýn bizim savlarýmýza destek vereceðine inanýyoruz… Yazar öncelikle Hindistan’da geçen ve Tevrat’ta da Ýbranice olarak belirtilen yer adlarý arasýndaki benzerliðe dikkat çekiyor..Bu yer adlarýnýn manalarýnýn da þaþýrtýcý bir þekilde benzer olmasý bu iki farklý bölgede de ortak olan Köken Dili kanýtlarýna bizi götürmez mi? Mesela Minoa kelimesi Hint Dilinde de benzer anlamda (Ülke, diyar anlamýnda) kullanýlmaktadýr..Turbazu kelimesi hem Filistin’de hem de Hindistan’da bir kabilenin adý olarak kullanýlmýþ..Arebea (Arap) kelimesi aynen Hindistan’da bir kabileyi, bir halký ifade etmek için kullanýlýyor…Peygamberimizin ismi Muhammed kelimesi ile Hintçe “Maha-Atma” (Büyük Ruh) kelimeleri arasýndaki anlama varana kadarki paralellik tesadüfi olabilir mi?Yunan milleti anlamýna gelen Helen kelimesi Hindistan’da ayný þekilde Hindistan’da da bir kabilenin adý..Daha þaþýrtýcý olarak Arabistan’daki Mekke þehrinin ismine benzer þekilde çok önceleri bir milletin baþkenti olarak Hindistan’da kullanýlmýþ olan Mekke þehri arasýndaki benzerlik de yalan olmasa gerek..Yahudilerin dua ederken kullandýklarý dua þalý “Tallit” ayný seslerle hem de ayný manada Hintçe’de de kullanýlmýþ bir zamanlar..Yahudilerin ikinci kutsal kitabýnýn adý olan “Talmud” kelimesi “Talmudra” þeklinde “Kutsal Kitap” manasýnda Hintçe’de yaþayan bir kelime…Tabii ki daha bunlar gibi daha binlerce yer ismi ve kelime þaþýrtýcý bir þekilde benzerlik gösteriyor.. Ýbranilerin kullandýklarý Tanrý isimlerinin de benzerlerinin Hintçe’de çoklukla bulunmasý iki, dilin arasýndaki geçmiþteki ortaklýðý açýkça ortaya koyuyor..Ýbranice’de Tanrý için kullanýlan bütün ön ekler aynen Hindularýn Þaivizm kolunda da kullanýlýyor..Ýbranice’de Yahve’nin köken olarak Hintçe Tanrý anlamýndaki Þiva kelimesi ile benzerliði ortadadýr..Elakhim (Tanrý) kelimesi ile Hintçe “Lakhimi” (Tanrý) kelimesi, Þadday (Tanrý) kelimesi ile Hintçe Saday (Tanrý), Ýbranice’de çift cinsiyetlilik anlamýna gelen “Yesoda” kelimesi ile Hintçe ayný manaya gelen ve bir Tanrý için kullanýlan “Yeþoda” kelimeleri arasýndaki bu ilginç benzerlik acaba tesadüfi midir?Klim (Hiçlik) kholi (hiçlik), sefirot-sipat (ruhsal enerji merkezi), yeþ me ayin-yeç me ayen (Yaratýlýþýn amacý), baal (Yahudilerin taptýðý altýn buzaðý)-balasar(Hindistan’da tapýlan Kutsal Boða), satan-satan (þeytan) vb. dini terimleri ve daha binlercesi arasýndaki inanýlmaz benzerlik de bizi ortak bir Ýlk Ýnsanlýk Diline götürmüyor mu? Hatta Tevrat’ta da Hindistan’da da kullanýlan bazý kabile adlarý arasýndaki ilginç benzerliðe de bir bakalým isterseniz: Abri- Ibri (1 Tarihler 24-27) Amal - Amal (1 Tarihler 7:35). Asaul - Asahel (2 Tarihler 17:18) Asheriya - Asher (Tekvim 30:13) Azri - Azriel (! Tarihler 5:24) Bal. - Baal (1 Tarihler 5:5) Bala; Balah - Bala (Yeþu 19:3) Bakru - Bokheru (1 Tarihler 7:6) Baktu - Baca (1 Tarihler 8:38) Maikri - Machir (Yeþu 17:1) Malla; Maula - Maaleh (Yeþu 15:3) Mallak - Mallouck (1 Tarihler 6:44) Shahmiri - Shamir (1 Tarihler 24:24) Shaul - Shaul (1 Tarihler 4:24) Shavi - Shaveh (Tekvim 14:17) Shora - Sherah (1 Tarihler 7:2) Shuah - Shuah (1 Tarihler 4:11) Bütün bu örnekler bizim “bütün diller çekirdek bir dilden türemiþtir” þeklindeki tezimizle uyumlu örneklerdir..Bu durumda binlerce farklý dile kökendaþlýk etmiþ, bu dil ailelerinin dahi aslýnda ORTAK BÝR TEK DÝL olduðu ispatlanmýþ oluyor..Pek çok yazýmýzda söylediðimiz gibi “Hz.Adem bütün dilleri içinde barýndýran bir çekirdek dil konuþuyordu.Daha sonra onun evlatlarý dünyanýn dört bir tarafýna göçtüler.Böylelikle diller genlerindeki ya da onlarý konuþan farklý insanlarýn konuþma genlerindeki farklý farklý özelliklerin de tesiriyle baþkalaþtýlar.. Hz.Adem ve Havva’nýn 10 çocuðu olduðunu var sayalým..Ýþte bu çocuklar doðduklarýnda onlarýn gen yapýlarý da hatta beyinlerindeki konuþmayý yöneten sistemleri de birbirlerinden farklýlýk arz ediyordu.