Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen |
|
||||||||||
|
- Evet, düşündüm. Bu görevi üstlen-meye karar verdim. - Bunun ne derecede zor bir görev olduğunu sana hatırlatmama gerek yok, bütün bunları farkındasın öyle değil mi? - Evet, farkındayım… Ben, ki göklerin en parlak yıldızı, seher yelinin oğlu, boşlukları dolduran anlam, hiçlikleri hepliğe çeviren güzelliğin ta kendisi-yim. Ben ki bedenim ışık, nefesim Aşk benim. O ben ki varlığım Arş’ın sahibi-ne dost, ışık bedenim bu mekansızlık diyarında O’na komşu iken evet karar verdim ki tahtımın bulunduğu yıldızla-rın ötesinden, bulutların üzerinden aşağılara, hem de ta aşağılara, yedi kat aşağılara inmeye gönüllüyüm. - İyi öyleyse… Oraya indiğinde iyi bak, baktığını gör, gördüğünü anla, anladı-ğını bil. Yaptığın her işin sebeplerini ve neticelerini tart. Hissini değil ak-lını, aklını değil vicdanını, vicdanını değil idrakını kullan. Bunlardan sıra ile geçmeye çalış, aydınlan. Unutma, kemalin tek kelamı, sevgidedir.” *** Kaf dağının gerisinde, yerin katman katman altında ve aynı zamanda göğün yedi kat üstünde, gök kuşağının içinden geçenlerin ya da ışık tünelinin ağzına kadar gelebilenlerin bulabildiği, iğne deliğinden küçük, kara deliklerden geniş bir girişi olan öteler diyarının ışık ülkesi burası. Karşımda göz alıcı renkleri ve bütün heybetiyle bir ışık varlığı duruyor. Gözlerimi ondan alamıyorum. Ona her baktığımda ne kadar güzel olduğunu düşünüyorum. Güzelliği içime damla damla akıyor sanki Kimi zaman salt beyaz ışık olup gözlerimi kamaştırıyor, kimi zaman ise içinde her tonu bulunduran çarpıcı bir mor renge bürünüyor. Sesi müzik gi-bi, sanki içinde bir yerlerde bir lir var ve o konuştukça sözleri lirin tel-lerine dokunuyor, sesi müzik olup ku-laklara öylece ulaşıyor. Hareketleri gökyüzünde kayan yıldızlar kadar ahenkli, bakan kişide onu hep seyretmek is-teği uyandırıyor. Ona bakarken içimde sıcacık bir şeyin dolaştığını hissediyorum, sevgisi bütün benliğime işliyor. Kanatları öyle geniş ki açıldığında bütün kainatı içine alacak kadar geniş, kapandığında ise beline kadar uzanan sırma misali saçları olduğunu düşündürüyor. O, ötelerin varlığı. O, dört büyük melekten biri ve Arş’ın sahibine en yakın olanlardan. Bilinen son geldiği zaman meşhur borusunu çalacak, yedi gök içinde bulunan tüm mahlukatı uyudukları derin uykulardan uyandıracak olan. O, İsrafil. Ben ise bilinen zamanların ve mekanla-rın çok ötesinde bulunan bu ışık ülkesindeki sayısız ışık varlığından yal-nızca biriyim. Saf ışıktan oluşmuş be-denimle istediğim şekle girip çıkabilir, istediğim yer ve zamana gidebilir, istediğim evrende istediğim mahlukatın formunda bir yaşam tercih edebilirim. Bir diğer deyişle Yüce Arş’ın sahibinin kurduğu kusursuz düzen içinde hangi bölgede bana ihtiyaç varsa tamamen isteğime ve tercihime bağlı olarak o bölgeye doğabilir, görevimi yerine getirip, buraya geri dönebilirim. Ya da bu güzellikler diyarı olan ışık ülkesinde kalmayı seçebilir, severek ve sevilerek sonsuzluğu yaşayabilirim. Tamamen özgür seçimime ve isteğime bırakılmış olan bu durumda ben genellikle ihtiyaç olan bölgelere doğmaya ve o evrenlerde ya-şamlar geçirmeye gönüllü oluyorum. Böylelikle başarıyla tamamladığım her gö-rev sonrasında var olan ışığımı daha da kuvvetlendiriyor ve Yüce Arş’ın sahibine bir adım daha yaklaşmış oluyorum. Dediğim gibi, bu benim seçimim. “Israfil!” diyorum gözlerimi ondan bir an bile ayırmadan. Israfil ışıldayan yüzüyle bakıyor bana. “Oradayken seni ve bu sohbetlerimizi hatırlayabilecekmiyim?” Israfil kanatlarının ucuyla bedenime dokunuyor. Sesi sanki sonsuzlukta yankılanıyor. “ Işık ülkesindeki eşsiz tahtını bırakıp aşağı inmeye gönüllü oluyorsun kü-çüğüm. Kanatlarını burada bırakıp kun-daktaki bebek gibi seni sımsıkı bağlarla kuşatacak olan zaman ve beden kafe-sine gireceksin. Burayı, buradakileri ve evet beni ve sohbetlerimizi de tamamen unutacaksın. Ama neyi daima hatırlayacaksın biliyor musun, sevgiyi. Yük-seklerden aşağılara yanında götüreceğin tek şey sevgi olacak. Bu yüzden aşağılarda her yerde ve her şeyde sevgiyi arayacaksın. Bu his sana kim olduğunu ve yuvanı hatırlatacak. Saf sevgiyi bulup yaşamaya başladığında ise beni de sohbetlerimizi de hatırlayacak ve görevini başarıyla tamamlamış olacaksın.” “Peki sevgiyi bulabilecek miyim dersin?” diye soruyorum. “Sen, sevginin kendisisin küçüğüm. Yedi kat aşağıya insen bile bu hiç değişmeyecek. Yalnızca kim olduğunu unutmuş olacaksın, o kadar. Eğer kim olduğunu merak edip soru sormaya başlarsan cevabı bulman için biz hep sana yardım edi-yor olacağız. Nihayet sevgiyi bulacak, sevgi olacak ve kim olduğunu hatırlayacaksın. Böylece de görevini başarmış olarak yuvana geri döneceksin. Biz bu-rada seni bekliyor olacağız ve geri döndüğünde senin için büyük bir kutlama yapacağız.” ......... Dünyaya doğmak için sabırsızdım. Ne Israfil’in ardımdan yanına çağırdığı ve bana yardımcı olması için görevlendir-diği kişiden, aralarında geçen sohbet-ten ve benim için yaptıkları plandan haberim oldu, ne de Israfil’in “Gitmek için ne kadar da aceleci davrandı. Oysa ona ışığını iki eşit parçaya böldüğümü ve bu iki parçayı aynı coğrafyada farklı zamanlara gönderdiğimi söyleyecek-tim. Neyse, umarım bunun için bana kızmaz” diyerek kanadıyla ağzını kapatıp uzun sure güldüğünden haberim olabildi. Yola çıkmıştım bile. Aşağısı çok aşağıdaydı, gidilecek yol uzundu. *** "İsrafil`in Aynası" 16 Şubat 2009 tarihinden itibaren TÜM KİTAPÇILARDA...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şebnem Pişkin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |