Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Elli beş yaşlarında zayıf bir kadın, biri kız biri erkek iki torununu okula yolladıktan sonra torunlarından sakladığı gözyaşlarını tutamadı. Beş yıl önce biricik kızı bir katliama kurban gitmişti. Hatırlamak istemediği ama aklından bir an bile çıkmayan o günden sonra gözyaşları sel olup akıyordu. Gözünden bile sakındığı güzeller güzeli kızının evlilik yaşı geldiğinde bir sürü talibi çıkmıştı. Üniversiteyi yeni bitirip, merkeze yakın bir ilçeye tayin olan amcası oğlu da talipler arasındaydı. Pek gönlü razı olmasa da amcası oğluna hayır diyememişlerdi. Güzel kızı amcası oğlu ile evlenmişti. Ardı ardına bir kız bir erkek iki çocuğu dünyaya gelmişti. İlçede genellikle evler tek katlı idi. Genç kadının evi de bunlardan biri idi. O gün çocuklarını uyutup çok özlediği anacığına telefon etti. Hafta sonu geleceklerini haber vermek istiyordu. Telefonla konuşmaya öylesine dalmıştı ki damdan inen hırsızdan habersizdi. Bir anda bir el ağzını kapamış, boğazına bir bıçak dayamıştı. Telefon elinden düşmüştü. Genç kadınla hırsız arasındaki boğuşmayı annesi telefondan duyuyordu. Hırsız bıçakla etkisiz hale getirdiği kadına tecavüz etmiş, kolundaki ve boynundaki takıları almış, sonra da elindeki bıçakla genç kadını öldürüp kaçmıştı. Genç kadının annesi telefondan olup biteni duymuştu. Kızını kurtaracak bir şey yapamamanın çaresizliği ile çığlık çığlığa ağlayıp, bağırıp çağırmış sonra da bayılıp kendini kaybetmişti. Bir süre sonra hırsız yakalanmıştı. Yargılanıp hapse atılmıştı. Fakat olup biteni hazmedemeyen genç kadının kardeşleri hırsızı öldürmeye karar vermişlerdi. Ortanca kardeş, küçük bir suç işleyecek, girdiği hapishanede ablasını acımasızca öldüren hırsızı öldürecekti. Planları işlemiş, ortanca kardeş hapse girmiş, ablasını öldüren hırsızı ilk fırsatta öldürmüştü. Hiç yoktan bir evladını toprağa vermesi, bir evladının da genç yaşta hapiste olması onu kahrediyordu. Ana yüreği bu olup biteni kaldıramıyor, gözyaşları sel olup akıyordu. Kızının ölümünden sonra iki torununun bakımını üstlenmiş, annelerinin eksikliğini hissettirmemeye çalışmak yaşama amacı olmuştu. Bazı gözü dönmüş insanların, böylesi insanlık dışı suçlar işleyerek birçok hayatları mahvettiğini gözlemlememeyi umarak, bundan sonra mutlu hayatlara tanıklık etmek üzere bu siyah gecenin içinde kayboluyoruz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Zeliha Gökkan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |