"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Rahatsýzsýnýzdýr… Ararsýnýz doktorunuzu ve randevu istersiniz, size doktorunuzun uygun olduðu gün ve saat bildirilir… Geç kalmamak, sizden sonraki hastanýn zamanýndan çalmamak ya da randevu saatini geçirip doktorun boþ zamanýný beklememek adýna size verilen saatten daha erken orda olursunuz. Bu normal bekleme sürenizdir ki bekleme salonunda mevcut dergileri karýþtýrarak geçirilebilir..Size ayrýlan saat geldiðinde dikkat kesilip beklemeye baþlarsýnýz, koltuðun ucuna kadar gelmiþsinizdir ama beklediðiniz bir türlü olmaz. Ýçerde mevcut kiþi hala çýkmamýþtýr..Sitemkar bir bakýþ fýrlatýrsýnýz görevli bayana onunla ilgili bir durum olmasa da..Verdiðiniz mesaj ulaþýr..Ýçeriye telefon açýlýr uyarýlýr ve bu uyarýdan en iyi ihtimalle bir on dakika sonra içerde mevcut kiþi doktor refakatinde kapýya kadar yolcu edilir..Ve içeri buyur edilirsiniz..Olabildiðince gerilmiþsinizdir ve o dakikadan sonra size yöneltilen her soru anlamýný yitirir, þikayetlerinizi asla tam olarak bildiremezsiniz, kendi ruh halinizi bildiðinizden” ne þikayetiniz var” sorusuna vereceðiniz cevapta kendinizi, nasýlsýn diyen her kiþiye vücudunun deðiþik bölgelerindeki aðrýlarý þikayet eden babaanneler gibi hissedersiniz… Ama gerginliðinizi doktora yansýtamazsýnýz, neden bekletildim diyemezsiniz…Yanlýþ bir teþhis veya yanlýþ bir ilaç yazýmý ihtimalini kuvvetlendirmek istemezsiniz… Arkadaþýnýz arar : -Nerelerdesin,görüþemiyoruz…Özledim.. Haklýdýr, bir süredir ihmal etmiþsinizdir, farklý iþlere takýlmýþsýnýzdýr…Aranan olmak içinizde suçluluk duygusu yaratmýþtýr..Hemen bir randevu istersiniz…Birkaç denemeden sonra randevu karara baðlanmýþtýr…. Ve gidersiniz… Hani erken de gitmiþsinizdir ya,baþlarsýnýz beklemeye…Randevu saati gelir ama görünen yoktur hala kapýda…Zamaný geçiremezsiniz bir türlü, bir kez bekleme moduna da girdiniz ya gözünüz bir kapýda bir saattedir artýk ve çevredekilere de ilan edersiniz bu tavrýnýzla bekleyen olduðunuzu…Daha da rahatsýz olmaya baþlarsýnýz…Orda olmayý anlamsýz bulmaya baþlarsýnýz…”Arasam mý, trafiðe mi takýlmýþtýr biraz daha beklesem mi, yoksa arayýp çýkmamýþsan gelme, gidiyorum” mu desem cümleleri arasýnda tercih yapmaya uðraþýrken ve sinir katsayýnýz tavaný vurmak üzereyken çýkagelir arkadaþýnýz… -Öyle ciciler aldým ki görmelisin… Birkaç “ ciciye” satýlmýþ olmanýn aðýrlýðýný hazmetmeye çalýþýrsýnýz … Aklýnýzdan geçen cümlelerden gitmekle ilgili olanýný icraata geçirmediðiniz için içinizden kendinize hoþ iltifatlar yaðdýrýrsýnýz…. Kuaförünüzü arar randevu alýrsýnýz…. Randevu saatinizde ordasýnýzdýr ama henüz bir önceki müþterinin iþi bitmemiþtir…Beklersiniz…O gönderilir koltuða alýnýrsýnýz, bekletmiþ olmanýn ezikliðiyle kahveler çaylar ikram edilir…Tam sizin iþinize baþlanmýþtýr… Geçiyorken uðramýþ ve muhtemelen ilgi ihtiyacýný karþýlamaya gelmiþ bir hatun sormaya baþlar kuaförünüze : -Sizce benim saçýma kýzýl gider mi? Saçlarý daha önceden sarý tonuna boyanmýþtýr..Kuaförünüz baþlar anlatmaya… -Hanýmefendi zemin çok açýk bunun üzerine istediðimiz kýzýlý oturtmak zaman alýr, isterseniz yavaþ yavaþ koyulaþtýrmaya baþlayalým sonra kýzýl deneyelim… -Pekiii,kýzýl üstüne kýrmýzý gölge nasýl olur? -Yoksa biraz uçlarýndan mý alsanýz…. -Yoksa bu rengin üstüne röfle mi atsanýz…Türünden saçma-salak ,birbirinden alakasýz onlarca soruyu ardý ardýna sýralar… Kuaförünüz gerilmiþtir, siz gerilmiþsinizdir, müþteri veli nimetidir…O : -Git iþine kardeþim, en azýndan kararýmsý bir þey al da öyle gel..diyemez Siz: -Þu