..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir dost nedir? Öteki ben. -Zenon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Gülcihan Atalay




16 Mayıs 2002
Çılgınlığın Uçurumu / Ussallığın Sınırı  
Gülcihan Atalay
Nerede başlar çılgınlığın uçurumu, ussallığın sınırı nerede biter. Hangi vazgeçilmezlerimiz bizi, yeknesak bir hayatın ipleriyle bağlamıştı...


:CAID:
Nerede başlar çılgınlığın uçurumu, ussallığın sınırı nerede biter. Hangi söz dinlemez noktada yüreğin “hayır, bu değildi!!” çığlığı gelir oturur, yaşamımızı bir düzene oturtmak için verilen onca emeğin üstüne.

Kapatırsın gözlerini, kulaklarını tıkarsın, dilinin ucuna kadar gelen bütün sözcükleri aceleyle kovalarsın. Beyninin içini boşaltmak istersin, hiç bir şey düşünmemek için. Aklın karışmasın istersin.
Akışına bırakamazsın çünkü hayatı, kontrol etmek istersin. Bin bir zahmetle kurduğumuz iskambil kağıtlarından kule gibiyizdir aslında. Dışarıdan gelecek küçük bir esinti bile alt üst edebilir, dağıtıp savurabilir bizi. Ve yeniden başlamak ölesiye zor gelir çünkü. Bunun için belki, kapatırız kapılarımızı dışarıya, perdelerimizi sıkıca çekeriz hayata. Kendi küçük toprağımızda (hanedanlığımızda!) biraz güneş, biraz suya fit olmuş bir hayatı yaşarız. Dışarısı ürkütür bizi. Bilmediğimiz hayatların, keşfedilmemiş renklerinden kaçarız. Yüzleşmeye cesaretimiz yoktur sokaklarla. Bir küçük pencereden sızacak güneşin hain ışıklarına karşı ne yapacağımızı bilemeyiz. Hazırlıklı olamadık hiç tanımadığımız yüreklerden gelecek seslere. Ya bunca zaman kurduğumuz ve gözümüz gibi koruduğumuz, “bizim” hayatımız birden değişirse, ya bildiğimiz ve inandığımız her şey aslında hiç de öyle bizim bildiğimiz gibi değilse. Neye inanıp, neye karşı duracağımızı kim öğretir o zaman bize. Hayatın rüzgarında savrulmayı kim göze alabilir ki...

Nerede başlar çılgınlığın uçurumu, ussallığın sınırı nerede biter. Akıllı olmak, hayatın (normalliğin) kabul gördüğü çerçeveye sığdırmaya çalışmak değil mi kendimizi. Reddedilmek korkusuyla, sürünün “namuslu” bir neferi olmak ne büyük erdem! Normal olmamak, “bizden olmayanı istemezük” kalbının dışına taşmak yani, yani daha çok güneş, daha çok toprak, daha çok su istemek çılgınlıktır ve hatta ayıptır! Bak herkes nasıl yetiniyor kendine sunulan sıradan hayatlarla, sen neden fazlasını istiyorsun? Akıllı ol ve haddini aşma!

Ya yatağından taşmışsa bir kere ırmak. Ve hatta yatağını değiştirmişse başka denizlere karışmak için. Deniz reddedebilir mi bir ırmağı. Irmak, “ben yüzyıllardır aynı ovalardan geçip geldim, aynı dağların karlarından topladım suyumu, yaylalarda aynı çiçeklerin kokularıyla uyandım, aynı rüzgarlarda kabarıp dalga vurdum aynı kayalara. Artık başka dağlar istiyorum, başka rüzgarlar” diyorsa, toprak redder mi ırmağı?

Irmak taşmışsa bir kere yatağından, reddedilmek pahasına değiştirecektir rotasını başka denizlere. Başka derelerden beslenecek, başka çiçeklerin kokularıyla uyanacaktır bir sabah. Çünkü o istediği denize ulaştığında gerçekten “mutlu bir ırmak” olacaktır.

Nerede başlar çılgınlığın uçurumu, ussallığın sınırı nerede biter. Hangi vazgeçilmezlerimiz bizi, yeknesak bir hayatın ipleriyle bağlamıştır ve ne gariptirki bundan şikayetimiz bile yoktur. Normalliğin bize biçtiği elbiseler var, ya giyeceksin ya çıplak kalacaksın!

Ya da kendi biçtiğimiz elbiselerimizi giyeceğiz, çılgınlığın uçurumlarına tutkulu bir karanfil gibi düşürmeyi göze alarak aklımızı, yüreğimizi... hayatımızı!...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Aklın Firar Mevsimidir

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gerekçesine Seni Yazardım
Aşk Yakar Bütün Teskereleri
Bir Tutkunun Pırıltısında
Bekleyiş Senfonisi
Aşkın Cesaret Madalyası

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Güvercin Eyledim Yüreğimi [Şiir]
İmrahor Deresi [Şiir]
Lades Gibi Aklımda Tuttum Seni [Şiir]
Gülümün Solduğu Yer Yüreğin Olsun [Şiir]
Eylüldür İşte... [Şiir]
Seninle Islanmak... [Şiir]
"Yaşarım" mı Sanırsın ? [Şiir]
Kıyar mısın? [Şiir]
Bir Şehrin Gülleri Solarsa [Şiir]
Göçebedir Acılarım [Şiir]


Gülcihan Atalay kimdir?

EY DOST DÜŞÜNCE VEDALARIN BIÇAK SIRTI YOLLARINA DUYARIM ISLIKLAR SAL PEŞİME BİR ÇOCUĞUN SABUN KOKUSU SAÇLARINDAN. GÜZ SABAHLARINI HARMANLARKEN YELKOVANIYLA AĞIR AKSAK SAATLERİN BİR ELİMLE KUŞ ÇIĞLIĞI BAKIŞLARDAN SARI HÜZÜNLER ÇOĞALTIRIM TÜRKÜLER ASIP BOYNUMA SEVGİ DAMITIRIM ÖBÜR ELİMLE. BEKLEYİŞİN TETİĞİNDE NEREDE BİR ŞİİR DUYSAM ARALARIM YÜREĞİMİ BİR MERHABAYA ÇOĞALIR YÜREĞİM YENİDEN YENİDEN Y E N İ D E N

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gülcihan Atalay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.