« Nasýl çýkar karanlýklar aydýnlýða… » derken Ozan, can alýcý bir soru sormuþtu kendisine ve herkese.

Neden çýkmaz karanlýklar aydýnlýða… diye sormamýþtý dizelerinde. Nedenler üzerinde yorulmamak, deðiþimi imkansýz geçmiþin içinde boðulmamak gerekir diye düþünmüþtü belkide !

Televizyon tartýþma programlarýna kulak veriyorsunuz « Neden þöyle yapmýyorlar… ? » sorularýyla dolu uzun cümlelerle örülmüþ konuþmalarda boðuluyorsunuz.

Panel ve konferanslara katýlýyorsunuz « Neden bunlar böyle ? » sorgulamalarýyla çýnlayan salonlarda beyninizi týrmalayan nutuklarda yýpranýyorsunuz.

Diðerini suçlayan, kendini aklayan, dünyanýn merkezine benliðini koyarak, gerçek ile doðrunun ayný olduðuna, onlarýn da sadece kendisinde bulunduðuna inanan hafif kiþiliklere þahit oluyorsunuz.

Hem « sonuna kadar muhalefetim » deyip, sonra da iktidarda olandan beklenti içine girerek, imkansýzý bekleyerek kendi varlýðýný karþýsýndakinin zaaflarý üzerine inþaa etmeyi hak gören ucuz kahramanlýklara tanýk oluyorsunuz.

Bütün bunlarý siz çok yakýndan izliyor, dinliyor, görüyor ve duyuyorsunuz ancak susuyorsunuz. Yine de « neden » susuyorsunuz demiyorum. Nasýl konuþacaksýnýz ? onu düþünüyorum.

« Nasýl… » bir yaþam istediðinizi, « nasýl » ifade edeceðinizi ne zaman öðreneceksiniz, bilemiyorum.

Ístediðiniz yaþama, « nasýl… » kavuþabileceðinize dair nasýl bir siyaset izlemeyi düþünüyorsunuz, bunu merak ediyorum.

« Siyaset sonuç alma sanatýdýr… » diyor bilim insanlarý, siz bu sanatý nasýl algýlýyorsunuz : ayak oyunlarýný, delege hesaplarýný, ajitasyonu ve ben merkezciliði siyaset sanatý kavramýnýn içinden çýkardýðýnýzda elinizde kalacak olan o kocaman sýfýr rakamaný nasýl taþýyacaksýnýz aklýma sýðdýramýyorum.

Kötü dediklerinizle kýyaslandýðýnýzda mý sizin iyilik dereceniz ortaya çýkacak, yoksa gerçekten siz her halukade « iyi » misiniz… bunu nasýl ölçeceðiz, çok merak ediyorum.

Ozan’ýn sorduðu o asil soruya yanýt arýyorum.

Bana kötüyü anlatmayýn.

Ímkansýzlýklarý, baþarýsýzlýklarý, negatif olasýlýklarý deðil.

Sebepleri, gerekçeleri abartarak baþarýsýzlýklarýnýzý kamufle etmeyi hiç deðil.

Bana güzellikleri tarif edin.

Çözümleri, formülleri ve aydýnlýða çýkan yol haritaný gösterin.

Bütün evrende ve her canlýda, aradýðýmýz o büyük gerçeðin küçük bir parçasýnýn saklandýðýný hatýrlatýn kendinize ve bize.

Nasýl bir ülke ve dünya istediðinizi rengarenk resimlerle, her dilde her telde ayný tadý veren müziklerle, sade cümleler ve evrensel imgelerle hayatý parlatýn… ki size inanayým.

Ben henüz gencecik, buluð çaðýnda, kocaman hayalleri olan, toy, tecrübesiz bir deli-kanlýyým.

Sizi, sevdiklerinizi, hayallerinizi, hepimizi ve planetimizi kurtaracak yeni bir düzen, ideal bir sistem arayýþýndayým.

« Neden »leriniz sizin olsun.

Bire on veren bereketli topraklarýma ekmek için,

« Nasýl »larýnýzý verin bana.

Size borcum olsun !

Strasbourg, 09.07. 2009