"Ýçtenlik bütün dehanýn kaynaðýdýr." -Boerne |
|
||||||||||
|
hem solcu hem sünni müslüman” - Yücel Kayýran 100 bin kitap; bu en az tahmin ettiðimiz, Ýskenderun’da son 14 yýlda okuyucuya ulaþtýrdýðýmýz türlü çeþitli kitap sayýsýdýr. Hemen hemen her eve, okula, iþyerine ulaþtýrdýðýmýz birkaç kitap vardýr mutlaka. Kitapla okuyucuyu, okuyucuyla yazarý buluþturduk, aydýnlanmaya katký sunduk, yýlmadan, usanmadan, býkmadan, yýllardýr kurduðumuz düþleri Ýskenderun’da gerçekleþtirdik. Büyük sermayenin pek raðbet ettiði iþ deðildir, kitap satmak. Çünkü getirisi azdýr, satýþý zordur, hem emek hem de sermaye ister. Bu iþ ancak bir ‘ideal’ uðruna yapýlabilir, baþka türlüsü mümkün deðildir. Bizim idealimiz Atatürk’ün hedeflediði ülkenin çaðdaþ uygarlýk düzeyine ulaþmasýdýr. Bilimin aklýn öncülüðünde, çaðdaþ, ileri düzeyde güzel bir dünya yaratýlmasýna katký sunmak. Eþit, özgür, demokrasi içinde saðlýklý bir yaþamýn birlikte sürdürülmesini kitapla desteklemektir. Yeni bir bilinçýþýðý yaratmaktýr. Ben bu yazýmda, neden kitap, neden bir kitabevi, neden Ýskenderun sorularýnýn yanýtýný da vermiþ olacaðým. Belki ileride Ýskenderun’un kültür, sanat tarihini yazacak biri çýkar da, ona referans olur bu yazý. Kültür, sanat Ýskenderun’da hep ihmal ediliyor gibi gelir bana. 1995 yýlýnýn Mayýs’ýnda Hakkari’nin daðlýk bir yerinde, karanlýk bir akþamüstü, Ýskenderun’a tayinimin çýktýðýný öðrendim. Aslýnda Ýskenderun adýný çok duymuþtum. Fakat burasý hakkýnda yeterli bir bilgim yoktu. Oysa, Hakkari’den sonra daha büyük bir yer ummuþtum.. Olmadý. O yýlýn Temmuz’unda Ýskenderun’a geldim. Burada ilk fark ettiðim þu idi: Hemen hemen her bakkalda, markette gazete ve dergi olmasýydý. Burada kitap da satýlabilirdi. Kitap, yayýncýlýk ilgimi çeken konularýn baþýndaydý. Yayýncý aðabeyim Mehmet Düz’e Ýskenderun’da bir kitap sergisi açma önerisi götürdüm. O da kabul etti. Ankara’dan hatýrlý birinin vasýtasýyla, Ýskenderun Belediyesi Evlendirme Dairesi salonunda kitap sergisi açmak, için müsaade almýþlar. Sergi ’kitap günleri’ adý altýnda 15 gün sürecektir. Rahmetli Aðabeyim, 1996 Þubat’ýnýn son günlerinde bir kitapçý/yayýncý arkadaþý Ahmet Durak’la birlikte bir minübüs dolusu kitapla Ýskenderun’a gelirler.. Evlendirme salonuna kitaplarý standlara yerleþtirmeye baþlarlar. Ayný günün akþamý neler yapýldýðýný merak etmiþ ve nikah salonuna bende gitmiþtim.. Aðbeyim bir köþede, arkadaþý bir baþka köþede oturuyordu. Yüzleri asýk, moralleri bozuktu. Anormal bir þey olduðu belliydi hallerinden. Ne var ne yok þeklinde sordum. Önce cevap vermediler. Sonra konuþtular. Durum þu idi.: Belediye Baþkan yardýmcýsý, kitaplar yerleþtirilirken gelmiþ, kitaplara bakmýþ incelemiþler Kitaplarýn içindeki; Yaþar Kemal, Aziz Nesin, Nazým Hikmet, Doðan Avcýoðlu gibi yazarlarýn kitaplarýný görmüþ; Bu kitaplarý burada satýlmasýna izin vermeyeceklerini, uygun görmediklerini ifade etmiþ, iki saat içinde kitaplarý toplayýp salonu terk etmelerini bildirmiþ ve oradan ayrýlmýþ. O kadar kitabýn toplanmasý, kolilenmesi iki saat içinde olacak iþ deðildir tabi. Bunun mümkün olmadýðý anlaþýlýnca, sonra ki güne kadar süreyi uzatmýþlar.. Ben orada bunlarý duyduktan ve onlarýn o çaresizliklerini gördüm ve çok üzüldüm.. Dünya kadar para harca, araba kirala, kitap getir, yerleþ. Þu kitap yok, bu kitap sakýncalý, bu yazar þucu, o yazar bucu denilerek verdikleri izini iptal ederler. Onlarýn o periþan halini gördüm ve karar verdim. Ýskenderun’a bir kitabevi kurmaya karar verdim. Ve bunu hep ayný bu çevrede yapmaya kararlýydým. Aðabeyimler yeni bir yer bulur ve kitaplar burada sergilenir. Okuyucularýn ilgisi oldukça iyidir. Kitap yetiþtiremezler, çok miktarda kitap satýlýr. Sergi salonu dolup taþar. Bu yeni yerde yaklaþýk üç ay devam eder sergi. Daha sonra ki yýllar, kýsa süreli kitap günleri adý altýnda ayný çevrede sergiler devam eder. Yýl 1999 Temmuz ayýna gelinir, ‘Ferda’ adý altýnda kitabevini, Kanatlý Caddesi’ne Eþim açar. ‘Ferda ‘ önemli bir addýr. Her þeyden önce Atatürk’ün çok etkilendiði þairlerden Tevfik Fikret’in gençlere seslendiði önemli bir þiirinin adýdýr. Ayrýca ‘yarýn’ anlamýna gelen bir sözcüktür. Bir diðer önemi de Almanya’da kültür sanat iþiyle uðraþan kýrklý yýllarýnda kaybettiðimiz kayýn biraderim Ferit( biz ve ailesi Ferda deriz) adýdýr. 2001 yýlýnda emekli oldum, o günden beri kitap iþini eþimle birlikte sürdürüyoruz. Çeþitli kesimlerden olumlu olumsuz tepkiler aldýk. Her türlü ekonomik ve sosyal baskýlara karþý yýlmadýk, direndik, böylece on tam yýl geçti, kalýcý bir kitabevini getirdik bu günlere. "Ýnsan yaþadýðý tarihe bir çizgi atarsa kalýcý olur ." düþüncesinden hareketle, Ýskenderun’un kültür sanat tarihine bir kalýn çentik attýk. Bu on yýl boyunca Ses gazetesi’nin moral desteði dýþýnda hiçbir kurum ve kiþiden önemli ölçüde bir destek görmedik. Bugün sadece kitap satarak varlýðýný sürdüren kitabevleri, ülkemizde yok denecek düzeydedir. Artýk kitap, büyük maðazalardan, günlük alýþveriþlerle birlikte alýnan bir mal haline getirilmiþtir. Bugün ülkemizin Antep, Maraþ, Kayseri gibi illerinde kitabevi yoktur. Klasik anlamda sadece kitap satan, kitabevleri dönemi artýk bitmek üzeredir. Korsan kitap, hayat pahalýlýðý, gelir düzeyinin düþmesi ve okumanýn teþvik edilmemesi bunun en önemli nedenleri arasýndadýr.. Yaþanan sosyo/ekonomik kriz, ’ önce vazgeçilecek bir nesne’ olan kitabý, çok olumsuz etkiledi. Kitap satýþlarý hiçbir dönemde bu kadar düþmedi. Kentlerin geliþmiþliði sadece güzel binalarla, þatafatlý parklarla, yollarla, sahiliyle ölçülmez, kiþi baþýna düþen kitap, dergi sayýsý da önemli bir ölçüdür. Evsiz barksýz, meþakkatli ve özverili geçen bu on yýl; hayatýmýzýn da en mutlu yýllarý oldu ayný zamanda. Çeþitli pekçok kültürel etkinlik yaptýk, okur-yazar buluþmasýna saðladýk. Tonlarca kitap, dergi sunduk okuyucuya; kimine hediye, kimine meccane, kimine de indirimli fiyattan, Her satýlan kitabý dünyayý aydýnlatan bir yýldýz gibi düþündük. Ne kadar çok kitap, o kadar parlayan yýldýz… dedik. Diliyoruz ki, yapýlacak yerel seçimlerde Ýskenderun’da ve ülkemizin her beldesinde; kültüre sanata, bilime deðer veren adaylar seçilsin yönetime gelsin. Kitaba, yazýya önem verilsin. Yazýyý, eski çaðýn büyük filozofu Platun’un, ideal devleti betimlediði, bir sözü ile bitirmek istiyorum: ”Ya yöneticiler filozof, ya da filozoflar yönetici olsunlar.” Bu dilek, ikibin yýldýr unutulmadý. Ve herhalde dünyada bunu ilk defa ülkemiz hayata geçirdi. Bu sözün en güzel örneði de; Atatürk’tür. Kemal Düz 20 Mart 2009 Ýskenderun EK: Daha sonra Temmuz 2009 yýlýnda Ýskenderun'da üyeleri kitabevi okurlarýndan oluþan "Ayna Ýskenderun Kültür Sanat Derneði" kurduk. Baþkanlýðýný da halen ben yürütüyorum. ekþi sözlük'te "ferda kitabevi'nin tanýtým yazýsý: iskenderun'un biricik kitapçýsý. rahmetli ferda erdem'den ve tevfik fikret'in ferda adlý þiirinden esinlenerek isim almýþ bir kitabevidir. iskenderun'da onun yerini ne yeni açýlan d&r, ne de korsan kitap satan küçük kitapçýlar tutamaz. doðma büyüme bir iskenderunlu olarak þunu söyleyebilirim ki, iskenderun'da düzenli kitap okuyan herhangi birinin evinde kesinlikle buradan alýnmýþ bir kitap vardýr. zaten sattýðý kitaplarýn çeþitliliði de buna elveriyor; edebiyattan siyasi kataplara, felsefe'den akademik kitaplara, popüler dergilerden bilimsel ve akademik dergilere burada her þeyi bulabilirsiniz. üstelik 15 yýldan uzun bir süredir açýk burasý ve düþünün 90larda iskenderun'da antik yunanlarýn, marx'ýn kitaplarýný burasý olmasa asla bulamazdýnýz. üstüne üstelik sunay akýn'dan küçük iskender'e bir çok yazar ve þairi de imza gününe getirmiþlerdi. sahibi kemal düz'ün yazdýðý kitabevinin hikayesi: 100 bin kitap; bu en az tahmin ettiðimiz, iskenderun’da son 14 yýlda okuyucuya ulaþtýrdýðýmýz türlü çeþitli kitap sayýsýdýr. hemen hemen her eve, okula, iþyerine ulaþtýrdýðýmýz birkaç kitap vardýr mutlaka. kitapla okuyucuyu, okuyucuyla yazarý buluþturduk, aydýnlanmaya katký sunduk, yýlmadan, usanmadan, býkmadan, yýllardýr kurduðumuz düþleri iskenderun’da gerçekleþtirdik. büyük sermayenin pek raðbet ettiði iþ deðildir, kitap satmak. çünkü getirisi azdýr, satýþý zordur, hem emek hem de sermaye ister. bu iþ ancak bir ‘ideal’ uðruna yapýlabilir, baþka türlüsü mümkün deðildir. bizim idealimiz atatürk’ün hedeflediði ülkenin çaðdaþ uygarlýk düzeyine ulaþmasýdýr. bilimin aklýn öncülüðünde, çaðdaþ, ileri düzeyde güzel bir dünya yaratýlmasýna katký sunmak. eþit, özgür, demokrasi içinde saðlýklý bir yaþamýn birlikte sürdürülmesini kitapla desteklemektir. yeni bir bilinçýþýðý yaratmaktýr. ben bu yazýmda, neden kitap, neden bir kitabevi, neden iskenderun sorularýnýn yanýtýný da vermiþ olacaðým. belki ileride iskenderun’un kültür, sanat tarihini yazacak biri çýkar da, ona referans olur bu yazý. kültür, sanat iskenderun’da hep ihmal ediliyor gibi gelir bana. 1995 yýlýnýn mayýs’ýnda hakkari’nin daðlýk bir yerinde, karanlýk bir akþamüstü, iskenderun’a tayinimin çýktýðýný öðrendim. aslýnda iskenderun adýný çok duymuþtum. fakat burasý hakkýnda yeterli bir bilgim yoktu. oysa, hakkari’den sonra daha büyük bir yer ummuþtum.. olmadý. o yýlýn temmuz’unda