Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Bulunduğum diyardan, bulunduğun diyara aşk kuşları uçurmadayım. Senin derdini bilirim, hamlıktan olmaya yol alanların yanışlarında yanmaktasın sen. O yüzdendir canının yanmaları, o yüzdendir gözlerinden yaşlar akıtıyor olman. Mümkün değil ki ateşlerde yanmadan pişmek, olgunlaşmak, kâmil olabilmek Şükret ki altındaki ateşi birileri yaktı da yanmaya başladın Bir bak etrafına, ne çoktur yanmaktan uzak duran hamların sayısı. Anlaşılmayı bekleme, anlamayı dene Sevilmeyi umma, kalbini aç sevmeye Aşk’tan başkasını söyleme, aşka kendini atacak kadar gözünü körelt Unutma ki Aşk ateşi İbrahimleri tanır da onları yakmaz. Bak bakalım sende de İbrahimlik var mıdır seyreyle. Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler? Ay’ın geceye sabretmesi onu apaydın eder. Gülün dikene sabretmesi ile ona güzel kokular bahşedilir. Ey yollardan gelip yollara giden! Ne mutlu sana ki kulların hayatlarına girip çıkmalardasın Bırak onları bir süre kendi hallerine ki senden görüp öğrendikleriyle onlar da zamanla pişip yanmaya başlasınlar. Kim bilir belki sen de onların altındaki ateşi yakıp sonra yollara düşmüşsündür. Ey makamı var ve yok’un üzerinde olan kişi! Mutlaka gönülden gönüle giden bir yol vardır Bazı insanlar gamlıdırlar; bu gamın nereden geldiğini bilmezler. Bazı insanlar da vardır ki neşelidirler, onlar da bu neşenin nereden geldiğini bilmezler. Ne kadar solda, sağda bulunanlar, eğri, doğru yolda yürüyenler varsa onların ne soldan, ne sağdan, ne eğriden, ne doğrudan haberleri yoktur. Ne kadar, "Ben" ve "Biz" diyenler varsa ki onların da "Ben" ve “Biz”den haberleri yoktur. Sen “Ben”in ve “Biz” in anlamını bilenlerden ol! Sen güneş gibi nurlar saç ki seni gören kötü huyundan vazgeçsin Sen dudağını kilitle, gönlünde sırlara yer aç. Ağzını yum, gönlün seslerle dolsun. Sen, kendinden geç, çünkü kendinde olduğun zaman sonbahardaymışsın gibi üşürsün. Fakat kendinden geçince kış mevsimi bile sana çiçekli ilkbahar olur. Ey azalıp yok olurken herkesten üstün fazlalığa erişen kişi! Sen bir iş için dünya ahırındasın. Hamlığı bırak, olgunluğa ulaşmaya bak Yolcuların son durağı ulaşmaktır. Üzüm, tekrar dönüp koruk olmaz; olmuş meyve, bir daha ham bir hale gelmez artık. Sana son sözüm şudur ki: “Aşk’a uçma kanatların yanar” diyenlere kulaklarını tıka Ve sor onlara “Aşk’a uçmadıktan sonra kanatların neye yarar?” diye. Selametle, Celaleddin
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şebnem Pişkin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |