Altmýþlý yýllarýn ikinci yarýsý... Kar altýnda bir kýþ gecesi. Bir rastlantý sonucu karþýlaþan bir kadýn ile bir erkeðin kendilerinden bile sakladýklarý dünyalarý sahnede bir yandan ilmek ilmek çözülürken, bir yandan da çözülen gizler birer dantel gibi diyaloglar içinde sýký ve narin bir biçimde yeniden örülüyorlar...

Önceleri birbirini hiç tanýmayan kadýn – erkek ikilisi, bir süre sonra anlattýklarý hikâyeler sayesinde birbirini tanýyýp (tabii her zamanki gibi kadýn, veriler ýþýðýnda erkeði kolayca çözerken, erkeðin kadýnla ilgili sadece kafasý karýþýyor) týpký bir karý-koca gibi kavga etmeye baþlýyorlar.

Melih Cevdet Anday, ödüllü eseri “Mikado'nun Çöpleri”nde, insanlarýn boþa çýkmýþ yaþam beklentilerini, burukluklarýný, aykýrýlýklarýný, çekinmelerini, kýrýlmýþlýklarýndan oluþan mutsuzluklarýný, hüzünlerini, yerli yersiz öfke patlamalarýný, ender neþe anlarýný, bilinçli olarak kurguladýklarý oyunlardan oluþan kendi dünyalarýný bizlere yansýtmaya çalýþmýþ. Kiþiliklerin derinliklerinde yatan çatýþmalarý, “öteki”yle iliþkilerde yaþanan karþýlýklý kaypaklýklarý, yalanlarý inandýrýcý kýlmak için takýnýlan maskeleri oyunun yapýsýna özgü bir mantýkla yüzeye çýkarýp bunu çok iyi bir þekilde de baþarmýþ.

Oyunda deðiþik düzeylerdeki bu psikolojik sorgulamalar, özel adlarý konmamýþ, dolayýsýyla da her biri, her birimiz olabilecek konumdaki, birbirlerini önceden tanýmayan, bir rastlantý sonucu karþýlaþan bir kadýn ile bir erkek aracýlýðýyla karakterlerle bütünleþme imkaný saðlamýþ. Kadýn’ýn bir sözünde veya erkeðin bir bakýþýnda kendimizden birþeyler bulabilmek mümkün...

Zeliha Berksoy, Anday'ýn oyununun özünü çok iyi kavramýþ ve çoðumuzda ortak olabilecek bu psikolojik didikleme sürecini sahneye etkileyici bir biçimde yansýtmýþ. Devin Özgür Çýnar ve Timuçin Esen’in oyunculuklarý ile sahneledikleri karakterleri baþarýlý bir þekilde salonda bulunan seyircilere yansýtmasýnýn dýþýnda, yarým daire bir sahne üzerinde geçen oyunun baþarýlý tasarýmý ve fonda bulunan dairesel büyük saat ve bu saatin zaman zaman kiþileri kendi aynasýnda yansýtmasý da oyunu bir adým daha öne çýkaran özelliklerden...

“Mutluluk nedir diye sorsanýz bana, kaþýntýdýr derim.

Bir gün az kaldý mutlu oluyordum. Bir sancý saplandý belime, kývrana kývrana yataða düþtüm.

Böbrek taþý imiþ. Sancýdan öleceðim.

Sabaha karþý idi, doktor geldi, morfin yaptý.

Derdemez o korkunç sancý kesiliverdi, çok güzel bir dünya baþladý birdenbire...

Ýnanamýyordum... Mutlu idim, tam anlamý ile mutlu...

Mutluluðumu doya doya tatmak istiyordum...

Ama o ara, kulaðýmýn arkasý kaþýndý azýcýk. Þöyle sinek ýsýrmýþ gibi.
Bense kolumu kýpýrdatmak istemiyordum, mutluluðuma ara vermemek için.
Ama o kaþýntý bozuyordu mutluluðumu. Çaresiz kaldýrdým kolumu, kulaðýmýn arkasýný kaþýdým, tam olsun mutluðum diye. Kolumu gene yanýma uzattým. Biraz sonra... Biraz sonra gene o kaþýntý... Kaþýdým, biraz sonra gene... Gene kaþýdým.

Bitmedi, bitmedi namussuz kaþýntý, iðneledi durdu ve berbat etti mutluluðumu.

O günden beri, ne zaman þöyle mutluluða benzer bir þey duyacak olsam, bakalým bunun kaþýntýsý nerden baþlayacak diye beklerim. Beklediðim de gelir baþýma." diyor oyunun erkek karakteri gerçekten de öyle olmaz mý? Çok gülme, aðlarsýn dememiþ mi atalarýmýz ya da birileri... Tam mutlu oldum derken, birdenbire dünyalar baþýmýza yýkýlmaz mý?

Siz de, bahardan kalma bu kýþ günlerinde; bana karýn yaðmasýný ne kadar özlediðimi hatýrlatan... Þöyle konyak içip, karlarda yuvarlanma hissimi kamçýlayan bu keyifli oyunu izlemek isterseniz:

Akatlar Kültür Merkezi
Beþiktaþ Belediyesi Kültür Sanat Platformu Prodüksiyon Tiyatrosu
Telefon: (212) 351 93 84
Adres: Zeytinoðlu Cad. No:8 Akatlar Etiler - Ýstanbul

Ömür Ýsfendiyaroðlu