anda benim iþim var daha sonra görüþün…diyemezsiniz… Çünki kuaförünüzle aranýzda kuaför-müþteri iliþkisinden dostluða terfi etmiþ bir iliþki vardýr ve genelde olmaz ama olasý bir müþteriyi kaçýrsýn istemezsiniz… Beklersiniz… Ýþiniz yoðundur… Günlük yapabileceðiniz görüþme ve iþlem sayýsý bellidir, vatandaþý bekletmemek adýna bir randevu sistemi oturtmaya çalýþýrsýnýz… Günlük görüþmeniz bitmiþtir, yorgunluktan bitap vaziyette günü kapatmak üzeresinizdir.. Tak kapý vurulur.. Dosya önünüze býrakýlýr.. -Þu iþlemi bir hallediversek… Þaþýrýrsýnýz, o günkü randevularýn hepsine ait iþlemler tamamlanmýþtýr…Ýnsanlýk hali, atladým mý acaba diyerek isim alýr, randevu defterinizi kontrol edersiniz…Vatandaþýn randevusu iki gün sonrayadýr, hatýrlatýrsýnýz… -Size iki gün sonrasý için falan saate randevu vermiþiz…dersiniz… -Biliyorum da müsaittim geldim, þu saatten beridir de bekliyorum…der… “Sizin zamanýnýza deðer vermiþtim…” tarzýnda kuracaðýnýz bir cümle ile iletmek istediðiniz mesajýn asla ulaþmayacaðýný bilirsiniz… Onun anlayacaðý dilden “randevunuz iki gün sonra o zaman gelin “ deseniz daha odadan çýkmadan “masa baþýna oturdular mý kendilerini bir þey zannediyorlar…”cümlesinin üstüne basa basa size duyurulacaðýndan adýnýz gibi eminsinizdir, tecrübelerle sabittir..Ve kurulan o cümleden itibaren sizin kuracaðýnýz hiçbir cümle ile iletiþim kurmanýz mümkün deðildir, üstüne yorgunluðunuza eklenecek sinir bozukluðuna meydan vermemek için o diyaloða girmeden iþini “ hallediverir”siniz….. Çalýþýyorsunuzdur… Telefonunuz çalar, karþýdan sýrýtan bir nezaket ve emanet kaçan bir kibarlýkla sahteleþen ses bildirir : -Bir dakika ayrýlmayýn, falanca bey görüþecekler… Falanca bey “üst “tür..Telefonun diðer ucundan dakikalar boyu metalik bir sesten, bilmem kaçýncý tekrarýndan anlamsýzlýða bulanmýþ garip bir ezginin ardýndan gelecek bir “alo” sesini bekler ve beklersiniz…”Ast” olmam benim zamanýmý boþ, deðersiz ve anlamsýz mý kýlýyor diyemezsiniz…Sadece o “alo” sesini beklersiniz… Yorgun ve argýn bir halde eve düþersiniz… Üstünüze eþofmanlarýnýzý giyip ya okuma ya da tv izleme moduna girip uzanmýþsýnýzdýr.. Telefonunuz çalar… -Ya ben çok sýkýldým, dýþarý çýkalým biraz…. Siz ev modunda olduðunuzu söylediðinizde O da karþýdan, daraltýp bunaltanlarý sýralayacaktýr ki bilir kýyamazsýnýz…Çünki sizin için de O, baþýnýz daraldýðýnda ilk koþacaðýnýzdýr, vakitli vakitsiz arayabileceðiniz, omzuna yaslanýp aðlayabileceðinizdir… -On dakika izin ver üstümü deðiþtireyim,evden çýkarken çaðrý býrakýrým dersiniz… Rutin üzerine bunun anlamý þudur :en kötü ihtimalle on dakikaya kadar ordayým,aþaðýda ol… Evden çýkarken çaðrý býrakýlýr, evinin bulunduðu sokaða girerken ikinci bir çaðrý býrakýlýr, evin önüne ulaþtýðýnýzda yoktur orda, duraklayýp radyodaki þarkýyý dinlemeye baþlarsýnýz olmadý bir sigara yakarsýnýz, bilmem kaçýncý parça bitmek üzeredir motoru stop ettirir, sigarayý söndürürsünüz…Ýçinizdeki þeytanla savaþýnýz sürmektedir, basýp gitmekle bir çaðrý daha býrakmama inadýnýz arasýnda gider gelirsiniz…O sýrada adýmlarýnýn ritmini bozmadan, acele etmeden kapýda görünür… Bir þey söyleyemez yüzünüzden akan ifadeyle idare edersiniz…. Baþkalarý ne düþünür bilemiyorum ama ben, baþkalarýnýn benim zamanýmý sorumsuzca ve bonkörce kullanmasýndan nefret ediyorum…Boþ oturacaksam da, baþýboþ gezeceksem de kendime ait boþluðu kendim doldurmak istiyorum… Ýlgililere duyurulur…. 04.01.06
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Esin ARDIÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |