Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
Birkaç aydır her gece olan şey yine oluyor; Frank, laboratuarda son projesi üzerinde çalışıyordu. Etrafta kimsenin olmadığı gecenin ilerleyen saatleri, çalışmak için daha uygundu. Ayrıca projenin gizliliğinin korunması açısından idealdi. Genetik biliminin her türden uygulamasının yapılabildiği bu ortamda; ender bulunan, hatta soyu tükenmiş canlıların genetik örnekleri saklanıyordu. Ama iyi bir araştırmacı(!) olan Frank, saklanan bu örneklerin bulunduğu dolabın elektronik şifresini çözmüştü. Zaten bu sayede Einstein'ın dondurulmuş beyin hücrelerini kullanabiliyordu. İnsanlığın karşısındaki en büyük sorunun "Aptallık" olduğuna inandığından ve onu "tedavi edilmesi gereken bir tür bozukluk" olarak kabul ettiğinden, projesine "İntelligence Cure" kısaca "IC" adını vermişti. Hem bu şekilde insanlar yapmaya çalıştığı şeyin anlayacaklardı. (1) Tabii bunu bir film repliği sananlar da çıkacaktı ama artık tedavi edilebilir olacaktı bu anlayışsızlıkları...(2) Sıra gecenin en önemli anına gelmişti. Einstein'ın zekası ve evren algısını, enjekte edildiği beyinde tekrardan yaratacak olan serumu ilk kez bir canlının üzerinde deneyecekti. Kafesinde duran minik beyaz farenin zekası birazdan birkaç katına çıkacak ve eğer işe yararsa bir daha asla aptalca şeyler yapmayacaktı. Frank yavaşça kafesin kapağını açmış ve kobayı yakalamak üzere hamle etmişti ki fare, aptal olarak kalmak için yapabileceği en zekice şeyi yaptı ve kendisine uzanan eli ısırıp kafesten kaçtı. Buna şaşıran Frank ise bir fareyi daha zeki yapmak için yapılabilinecek en aptalca şeyi yaptı ve onu yakalamaya çalışırken dengesini kaybedip yere düştü. Yaptığı aptallığın boyutunu, yerden kalkıp da enjektörün içindekini kendi vücuduna enjekte ettiğini farkedince anladı. Şimdi ne olacaktı? Ne yapması gerekiyordu? Birşey yapamazdı. Sadece bekleyip görecekti. Bir saat geçmişti ve görünürde bir etkisi olmamıştı. Kendini iyi hissediyordu. Tabii bu aynı zamanda deneyin başarısız olduğunun göstergesiydi ki bu yüzden üzgündü. Belki de böylesi daha iyiydi. Evrimsel gelişime müdahale etmek tehlikeli olabilirdi. Fakat harcadığı onca emek boşa gitmişti. Gerçii zavallı fare iğne olmaktan kurtulmuştu kurtulmasına ama göreceli olarak daha güvenli olan kafesinin dışında, tehlikelerle dolu bir dünyadaydı artık. Aslında fare yeminden tasarruf edeceklerdi bu şekilde. En azından yenisi gelene dek... Ama kafes boş durucak ve "atıl kapasite" oranı artacaktı, her ne kadar içi boşken temizlemek daha kolay olsa da... "Ne oluyo be!" dedi Frank... Kafasında dönüp duran bu saçma düşünceler de neyin nesiydi? Az önce yaşadığı olayın sonuçlarını, farklı bakış açılarından değerlendirmeye başlamıştı, öyle bir niyeti olamamasına rağmen... Kendini bir tür "Evrensel Gözlemci" gibi hissediyor ve tüm düşünceleri "Göreceli" bir hal alıyordu. Sanki aynı anda herkes, her yer, ve herşeydi... Bunu durdurmalıydı! Birkaç dakika sonra zihninden çıkarmak için kafasını duvara vurduracak bir hal almıştı; durduramadığı bu sonsuz görecelilik analizi... Koşmaya başladı. Laboratuarın uzun ve boş koridorunda aklını kaçırmışçasına koşuyordu. Hızlandı... hızlandı... Fakat hızlandıkça, ağırlaşıyor, sanki kütlesi artıyordu.. Koridoru aydınlatan ışığa ulaştığında vücudunun kütlesi sonsuz kat artmış gibiydi. Zamanın akışı yavaşladı. Daha fazla gidemedi. Diz üstü çöktü. Bu sırada koridorda yankılanan çığlıkları duyan güvenlik görevlisi onu buldu. "Mr. Frank! Neyiniz var?" dedi. Frank kalan son gücüyle "Bal arıları! Yok olmalarına izin verme. Fareyi durd..." Not: Marvel Comics şirketinin MADMAN adında bir çizgiromanı var ve çizgiromandaki süper kahramanın adı Frank Einstein... Ama bu hikayeyi yazdığımda bunu bilmiyordum. İkinci olarak Einstein'ın "Bal arıları yok olduğunda insanlığın 4 yıl ömrü kalmış demektir." sözünden ilham alıdım. Ayrıca E=mc2 denklemini ve Özel Görelilik Kuramı'nı kullandım. İşim bitince yerine koymak kaydıyla... Dipnot: (1) "I see" : İngilizce de "Anladım!" demektir. I ve C harflerinden oluşan kısaltmayla aynı şekilde telaffuz edilir. IC = I See Okay? (2) "I see dead people" : 6. His filminin en bilinen repliği.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer kırat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |