Allah, hayatý ve ölümü belirli bir amaçla yaratmýþ, insanlara doðruyu ve yanlýþý öðreten hak kitaplar indirerek bu amacý onlara bildirmiþtir. Öðüt almayan ve kendini dünya hayatýnýn geçici ve sahte süslerine kaptýran insanlarý cehennemle müjdeleyen Allah ‘halat (ya da deve) iðnenin deliðinden geçinceye kadar cennete’ giremeyeceklerini bildirmiþtir.
‘… inkar edip ayetlerimizi ve ahirete kavuþmayý yalanlayanlar ise; artýk onlar da azap için hazýr bulundurulurlar.’ (Rum Suresi, 16)
Cehennem, insanýn hayal gücünü aþan ve dünyada mümkün olan en büyük acýlardan daha fazlasýnýn yaþanacaðý azap dolu bir mekândýr. Bu azap dolu yer, Allah'ýn sonsuz kudretinin bir tecellisidir ve sonsuza kadar sürecektir. Ayetlere göre cehennem ateþine küçültücü bir sürüklenme ile sürüklenen cehennem halký, cehenneme girdiklerinde onun kapýlarý üzerlerine kapatýlacak ve olabilecek en dehþet verici görüntülerle karþýlaþacaklardýr. Cehennemde azabýn hiçbir zaman bitmeyeceðini fark eden insanýn yýkýmý ve çaresizliði Kuran’da þöyle bildirilir:

‘Fasýk olanlar içinse, artýk onlarýn da barýnma yeri ateþtir. Oradan her çýkmak istediklerinde, geri çevrilirler ve onlara: "Kendisini yalanladýðýnýz ateþ azabýný tadýn" denir.’ (Secde Suresi, 20)
Bazý insanlar bir süre cehennemde kaldýktan sonra baðýþlanacaklarýna inanýr ve bunun rahatlýðýyla dünya hayatýna meyledip gaflet içinde yaþarlar. Oysa Allah ayetlerinde bu kimseler için: ‘Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardýr.’ (Nebe' Suresi, 23) buyurmuþtur.
‘Bu, onlarýn: "Ateþ bize sayýlý günler dýþýnda kesinlikle dokunmayacak" demelerindendir. Onlarýn bu iftiralarý, dinleri konusunda kendilerini yanýlgýya düþürmüþtür.’ (Ali Ýmran Suresi, 24)
Cehennemde Allah'ýn ‘Kahhar’ (Kahredici), ‘Cebbar’ (istediðini zorla yaptýran) isimleri tecelli edecek ve bu özel olarak yaratýlan azap mekânýnda insan en büyük acýlarý yaþayacaktýr. Kuran’da cehennemden, canlý gibi bahsedilir. Cehennem, ayetlerde bildirildiðine göre, “insana delicesine susamýþtýr” (Müddessir Suresi, 29) ve iman etmeyen kiþileri sabýrsýzlýkla beklemektedir.
Ayetlerden anladýðýmýza göre cehennemde tam anlamýyla sosyal bir hayat yaþanacaktýr. Ancak bu hayatýn her aný acýyla dolu olacak, cehennem halký fiziksel ve psikolojik pek çok eziyet yaþayacaktýr. Gözler dehþet verici ve iðrenç görüntüler görecek; kulaklar korkunç sesler, gürültüler, çýðlýklar, inlemeler, duyacak; en pis ve tiksinti verici kokular; en iðrenç tatlar, en dayanýlmaz acýlar hissedilecektir. Bedenin her yeri yanacak ancak deriler tekrar tekrar yenilenecek ve azapta hiçbir kesinti ve hafifleme olmadan ayný iþkenceler sonsuza kadar devam edecektir. Bu azabý yaþayanlar yok olmak isteseler de bu bir türlü gerçekleþmeyecektir. ‘Elleri boyunlarýna baðlý olarak, sýkýþýk bir yerine atýldýklarý zaman, orada yok oluþu isteyip-çaðýrýrlar.’ (Furkan Suresi, 13)
Ayetlerden anlaþýldýðýna göre cehennem; dar, gürültülü, karanlýk, dumanlý, pis kokulu, izbe ve tekin olmayan bir mekândýr. Ateþten elbiseleri, en iðrenç yiyecek ve içecekleri, kavurucu sýcaklýðý ile insanýn hissedebileceði en korkunç duygularýn bir arada yaþandýðý azap dolu bir hayattýr cehennem. Bu hayatta insanýn þuuru tamamen açýk olacak, acýkacak, susayacak, konuþacak, piþmanlýk duyacak ve o mekândan kurtulmak isteyecek ancak azaplar hiç eksilmeden devam edecektir. Cehennem ehli acýktýðý zaman darý dikeni ve zakkum yiyecek, susadýðýnda ise kaynar su, kan ve irin içecektir. ‘Doðrusu, o zakkum aðacý; Günahkâr olanýn yemeðidir. Pota gibi; karýnlarda kaynar-durur; Kaynar-suyun kaynamasý gibi.’ (Duhan Suresi, 43–44–45–46) ‘Ýþte bu; tatsýnlar onu: Kaynar su ve irin.’ (Sad Suresi, 57)
Cehennem halký azap içinde kývranýrken cennet ehlinden yardým isteyecek ancak yardým görmeyecektir. ‘Ateþin halký cennet halkýna seslenir: ‘Bize biraz sudan ya da Allah’ýn size verdiði rýzýktan aktarýn.’ Derler ki: ‘Doðrusu Allah, bunlarý inkar edenlere haram (yasak) kýlmýþtýr.’ (Araf Suresi, 50)
Kafirler için hazýrlanmýþ cehennem ateþinin yakýtý insanlar ve taþlardýr. Cehennem ehli boyunlarýndaki demir halkalar ve zincirlerle sürüklenecek, alýnlarý, böðürleri ve sýrtlarý daðlanacak, tüm bu iþkenceleri yaþarken ölmek isteyecek ancak bir türlü ölemeyeceklerdir.
‘Doðrusu Biz kafirlere zincirler, demir halkalar (tomruklar) ve çýlgýnca yanan bir ateþ hazýrladýk.’ (Ýnsan Suresi, 4)

Allah’ýn tüm uyarýlarýna raðmen þeytanýn yolunu benimseyen insanlarýn ebedi mekâný belli olduðu zaman, son piþmanlýklarý asla fayda vermeyecektir. ‘Suçlu-günahkârlarý, Rableri huzurunda baþlarý öne eðilmiþ olarak: "Rabbimiz, gördük ve iþittik; þimdi bizi (bir kere daha dünyaya) geri çevir, salih bir amelde bulunalým, artýk biz gerçekten kesin bilgiyle inananlarýz" (diye yalvaracaklarý zamaný) bir görsen.’ (Secde Suresi, 12)
Kendilerini yalan ve hileyle kandýran þeytan ise ‘Þüphesiz ben sizden uzaðým. Çünkü ben sizin görmediðinizi görüyorum, ben Allah'tan da korkuyorum’ (Enfal Suresi, 48) diyerek insanlarý yalnýz býrakacaktýr. Ve artýk iman etmeyenler ve Allah yolunda yaþamayanlar için ‘sabretseler de birdir, sabretmeseler de’. (Tur Suresi, 16)
ALTUÐ ÖZTÜRK