..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsanlýðýn hangi filizi köreltilmek istenmiþse, tersine o filiz daha gür büyümüþtür. -Freud
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Var Samsa




16 Mayýs 2005
Martý M. V.  
Var Samsa
O, her iskelede gördüðünüz, bildiðiniz veya bildiðinizi sandýðýnýz gerçek martý.


:BEBA:
Oturduðum yerden bir grup martýnýn vapurun çevresinde açýlan hava akýmlarýndan faydalanarak ilerleyiþlerini seyrediyorum.

Martýlarýn bir kýsmý vapurun arka kýsmýndalar, motorun yardýðý sularda açýða çýkan balýklara veya vapurdaki yolcular tarafýndan atýlan simit parçalarýna pike yapýyorlar. Ýster balýk veya simit parçalarý avlamalarýnda, isterse hava akýmlarýndan faydalanarak uçmalarýnda olsun, milyonlarca yýllýk evrimleri sýrasýnda beslenmeleri için onlara böylesi kolaylýklar saðlayan durumlarla karþýlaþmamýþlardý. Osmanlý’nýn son dönemlerinde Þirket-i Hayriye (Hayriye Haným þirket kurmuþ, haberin yok mu?) ile baþlayan vapur seferlerinin baþlamasýndan ne kadar zaman sonra keþfettiler bu tamamen yeni beslenme tekniklerini? Çok sürdüðünü zannetmiyorum.

Kýsacasý, martýlar son bir yüzyýlda yeni bir durumla karþýlaþmýþlar ve bize ne dememiþler, faydalanmýþlar. Þu anda þehir olarak nitelendirdiðimiz geçmiþin boþ topraklarýnda yaþamakta olan bin bir çeþit hayvandan (kurdu, kuþu vb.), sadece insanlarla böylesi ortak yaþama yollarýný keþfedenler çevremizde þimdi. Martýlar milyonlarca yýllýk tarihleriyle karþýlaþtýrýldýðýnda bir göz açýp kapamak kadar kýsa bir sürede yeni duruma adapte olmuþlar.

Öðrenmek –yeni bir durumla karþýlaþýnca o duruma adapte olmak, kendi yararýna kullanmayý baþarmak, bu baðlamda zeka kullanmak- bu deðilse ne? Felsefe öðretmeni olan dedem aklýma geliyor. Hayvanlarýn düþünme yetisine sahip olmadýklarýný savunurdu. 15-20 yýl kadar önce, dedemin ölümünden önceki son yýllarýnda bu konu (hayvanlar düþünebilir ve dolayýsýyla öðrenebilirler mi?) üzerinde hararetli fikir tartýþmalarý yaptýðýmýzý hatýrlýyorum.

Dedeme göre hayvanlar tanýmlarý itibarýyla düþünemezler, ancak içgüdüleriyle hareket edebilirler. Tüm felsefe ve bilim kitaplarý da bunu söylerler. (Aslýnda bu da tanýmlamalarýn ve kelimelere yüklenen anlamlarýn insanlarýn düþüncelerini baþtan belirlediðine güzel bir örnek sayýlabilir. Eðer dedem gibi insaný tek düþünen hayvan olarak tanýmlarsanýz, tartýþma baþtan sonlanmýþ olur elbette.)

Benim o dönemlerde çeþitli yabancý dergilerde yayýnlanan ve hayvanlarýn insanlardan farklý da olsa, belli sýnýrlar içinde düþünme yetisine sahip olduklarýna iþaret eden bilimsel makaleler getirmem dedemi ikna etmeme yeterli olamadý. Bilimsel çalýþmalar o kadar ilginç yapýlara sahiptiler ki, düþünme ve öðrenmenin hayvanlar tarafýndan da gerçekleþtirildiðini o kadar açýk ortaya koyuyorlardý ki, sýradan bir insaný bile bu makalalerle ikna etmek mümkün olabilirdi. Oysa dedem zeki bir insandý, bilgisi ve zekasýyla ilerlemiþ yaþýna raðmen insanlarý etkisi altýna almayý baþarýrdý. Tarihin ve toplumun deðiþimini yakýndan takip eder, oldukça doðru saptamalarda bulunurdu.

O yýllarda okuduðum, maymunlarda gerçekleþtirilmiþ bir çalýþma hala aklýmdan çýkmýyor. Çalýþmanýn ayrýntýlarýný tam olarak hatýrlamasam da, temel hatlarý þu þekildeydi: Bir maymuna bir çözüm üretmesi için "düþünmesi" gereken zor bir ödev veriliyordu. Ucundaki ödülün ne olduðunu söylememe bile gerek yok; muz veya benzeri iþtah acýcý bir yiyecek. Maymun binbir güçlükle, bir kaç aþamalý ödevi yerine getirdikten sonra çalýþmanýn daha ilginç aþamasý baþlýyordu. Maymun konuya tamamen yabancý bir maymunla yan odada bir süre vakit geçiriyordu. Sonuç çok çarpýcý: Zorlu sýnava sokulmadan önce arkadaþlarý ile bir süre geçiren maymunlar, önceden zorlu ödev hakkýnda hiçbir "sohbet" fýrsatý olmayan maymunlara göre her seferinde daha çabuk çözüme ulaþmýþlar. Bu çalýþma maymunlarýn sadece problem çözme, düþünme ve öðrenme yeteneklerini deðil, ayný zamanda öðrendikleri bilgiyi iletebilme yeteneklerini gösteriyordu. Ama tüm bu ilginç çalýþmalar, ömrünü farklý bir biligiye inanarak, hatta öðretmenlik mesleði dolayýsýyla bunu baþkalarýna öðreterek geçiren dedemi ikna etmeye yetmiyordu. Hayvanlarý bilmem ama, ne kadar zeki olursa olsun, insanlarýn öðrenme yeteneklerini sürekli sürdüremedikleri ile ilgili derin þüphelerim var.

Vapurun çevresinde hava koridorlarýnda süzülen, vapurun ortaya çýkardýðý balýklara pikeler yapan martýlarýn bizim anladýðýmýz anlamda bir problem çözme ve düþünme eylemi gerçekleþtirmedikleri açýk. Atýlan simit parçalarýnýn peþinden suya dalmalarý içgüdünün bir çeþitlemesi olabilir. Simit parçalarýnýn balýklara ne þekil, ne de koku olarak benzerlikleri var, fakat bir besin deðerine sahip olduklarý kuþkusuz. Vapurdan atýlan simit parçalarýný kapmak evrimsel açýdan yeni bir davranýþ gibi görünse bile, beslenme içgüdüsünün bir çeþitlemesi olarak yapýlýyor ve tam anlamýyla bir öðrenme olarak nitelenemez kanýmca. Yüzeye doðru yaklaþan bir balýða yapýlan pike de bir içgüdü ve vapurun balýklarý yüzeye vurdurmasý ile bu içgüdü devreye giriyor. Peki bir vapuru takip etmek yeni ve öðrenilmiþ bir davranýþ deðil mi? Bir balýk sürüsünü takip etmenin çeþitlemesi bir þeyler mi var onda da? Sanmýyorum.

Bir çok kiþinin daha ilk satýrlarda yapacaðý gibi “bu boþ lakýrdýlardan bana ne” diyebilirsiniz. Ayaklarý yere saðlam basan bir kiþiyseniz “bunlarýn bana ne faydasý var” diye soracaksýnýz. Veya sýkýldýðýnýzý belli etmeden, espriyle karýþýk “istersen bu konularda fikir yürütmeyi hayvan davranýþý uzmanlarýna býrakalým” diyeceksiniz.

Ýþleri uzmanlarýna havale etme 20 yüzyýlýn kronik bir hastalýðý. Uzmanlar, ah o çok bildikleri imajý yaratýlan, ama aslýnda biraz bilimsel literatür takibi, biraz araþtýrma ve üstünde düþünmeyle bilinemeyecek hiçbir þey bilmediklerini görebileceðimiz uzmanlar. Ýnsanoðlu uzun süredir kendisini yakýndan ilgilendirmeyen veya eðlendirmeyen konular üzerinde düþünme alýþkanlýðýný terk etti. (Belki küçük bir azýnlýk dýþýnda kimsenin hiçbir zaman böyle bir alýþkanlýðý olmamýþ mýydý?) Bu çok vahim bir hastalýk. Kanýmca dünya halinin sebebi bu hastalýkta yatýyor.

Evet, yeni bir soru var karþýnýzda ve cevabý size býrakýldý: Ýnsanlarýn düþünmeyi unutmalarý (çocukluklarýnda bir zamanlar düþündüklerini farz ediyorum) ve düzgün düþünmeye, gerçekleri bulup çýkarmaya hiçbir çaba göstermemeleri sizce uygarlýðýmýz açýsýndan ne gibi sonuçlar doðuruyor olabilir?
....

Bu düþünceler zihnimde dans ederlerken, gözlerim martýlar arasýnda özellikle yakýnýmýzda uçan bir tanesine odaklanýyor. Sýradan bir martý, ama ayný zamanda öyle güzel, öyle anlatýlmaz ki. Richard Bach’ýn ünlü romanýnýn kahramaný, toplumdan farklý oluþun, hayatý farklý yaþamanýn ve Bach’ýn bir yýðýn diðer felsefi tartýþmasýnýn konu mankeni martý –Jonathan Livingstone- deðil o. O bir insanýn yarattýðý bir martý deðil. O, size felsefi bir takým lakýrdýlarý iletmek için konu mankeni olarak seçtiðim bir martý hiç deðil.

O, her iskelede gördüðünüz, bildiðiniz veya bildiðinizi sandýðýnýz gerçek martý. Ve o martýnýn bahis konusu olmasýnýn sebebi bu sembolle zihnimin baþka konularda bir iletiþim çabasý içine girmesi deðil, tasvir edilecek sýradan, bildik martýnýn -þu anda ona koyduðum adýyla Mr/Ms. Martý Vulgaris (M.V.)- uçuþunu tasvir etmekten aldýðým müthiþ haz. (Ýstemeden yine konu bana, benim bu tasvirden aldýðým hazza geliyor. Ne yazýk ki o martýnýn bilgisayarýn karþýsýna geçip kendisini büyük bir hazla seyreden bir insaný tasvir etmek gibi bir þansý yok).

Dediðim gibi M.V. sýradan bir martý. Bembeyaz ve tartýþýlmaz bir güzellikte, ama aslýnda bildiðimiz gibi bir martý gagasý ve küçük martý gözleri olan sýradan bir martý. Vapurun yaklaþýk bir metre kadar üstünden, bir buçuk metre kadar açýðýndan uçuyor. Vapurun burnuna yakýn bir tarafta, dolayýsýyla arka tarafta daðýtýlmakta olan simit ziyafeti veya balýklarla ilgilenmiyor. Zaten kýyýdan oldukça uzaklaþtýk, bu derin sularda vapurun arkasýndan balýk avý anlamsýz ama simit neden ilgisini çekmiyor M.V.’nin? Karný tok belki.