iskenderun’a geldim. burada ilk fark ettiðim þu idi: hemen hemen her bakkalda, markette gazete ve dergi olmasýydý. burada kitap da satýlabilirdi. kitap, yayýncýlýk ilgimi çeken konularýn baþýndaydý. yayýncý aðabeyim mehmet düz’e iskenderun’da bir kitap sergisi açma önerisi götürdüm. o da kabul etti. ankara’dan hatýrlý birinin vasýtasýyla, iskenderun belediyesi evlendirme dairesi salonunda kitap sergisi açmak, için müsaade almýþlar. sergi ’kitap günleri’ adý altýnda 15 gün sürecektir. rahmetli aðabeyim, 1996 þubat’ýnýn son günlerinde bir kitapçý/yayýncý arkadaþý ahmet durak’la birlikte bir minübüs dolusu kitapla iskenderun’a gelirler.. evlendirme salonuna kitaplarý standlara yerleþtirmeye baþlarlar. ayný günün akþamý neler yapýldýðýný merak etmiþ ve nikah salonuna bende gitmiþtim.. aðbeyim bir köþede, arkadaþý bir baþka köþede oturuyordu. yüzleri asýk, moralleri bozuktu. anormal bir þey olduðu belliydi hallerinden. ne var ne yok þeklinde sordum. önce cevap vermediler. sonra konuþtular. durum þu idi. belediye baþkan yardýmcýsý, kitaplar yerleþtirilirken gelmiþ, kitaplara bakmýþ. kitaplarýn içindeki; yaþar kemal, aziz nesin, nazým hikmet, doðan avcýoðlu gibi yazarlarýn kitaplarýný görmüþ; bu kitaplarý burada satýlmasýna izin vermeyeceklerini, uygun görmediklerini ifade etmiþ, iki saat içinde kitaplarý toplayýp salonu terk etmelerini bildirmiþ ve oradan ayrýlmýþ. o kadar kitabýn toplanmasý, kolilenmesi iki saat içinde olacak iþ deðildir tabi. bunun mümkün olmadýðý anlaþýlýnca, sonra ki güne kadar süreyi uzatmýþlar.. ben orada bunlarý duyduktan ve onlarýn o çaresizliklerini gördüm ve çok üzüldüm.. dünya kadar para harca, araba kirala, kitap getir, yerleþ. þu kitap yok, bu kitap sakýncalý, bu yazar þucu, o yazar bucu denilerek verdikleri izini iptal ederler. onlarýn o periþan halini gördüm ve karar verdim. iskenderun’a bir kitabevi kurmaya karar verdim. ve bunu hep ayný bu çevrede yapmaya kararlýydým. aðabeyimler yeni bir yer bulur ve kitaplar burada sergilenir. okuyucularýn ilgisi oldukça iyidir. kitap yetiþtiremezler, çok miktarda kitap satýlýr. sergi salonu dolup taþar. bu yeni yerde yaklaþýk üç ay devam eder sergi. daha sonra ki yýllar, kýsa süreli kitap günleri adý altýnda ayný çevrede sergiler devam eder. yýl 1999 temmuz ayýna gelinir, ‘ferda’ adý altýnda kitabevini kanatlý caddesi’ne eþim açar. ‘ferda ‘ önemli bir addýr. her þeyden önce atatürk’ün çok etkilendiði þairlerden tevfik fikret’in gençlere seslendiði önemli bir þiirinin adýdýr. ayrýca ‘yarýn’ anlamýna gelen bir sözcüktür. bir diðer önemi de almanya’da kültür sanat iþiyle uðraþan kýrklý yýllarýnda kaybettiðimiz kayýn biraderimin adýdýr. 