Bir takým þeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsýnýz. Ben ise bir takým þeyler düþlerim ve "Niye olmasýn?" diye sorarým. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Kapýya yaslanmýþ geliþini bekliyordum. Sonunda gözlerimin yýðýldýðý köþeden beliriverdi. Montunu sýrtýna almýþtý, dosyasý elindeydi. Yorgun görünüyordu. Ýçeri girdi, herkese selam verdi, yanýma sessizce gelip elindekileri masaya býraktý. Usulca önüne doðru uzattýðým torbaya þöyle bir baktý; bir kitap, iki film CD’si… Gülümsedi. Öyle yorgun ve uzaktý ki, gülümseyiþini ancak gözlerindeki dalgalanmadan anlayabildim. “Teþekkür ederim”, dedi, “daha öbürlerini bitiremedim bile!”. “Günün nasýl geçti?”, diye sordum, yanlýþ bir soru sormamýþ olmayý umarak. “Ýyi”, diye kestirip attý. “Yemekte ne var?”, diye sordu. “Dolma”, dedim, “Acýktýysan hemen eve çýkalým.” “Biliyor musun,” dedi, “bugün dýþarýda yemek istiyorum.” Gülümsedim, montunu ve dosyasýný aldým, çantasýný o aldý; sarýldýk ve dükkândan çýktýk. Yabancýsý olmadýðýmýz bir restoranda, iþtahsýzca yemek yiyiþini seyrettim.”Neden öyle bakýyorsun?”, diye sordu… “Senin”, dedim, “her halini ne kadar sorgusuzca ve ne kadar çok sevdiðimi düþünüyordum; yorgun ve sevimsizken bile seninle birlikte vakit geçirmekten ne kadar zevk aldýðýmý…” Bu sefer gerçekten gülümsedi sanýrým, kýsa bir an; sonra yemeðine devam etti. “Ben de seni seviyorum”, dedi kendisinin bile duyamayacaðý bir tonla, ama ben duydum. Son lokmasýný aðzýna götürürken, “Hesabý isteyelim mi?”, diye sordu. Aðýr adýmlarla çýktýk restorandan, eve doðru yürümeye baþladýk. Fazla konuþmuyordu, ben de soru sormuyordum; nasýlsa anlatýrdý. Rutindi konuþmalar. Eve girdik, aþaðý kata inerken,”Bugün çok az çalýþacaðým, sonra aldýðýn filmlerden birini izleyelim mi?”, diye sordu. “Sen yiyecek ve içecek abur cubur bir þeyler hazýrla, ben biraz sonra yanýndayým; dizlerine yatýp film seyredeceðim”, dedi. Konuþmadan onayladým. Üstümü deðiþtirdim, sabah ona hazýrladýðým kahvaltýnýn bulaþýklarýný yýkadým. Ýçecekleri onun sevdiði bardaklara koydum, koca bir tabak dolusu abur cubur… derken, geldi. Saçlarý birbirine karýþmýþ, pijamalarýný giymiþ, elinde kâðýtlar… “Düzgün yapýp yapmadýðýma bir bakar mýsýn, bugün pek kendimi veremedim.”, dedi. Özenle kontrol ettim, gerçekten dikkatsizlikten gözden kaçan bir-iki ufak hatayý ona fark ettirmeden, yazýsýný taklit ederek düzelttim. “Her zamanki gibi kusursuzsun!”, diyerek burnuna minik bir öpücük kondurdum. Rahatladýðýný hissettim. Televizyonun karþýsýndaki kanepeye oturdu ve, dizlerime uzandý. O uyur uyanýk film seyrediyordu, ben hayatýmda ilk ve son kez görüyormuþçasýna onun her tür devinimini gözlüyordum. Derken gözkapaklarý tamamen indi. Uyurken bile sabit duramazdý, yine kýpýrdanýp duruyordu ama yanaðýmý tersiyle usul usul okþayan eli hiç yorulmadý. Film arasýndaki sessizliðe araladý gözlerini, devamýný seyretmek istediðini söyledi. Ýkinci diski koymak için yerimden kalkmýþken, “Hafta sonu bir iþin var mý?” dedi. Çok hýzlý bir düþünce anýndan sonra “yok”, dedim. Aslýnda vardý.. ama sesindeki ricadan olmamasý gerektiðini anlamýþtým. “Ne Cumartesi, ne de Pazar çalýþmayacaðým; koca bir hafta sonu yalnýzca bizim olabilir”, dedim. Boynuma sarýldý, “O halde”, dedi, “yarýný daha kolay atlatabilirim.” “Burada uyuyabilir miyim?”, diye sordu. Mecburen kabullenen bir anne edasýyla, “Peki”, dedim, “bir süreliðine…” O, kanepeye tüm mutluluðuyla yerleþmeye çalýþýrken kalktým, bir pike ve yastýkla geri döndüm. “Yanýmda kal”, dedi, “Mutfaðý yarýn toplarsýn.” Yanýna oturdum, her zaman yaptýðý gibi kafasýný boynumun altýna yasladý. “Ben rüya görmeye baþlayana kadar sakýn gitme tamam mý?”, dedi, ricadan çok emrediyor gibiydi. Gözlerimle yanýtladým, sevgiyle okþadým saçlarýný. Az sonra derin derin nefes almaya baþladý. Usulca elini tuttum, saçlarýný kokladým, gözkapaklarýndan öptüm, boynunu okþadým. Doya doya seyrettim ve dinledim uykuya teslimiyetini. Gözlerimdeki neme hava aldýrmak için balkona çýkýp bir sigara yaktýðýmda… Tanrýnýn bana sunmuþ olduðu bu en gerçek, en içten, en… sevgi için… Teþekkür ettim. Adý Eylül, benim biricik yeðenim. Henüz 7 yaþýnda ve çocuk olmanýn ona saðladýðý bütün avantajlarý inanýlmaz bir olgunlukla sonuna kadar kullanýyor. Gerektiði zaman en yakýn arkadaþým, bazý zaman en azýlý düþmaným, hayata en sýký baðlanýþým oluyor. Bana öðrettiði bir þey var: Gerçek sevginin acabalarý, nedenleri, bahaneleri yok! Ve o bunu hepimizden daha iyi biliyor. * Yukarýdaki yazýyý yazdýðýmda, ayný þehirde, ayný evde hayatý paylaþýyorduk. Þimdi 8 yaþýnda, ilkokul üçe gidiyor; artýk ondan çok uzaktayým ve ben onu ifadesi olmayan duygularla çok özlüyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ÖzgeCân GÜNDOÐDU, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |