..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hayaller olmasaydı, umutlar dünde kalırdı. - Dolmuş atasözü
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Oğuz Düzgün




23 Ağustos 2010
Adam Örümcek  
Oğuz Düzgün
Bu yazımda, şu popüler fantastik kahramanlardan birisinden bahsedeceğimi sanıyorsanız, şimdiden söyleyeyim, “yanılıyorsunuz.” Daha otantik, daha gerçekçi bir kahramana çıkacak yollarınız yazıyı okuduğunuzda


:BJEH:
Bu yazımda, şu popüler fantastik kahramanlardan birisinden bahsedeceğimi sanıyorsanız, şimdiden söyleyeyim, “yanılıyorsunuz.” Daha otantik, daha gerçekçi bir kahramana çıkacak yollarınız yazıyı okuduğunuzda.

Öncelikle sizinle bir çöl yolculuğuna çıkacağız ve bu yolculuğun yürüyüşüne başladık bile.

Dev fırtınaların, uçsuz bucaksız kum okyanusunu dalga dalga şahlandırdığı, rüzgarlarla birlikte savrulan sapsarı kum tanelerinin güneş ışınlarının da etkisiyle adeta çil çil altına dönüştüğü, vücudu yakan dehşetli bir hararetten başka da maddi bir getirisi olmayan koca bir çölün ortasındayız şimdi..

Karanlık yüzlü adamlar, kumlarla sevişen atlarının tepesinde birer cenaze gibi durmaktadırlar ve iki aydınlık karaltının peşinden birer yılan sinsiliğinde süzülmektedirler..

Bu adamların, geceler, gündüzler, aylar ve asırlar sonrasını göremeyen milimlik bakışları, öncelikle ruhlarındaki ve zihinlerindeki çölün sığlığında boğulup kalmıştır..

Öylesine atılmışlar ki kendi kurguladıkları seraptan uygarlıklarına, örümcek ağına yakalanmış birer sinek gibi çırpınıp duruyorlar ümitsizliklerinde. Halbuki evlerin -dolayısıyla medeniyetlerin- en zayıfı örümceğin evi değil miydi?

Sonsuzluğa kanat çırpan iki kelebekse, dönmemecesine öylesine engin, öylesine rengin ve öylesine zengin bir yolculuğa süzülmüşlerdi ki, putlarıyla inşa ettikleri mimsiz medeniyetlerinin bağırsaklarında dolanıp durmayı ve ardından yokluğa gereksiz bir dışkı gibi fırlatılmayı şeref sayan solucanlar, gölgelerinde süründükleri yolcuların, sonsuzlukla koyuna koyuna oynaşmaya başladıklarını fark edememişlerdi bile..

Yolculardan birisinin ve en birincisinin simasında tatlı bir gülümseyiş... Bakışları sonsuzluğa odaklanmış durumda. Değil dünyanın kıtalarını, uzayın bütün dehlizlerini ve hatta sonsuzluğu fethetmenin duasında. Birazdan arkadaşıyla birlikte eteklerine yanaştıkları dağ, o en birincinin önünde saygı duruşuna geçmiş durumda bütün kâinatla birlikte..

İkinin ikincisi ise hiç tereddüt göstermeden, en birincinin yanı başında, nurdan bir heykel gibi dimdik göğüslüyor çölün korkularını. Dimdik bir doğruluk abidesi, dimdik bir sadakat sütunu…

Biraz sonra Sevr mağarasından içeriye girdiklerinde, o karanlık daracık mekân genişleyiverir birden ve mağaranın göklerinde beliren koca koca güneşler, yıldızlar aydınlatıverir içerisini. Sanki koca bir kâinat, bütün paralel boyutlarıyla birlikte yerini alıverir bu mecliste.

Kendilerini adam sanan beyinleri kumlaşmış yaratıklarsa, olan bitenden habersiz bir şekilde mağaranın yakınlarında, yeni bir iz bulmanın heyecanıyla kıvranıp durmaktadırlar..

Mağaranın hemen girişinde, tavandan sallanan ipine tutunmuş yakışıklı esmer bir örümcekse, uğruna kâinatın yaratıldığı sevgililer sevgilisine zarar gelmesin diye, bütün gücüyle ve aşkıyla bir aşağıya, bir yukarıya inip çıkıyor.. Mağaranın girişini bir gergef gibi nakış nakış dokuyor..

Kendilerini adam sanan çöl canavarlarından daha adam olduğunu ispatlıyor örümcek..

Yaşamının tek gayesi olan ipten uygarlığını, nebiler nebisine hediye ettiği için Adam oluyor Örümcek…

Adamlardan da adam bir örümcek oluyor; Adam Örümcek…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Omoto Dini ve İslamiyet
Hz. Muhammed'in Fotoğrafı
Orhun Kitabeleri ve Kur'an-ı Kerim
Duâ'nın Gücü
Alevi Babanın Gözyaşları
Namaz Paganlığa Başkaldırıdır
Irkım En Üstündür Benim
Sevgi Ayı Ramazan

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fâtih İstanbul'u Kaç Yaşında Fethetti?
Mevlid Kardeşliği
Kâfiyelerin Birliği
Kemençe Kimin?
Baklava'nın Kökeni
Kurân'ın Kökeni Sümerde mi?
Şiir Düşünceleri
Amerika Osmanlı Tarafından Keşfedilseydi?
Medeniyet Bestemizin Notaları
Evliya Menkıbelerinden Türk Fantastik Edebiyatına

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Var Ya Sen! [Şiir]
Çakkıdı Çakkıdı [Şiir]
Bâlibilen Dilinde Şiir [Şiir]
Üç Boyutlu Şiir [Şiir]
Miraciye [Şiir]
Sağanak Sen Yağıyor [Şiir]
Bülbüller Şehri İstanbul [Şiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Şiir]
Burası Sessiz Biraz [Şiir]
New Orleans'lı Siyahi Kirpiklerin [Şiir]


Oğuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatın her alanında çalışmalar yapıyor.

Etkilendiği Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoğlunun özelliği değil midir iletişimde bulunduğu varlıklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.