Yerini dakikalardýr hiç deðiþtirmedi. Sadece uçuyor. Kanatlarýný iki üç saniye kadar çýrpýyor –kimi zaman daha uzun- sonra bir saniye veya belki bir kaç saniye kadar süzülüyor. Belli aralýklarla o güzel, bembeyaz kafasýný yana çevirerek vapura bakýyor, sanki aradaki mesafeyi milimetrik bir doðrulukla korumak ister gibi. Diðer martýlar daha gerilerde –bana pervaneli akrobasi uçaklarýnýn yaptýklarý manevralarý çaðrýþtýran- pikeler yaparak suya doðru yaklaþýyorlar, sonra yine yükseklere doðru kanat çýrpýyorlar. M.V.’nin sürekli cepheden ve yakýndan görüntü vermesi onu sýradan martýlardan farklý kýlýyor, ona bir kiþilik veriyor. ( Bir saniye, düzeltiyorum: Ona bir kiþilik verilmesi eylemi sadece benim zihnimde gerçekleþiyor. Belki güvertede koþuþturan ve martýya uzaktan çýðlýklar yollayan bir çocuk için de benzer bir durum söz konusu. Ama onun ilgisi de kýsa sürede diðer çocuklara kayýyor ve M.V.'yi uçuþuna býrakýyor.)

Martý M.V.’nin bu 45 dakikalýk yolculuk boyunca vapuru takip ediyor olmasýnýn sebebini bilemiyorum. Onun avlandýðý, yaþadýðý bir bölgesi yok mu? Bir limaný, bir iskelesi, bir yuvasý. Sahi martýlarýn bir yurdu var mýdýr? Ne kadar cahilim, bilmiyorum, vardýr herhalde demekle yetiniyorum.

Vapurun tekrardan baþladýðý yere varmasý saatler alacak. Bu uzun yolculuðun, bir az önce söylediðim gibi yiyeceklerle ilgili bir beklentisi olmayan M.V.’nin kaybettiði enerjiye deðecek nasýl bir faydasý olabilir, bilmiyorum. Olmak zorunda, doðada hiçbir canlý ünlü konu mankeni martý Jonathan Livingstone gibi daha yükseðe, daha hýzlý uçmak gibi felsefi bir lükse sahip deðil. Muhtemelen bizim M.V.’de diðer arkadaþlarý gibi beslenme amacýyla faydalanýyor vapurdan. Ben onu doymuþ olduðu, ama denizin ortasýnda uçuþunda ona kolaylýk saðlayan vapuru (veya ait olduðu sürüyü) býrakma þansý olmadýðý için yola devam etmesi gereken bir dönemde gözlemliyor olmalýyým.

Kýyýya yaklaþtýk ve nedense en az 15 dakikadýr yerini deðiþtirmemiþ olan M.V. arkadaþlarýna katýlmaya karar veriyor. Önce yükseliyor, sonra diðer martýlarýn arasýna karýþarak isim babasýna saygýsýz, sýradan ve isimsiz bir martýlýk seviyesine yeniden yükseliyor.

14 Mayýs 2004



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yeni Bir Çaðýn Baþlangýcý
Sessizlik - 1
Kadýn Haklarý - 1
Kadýn Haklarý - 2
O Þýk Ayakkabýlarý Bu Dava Ýçin Almadýnýz, Bay Schopenhauer!
Sessizlik - 2

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dünyanýn En Ýyi Ýnsaný [Þiir]
Mustapha Garta'nýn 30. Yaþ Günü - 1 [Roman]
Mustapha Garta'nýn 30. Yaþgünü - 2 [Roman]
Biyolojik Demir Bilye [Deneme]
Giyotin Ýstiyoruz, Giyotin Ýstiyoruz! [Deneme]
Fikir Özgürlüðü ve Ýnternet [Deneme]
Hayatýmdan 35 Dakika [Deneme]
Naçizane Bir Kehanet [Deneme]
Dün Telafer'de Bir Çocuk Öldürüldü [Deneme]
Varolamamanýn Dayanýlmaz Öfkesi [Deneme]


Var Samsa kimdir?

Bireyin varolma, kendisi olma þansýný elinden alan kurumlarla sarýlmýþ ve kötü bir þaka, bir tuzak haline dönmüþ dünyada insan sorunu üzerine hikayeler, denemeler.

Etkilendiði Yazarlar:
Milan Kundera, Franz Kafka, J. P. Sartre, Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Var Samsa, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.