Çünkü hem Irk hem de Dil farklýlaþmasý zaten öngörülmüþtü..Bu farklýlýklar olmasaydý ne kutsal kitaplar, ne inançlar, ne dünyanýn bugünkü þekli ne de insanlýk namýna oluþturulan bütün o felsefelerin hangisi var olabilirdi?Ýþte bu çeþitlilik aslýnda zaten olmasý gereken bir çeþitlilikti ve de öyle oldu..Yine bu çeþitliktir ki inananlarýn öte dünyadaki sonsuz mutluluðunun da olmazsa olmazýdýr.. Bu farklýlýklar, bu mücadeleler olmasaydý dinler de var olmazdý..Mesela Kur’an, eðer Arap milleti diye bir millet oluþturulmasaydý ve de bu milletin Arapça gibi güzel bir dili þekillendirilmeseydi bugünkü Kur’an olarak nasýl var olacaktý?Hatta inananlar bütün bu olaylarýn hatta Kur’an-ý Kerim’in dilinin bile Levh-i Mahfuzda öngörüldüðüne inanýrlar ki bu da aslýnda bütün dillerin öngörüldüðünün baþka bir kanýtý deðil midir?Elbette ki bu öngörme bir zorlama anlamýný içinde barýndýrmaz..Sonuçta herkes kendi seçimlerini yapmýþ ve o seçimlerden sorumlu, fakat bütün bu seçimler de ne kadar özgür iradelere dayanýrsa dayansýn var olan, iþleyen bir gizli planýn yürümesine katký saðlamaktadýrlar bu inanýþa göre.. Faydalandýðýmýz makalede gördüðümüz ve asla kabul de edemeyeceðimiz bazý hatalý kelime benzerliklerine de deðinmeden geçemeyeceðim..Bilindiði gibi Hindistan Gazneli Mahmud döneminde Müslümanlarýn eline geçmiþti..Yine bilindiði gibi o dönemde konuþulan ortak ilim dili Arapça idi...Bu sebeple Ýbranice ile akraba olan ve pek çok benzer kelimeyi içeren Arapça da Hintçe’yi etkilemiþ ve bu dile yeni kelimeler vermiþtir..Bazen bu kelimeler de þaþýrtýcý bir þekilde hem Ýbranice’de hem de Arapça’da ufak ses farklarýyla kullanýlmýþ olan ayný anlamlardaki ortak kelimelerdir..Ýþte yazarýn Hintçe ve Ýbranice arasýnda ortak olarak gösterdiði bazý kelimeler de aslýnda Arapça kökenli kelimelerdir..Bunlardan birisi Ýbranice Kabala (Kabüllenme) kelimesine karþýlýk gelmek üzere Hintçe’deki (Kabül) kelimesinin kullanýlmasýdýr..Bu açýk bir yanlýþtýr..Zira az bir etimolojik araþtýrmayla bu Kabül kelimesinin Hintçe’ye Türkçe’ye de geçtiði gibi Arapça’dan geçmiþ olduðunu ortaya koyacaktýr..Yine Hindistan’da bir yer adý olarak kullanýlan “Toht Süliman” kelimesinin Ýbranice ile ortak kökenli bir kelime olduðunu kabul etmek de gerçeklere zýd olacaktýr..Zira “taht” kelimesi Farsça, Süliman kelimesi de Kur’an-ý Kerimdeki “Süleyman” kelimesidir.. “Taht-ý Süleyman” (Süleyman’ýn tahtý) anlamýndaki bu kelimeyi Hz.Süleymanla Tevratçasýyla “Salamonla” irtibatlandýrmak anlamsýz olacaktýr..Yoksa bu bakýþ açýsýyla Ýstanbul’daki ya da Türkiye’nin dört bir tarafýndaki Yer, Cami ve Ýnsan isimleri de incelense Arapça’nýn dolayýsýyla da Ýslam’ýn tesiri göz ardý edilse, birileri bizim de Ýbranilerle akraba olduðumuz hatta onlarýn buradan göçtüðünü iddia edebilecektir..Bu da bilimsel gerçeklere zýt olacaktýr.. Aslýnda dillerine varana kadar ayný ortak kökenden gelmiþ insanlarýn bu kadar ortak özelliklerini unutarak, görmeyerek birbirlerine düþman olmalarý ne kadar da üzücüdür? Yanlýþ öðretilerin de tesiriyle Ýsrail’de, Filistin’de, Lübnan’da ve dünyanýn pek çok yerinde masum insanlarýn kanýný dökmek insanlara ne kazandýracaktýr? Bütün insanlarýn ortak yönlerine dayanan ortak bir dünya düzeni yerine devamlý pohpohlanan kine, nefrete dayanan kan dökücü bu dünya düzeni ne zaman sona erecektir? Sanýrým bu dünya düzenini barýþ, sevgi dolu bir sisteme dönüþtürmede biz dilcilere büyük iþler düþmektedir.. Ve sanýrým Kutsal Kitabýnda Allah bunun için; “Biz insanlarýn renklerini ve dillerini birbirlerini tanýsýnlar diye farklý yarattýk” buyuruyor.. Kaynak: (Gene D. Matlock, B.A., M.A. Türkçe'ye Tercüme Eden: Kemal Menemencioðlu - Translation Copyright © 2002 hermetics.org ) http://www.viewzone.com/matlock.html Not:Bilimsel çalýþmalarýmýza katký saðlamak için dillerle, dilbilimle ilgili elde edeceðiniz materyalleri, dosyalarý www.edebigazete.com'un editor@edebigazete.com adresine göndermeniz beni oldukça mutlu edecektir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |