İlham Perisi
Yazar harflere hayat üfler, harfler hayal denizini aşar, kıyıya vurur. Harfleri kendine boyun eğdiren kalem ehli, bir gün gelir KAYIP RIHTIM’ı bulur…
Yazar harflere hayat üfler, harfler hayal denizini aşar, kıyıya vurur. Harfleri kendine boyun eğdiren kalem ehli, bir gün gelir KAYIP RIHTIM’ı bulur…
Son kitabım "Kırklar Diyarı" ndan bir bölüm. Kırk kapı ardında kırk sır. Yarısı var oluşa dair, diğer yarısı da var olana. Sırları bilmeyenler ölmeye mahkum ne yazık. Bilenler uzanacaklar sonsuzluğa...
Nasıl ki bütün çiçekler biraz gül ise, bütün şehirler de biraz İstanbuldur aslında. İstanbul deyince akan sular durur, şair yanım tutar yine.
...Bu yazı hiçbir edebi kaygı duymadan, yalnızca yaşadığım bir olayı paylaşmak, sinirlerimi biraz olsun yatıştırmak maksadıyla kaleme alınmıştır...
“Derdim nedir benim” dedim, içime döndüm, ve baktım. Baktığım yerde Şeytanımla göz göze geldim.
Şeytanımın gözlerinde aynı bendeki gibi bir hüzün
ve gözlerinde aynı bendeki gibi iki damla yaş…
“Ne haber?”dedim şeytanıma, “nasıl gidiyor işler?”...
Ben, Âdem... Yaratılmış ilk insan... Daire artık tamamlanmak üzere. Kim olduğunu hatırlamanın artık zamanıdır. Şimdi kendine gel ve söyleyeceklerime kulak ver...
Her şey ezelde başladı...Yedi kat yukarıda oturduğum yerden aşağılara baktım ve "Karar verdim, dedim. Aşağıya inmeye gönüllüyüm." Bildiğim her şeyi unutacaktım. Göklerdeki evimi, nereden geldiğimi, kim olduğumu, her şeyi.Yalnızca bir tek şeyi hatırlayabilecektim: Sevgiyi...
Ötelerden bir mektup var...
Yollardayım... Yollar ki sana doğru olunca güzel, senden uzağa olunca elem... Yollardayım, Sen'den uzakta aşkınla hasta ama aşk sayesinde sıhhatteyim. Yollardayım, yine yollarda...
Ah, Mine'l Aşk! .... Aşk'ın elinden... Ah, Aşk hep senin yüzünden!
Bir yazarın sahip olduğu tek şeydir, kelimeler...
An gelir, kelimelerin anlatmaya yetmediği hisler yaşar insan.
Yıl, 1878; yer, İstanbul; Padişah, 2. Abdülhamit...
Aşk mı, sadakat mi, siyaset mi?
Yaşam, kanlı Varlık denizinde köhne bir sandalla yaptığım bir seyahat... Elimde hasret kürekleri... Kulağımda Sevgili'nin küpesi... Kıyı çok uzaklarda, sanki gece içinde gizlenmiş seher gibi...
Söz, gökten inmiş, yüzü yüzlerce tül perdeyle örtülü; / Perdeleri tek tek kaldırıyorum
Bugün ben kendimi, kendimden uzaklaştırmak istiyorum. / Bugün beni başka gözler görmesin istiyorum.
Var iken aslında yoktu isem, belki yok olunca gerçekten var olabilirim... Varlıktan da geçtim,yokluktan da... Geriye sana yazdığım mektuplarım kaldı Canım Efendim...
Canım Efendim! Nacizane kulunuz bendeniz de hayatında ilk defa bir insana duyulan aşk duygusuyla tanıştı. Aşk'ı var olan her şeyde görmüştüm, bir insanda hariç... Gün o gündür ki o yüce duyguyu bir faniye karşı da hissettim.
Yazıyı yazan bir "aşık" olunca, baktığında neyi gördüğünü, gördüğünde neyi sevdiğini bilince "aşk"ı anlatan kaleminden de mürekkep yerine "aşk" damlar. Bu defa Aşk'a dair bir-iki satır da benden...
Yaşamanın değerini anladığı gün, yaşamındaki son günüydü. Ne hazin! Ya sizin bugün yaşamınızın son günü olsaydı neler düşünür, neler hissederdiniz?
-Garip bir hikaye daha...-
Bir kertenkele dile gelirse neler anlatır?
Galaktik Irk'a dayanan sürüngen tarihini bir de onların ağzından dinleyin!
Damarlarım attıkça, canım bedenimde oldukça kaçmadayım.İnsanın kendinden kaçıp kurtulması kolay olur mu? Başkasından kaçan, ondan uzaklaşınca ondan kurtulunca kaçmayı bırakır, olduğu yerde durur. Ben ise hem kendimin düşmanıyım, hem de kendimden kaçıp kurtulmak istiyorum. Kaçarken kendimi de beraber götürdüğüm için kendimden kurtulmama imkan yok. Bu yüzdendir ki benim işim kıyamete kadar kaçmaktır, kaçmaktır, kaçmaktır...
6 Ocak 1978, Sarıkamış doğumluyum. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümünden 1999 senesinde mezun oldum.Tutkum olan yazarlık mesleğine 2006 yılında yayımlanan kişisel gelişim türündeki ilk kitabım “BİR” ile adım attım. Ardından sırasıyla 2008 yılında Tuğra, 2009 yılında İsrafil'in Aynası ve 2010 yılında Kırklar Diyarı adlı romanlarım yayınlandı. Bir çok hikayem çeşitli yarışmalarda ödüller aldı. Halen internette yayın yapan bazı edebiyat sitelerinde ve Hakan Yılmaz Çebi'nin çıkarttığı Hazır Kıta dergisinde yazılar yazıyorum.Yazılarımın temelini bilinmeyene duyduğum ilgi ve merak oluştururken her yeni günde yeni şeyler söylemek lazım felsefesiyle yazarlık yoluma devam ediyorum.
İstanbul
Bilinmeyeni bilmeye çalışmak, merak etmek, bıkmadan soru sormak, yanıt aramak, bulamamak, tekrar aramak, yeni bilgilere açık olmak, bildiklerini unutmak, yeniden öğrenmek...
Mevlana,Nietzsche,Kryon,Halil Cibran,Hayyam,Drunvalo Melchizedek
Halil Cibran, Irvin Yalom