2001 yýlýnda emekli oldum, o günden beri kitap iþini eþimle birlikte sürdürüyoruz. çeþitli kesimlerden olumlu olumsuz tepkiler aldýk. her türlü ekonomik ve sosyal baskýlara karþý yýlmadýk, direndik, böylece on tam yýl geçti, kalýcý bir kitabevini getirdik bu günlere. insan yaþadýðý tarihe bir çizgi atarsa kalýcý olur düþüncesinden hareketle iskenderun’un kültür sanat tarihine bir kalýn çentik attýk. bu on yýl boyunca ses gazetesi’nin moral desteði dýþýnda hiçbir kurum ve kiþiden önemli ölçüde bir destek görmedik. bugün sadece kitap satarak varlýðýný sürdüren kitabevleri, ülkemizde yok denecek düzeydedir. artýk kitap, büyük maðazalardan, günlük alýþveriþlerle birlikte alýnan bir mal haline getirilmiþtir. bugün ülkemizin antep, maraþ, kayseri gibi illerinde kitabevi yoktur. klasik anlamda sadece kitap satan, kitabevleri dönemi artýk bitmek üzeredir. korsan kitap, hayat pahalýlýðý, gelir düzeyinin düþmesi ve okumanýn teþvik edilmemesi bunun en önemli nedenleri arasýndadýr. gelinen sosyo/ekonomik kriz,’ önce vazgeçilecek bir nesne’ olan kitabý, çok olumsuz etkiledi. kitap satýþlarý hiçbir dönemde bu kadar düþmedi. kentlerin geliþmiþliði sadece güzel binalarla, þatafatlý parklarla, yollarla, sahiliyle ölçülmez, kiþi baþýna düþen kitap, dergi sayýsý da önemli bir ölçüdür. evsiz barksýz, meþakkatli ve özverili geçen bu on yýl; hayatýmýzýn da en mutlu yýllarý oldu ayný zamanda. tonlarca kitap, dergi sunduk okuyucuya; kimine hediye, kimine meccane, kimine de indirimli fiyattan, her satýlan kitabý dünyayý aydýnlatan bir yýldýz gibi düþündük ne kadar çok kitap, o kadar parlayan yýldýz. diliyoruz ki, yapýlacak yerel seçimlerde iskenderun’da ve ülkemizin her beldesinde, kültüre sanata, bilime deðer veren adaylar seçilsin yönetime gelsin. kitaba, yazýya önem verilsin. yazýyý, eski çaðýn büyük filozofu platun’un, ideal devleti betimlediði bir sözü ile bitirmek istiyorum :”ya yöneticiler filozof, ya da filozoflar yönetici olsunlar.” dileði, ikibin yýldýr unutulmadý ve herhalde bunu ilk defa ülkemiz hayata geçirdi. en güzel örneði de, atatürk’tür. Kemal Düz 20 Mart 2009 Ýskenderun Ýskenderun'da yaklaþýk 16 yýldýr eþimle, çocuklarýmýn katkýsýyla kitapçýlýk yapmaktayýz. Büyük bir özveri, emek ve sevgiyle bu iþi sürdürdük. Ýskenderun'da kültürün sanatýn geliþmesine elverdiðince katký yapmaya çalýþtýk. Bu süreçte, ekonomik ve ruhsal olarak kitabevi bizleri iyice yýprattý ve yordu. Þimdi ise kitabevini sürdürecek ne ekonomik ne de psikolojik gücümüz kaldý. Çok kýsa bir zaman içinde; su gibi, hava gibi, toprak gibi, bir yaþam gibi sevdiðimiz bir parçamýz olan kitabevimizi, yüreðimiz burkulsa da, üzülsek de kapatacaðýz. Artýk dayanacak direncimiz kalmadý. "Yaþasýn kitap" 14 Temmuz 2011 Kemal Düz NOT: FERDA KÝTABEVÝ, 1 NÝSAN 2012 TARÝHÝNDEN ÝTÝBARAN ÝSKENDERUN'DAN, AÞAÐIDA KÝ YENÝ ADRESÝNDE OKUYUCULARINA HÝZMET VERMEKTEDÝR. ÝSKENDERUNLU- HATAY'LI VE ÜLKEMÝZÝN VE DÜNYANIN HER YERÝNDE YAÞAYAN TÜM OKUYUCULARA TEÞEKKÜR EDER. SAYGILAR SUNARIM. HER TÜRLÜ KÝTAP SÝPARÝÞLERÝNÝZ ÝSTANBUL'DAN ÜLKEMÝZÝN HER TARAFINA GÖNDERÝLECEKTÝR... TÜM KÝTAPSEVERLERÝN SÝPARÝÞLERÝNÝ BEKLÝYORUZ FERDA KÝTABEVÝ MÝMAR SÝNAN MAH. HAYRETTÝN ÇAVUÞ SOK. NO:9/A ÜSKÜDAR/ÝSTANBUL (ÜSKÜDAR HÜKÜMET KONAÐI YANI) TEl.: 0216 3412724 CEP: 0530 3118526) e-posta ve : ferdakitabevi@yahoo.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © kemal düz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |