"Moda denilen þey o kadar çirkindir ki onu her altý ayda bir deðiþtirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Bildiðiniz gibi kadýn erkek iliþkisinde gelinen son nokta serbest iliþki.. Artýk evlilikler bile bu çerçevede yaþanmaya baþlandý. Bu serbest iliþkiden ne anlamalýyýz? Bu tarz iliþki içinde olanlara sordumsa da hala anlayabilmiþ deðilim. Genelde söylenilen þey, kimse kimseye karýþmýyor, sorumluluk taþýmýyor, canlarý isterse bir araya geliyor, istemezse baþkalarýyla bir araya geliniyor þeklinde tanýmlamalar var. Hatta evli çiftlerin “swing” adý altýnda birbirleriyle cinsel fantezilerini yaþamasý, günümüzde hýzla yaygýnlaþan bir trend halini almaya baþladý. Bunda anlamayacak ne var? Diyeceksiniz. Evet, anlamýyorum. Ýnsanlarý bir araya getiren beðenme duygusunun sadece cinsellik sýnýrlarý içinde kalmasý, ayný zamanda duygusal ihtiyaçlarýný karþýlayamamasý insanýn doðasýna aykýrý bir durum olduðunu düþünüyorum. Bizler hayvanlar gibi içgüdüsel olarak çiftleþip, üreyen canlýlar deðiliz. Bizi hayvanlardan farklý kýlan aklýmýzýn yaný sýra, ayný zamanda duygularýmýzdýr. O zaman nasýl oluyor da sadece cinsel dürtülere baðlý iliþkiler tercih ediliyor? Bu sorunun cevabýný sosyo-kültürel deðiþimin ve ekonomik rekabet koþullarýnda ayný zamanda bireyse özgürlükler adý altýnda popüler kültürün insanlarý iki ayaklý hayvanlar haline dönüþtürdüðü tezinin doðruluðu ekseninde tartýþmamýz gerekiyor. Modernizmin kendi içinde varýlan sýnýrlarýn sonrasý, o sýnýrlardan itibaren geriye dönük bir kökten sorunsallaþtýrma giriþimi ve yeniden deðerlendirme çabasý olarak belirtilen duruma postmodernizm deniyor. Postmodernizm, belirli bir durum içinde ve olumlu ya da olumsuz anlamda modernizmden farklýlaþan, tüm siyasal ve maddi/toplumsal deðiþimleri, öte yandan düþünsel ve kuramsal ürünleri ve kültürel pratikleri kapsayan bir formülasyondur. Postmodernizmin insan iliþkileriyle ne ilgisi var? Diyeceksiniz. Aslýnda çok ilgisi var. Modernizm ve post modernizm arasýndaki farký incelediðimiz zaman, toplumsal eðilimleri yönlendirici etkisi itibariyle karþýmýza çýkmaktadýr. Modernizm, aydýnlanma ilkelerini temel alan toplumsal projenin adýdýr. Aydýnlanma ise, inanca karþý bilgiyi, teolojiye karþý bilimi ön plana alan bir düþünce sistemidir. Ýlerlemeye inanýr. Akýl ve bilimi ilerlemenin aracý olarak görür. Postmodernizmde ise, önemli olan daha doðru bilginin araþtýrýlmasý deðil, doðruluk kategorisinin iþleyiþ mekanizmalarýnýn deþifre edilmesi ve bu baðlamda yeni doðrularýnýn oluþturulmasýdýr. Genel ahlaksal anlayýþlar ve ilkeler postmodernizm içerisinde geçerliliðini yitirmiþtir. Ahlaksal normlarýn kaynaðý yaþanan koþullar, çaðýn gerekliliðidir. Postmodern etik, modernizmin evrensel ve sabit ahlak ilkelerinin geçersizliðini göstererek, genel ahlak ilkelerini görelileþtirir. Dinden sonra bilimin de egemenliðinin yýkýlmasýyla “her þey uyar” noktasýna varýlmýþtýr. Günümüzde yaþanan en önemli sorunlarýn baþýnda, toplum tarafýndan kabul görmüþ ahlaki doðrularýn sorgulanmasý ve bu doðrularýn sorunsallaþtýrýlmasýdýr. Toplumsal ve siyasal söylemler ve uygulamalar bireysel özgürlükler ya da demokrasi adý altýnda toplumsal ve siyasi eðilimleri yönlendirmekte ve bireyleri arayýþ içine sokmaktadýr. Kapitalizmin bir sonucu olarak sadece tüketici haline dönüþtürülen insan, materyalist zihniyetlerin empoze ettiði bireysel özgürlükler adý altýnda doyumsuz hale getirilmiþtir. Bireyler materyalist zihniyetin etkisiyle elde ettiklerinin sürekli bir üst modelini talep eder olmuþtur. Bu durum ister istemez kadýn erkek iliþkilerine de ayný þekilde yansýmaktadýr. Ýnsan ihtiyaçlarýnýn ve özgürlüklerinin sýnýrsýz hale getirilmesi, kiþiyi hem psikolojik hem de ekonomik açýdan büyük bir yük altýna sokmaktadýr. Özellikle de sosyo-ekonomik geliþimini tamamlamamýþ toplumlarda postmodern anlayýþ, birkaç beden büyük gelmektedir. Feodal bir topluma postmodern anlayýþ formatlamaya çalýþtýðýnýz zaman, modernizmin ötesi olarak algýlanan þey, eþcinsellik, çok eþlilik, ya da ensest iliþkileri onaylamak þeklinde geliþiyor. Eðitim ve kültür düzeyi henüz modernizmi yakalayamamýþken, bir üst seviyeden yaþam modellerinin empoze edilmesi ayný zamanda insan psikolojisine de ciddi hasarlar vermekte ve insanlarý mutsuz kýlmaktadýr. Epiküros M.Ö. 4. Yüzyýlda antik yunanda kurduðu okulda insanýn acýdan kaçýnmasý ve mutlu olabilmesi yolunda gerekli bir koþul olarak dostluðu önermekteydi. Maddi olarak bir kap yemek ve barýnacak bir çatý altý maddi olarak yeterliydi. Ancak dostluk, insanýn mutlu bir yaþantý geçirmesi için önemliydi. Ne büyük öngörü.. Modern zamanlarýn rasyononalitesi insan mutluluðunun doyurulma biçimlerini oldukça deðiþtirmiþtir. Liberal-demokratik toplumda hem vicdan hem de toplum, yasalara karþý gelinmemesi kaydýyla ahlaki düzenin hamisi olmaktan çýkmýþtýr. “Herkesin, herkesi sevemeyeceði”, “önceliðin þahsi çýkarlarda olmasý gerektiði, öncelikle kendini deðil baþkalarýný düþünen insanýn safça hareket ettiði” günümüzün popüler mottalarý olmuþtur. Beþeri iliþkilerin rekabet ve üstünlük egolarý üzerine þekillenmesi çok küçük yaþta baþlýyor. Kardeþler arasýnda, okulda, mahallede, iþ hayatýnda sosyal çevrede, hatta kadýn erkek iliþkilerinde materyalist, egosantrik davranýþ biçimleri iliþkinin temelini oluþturduðu için, duygusal ya da vicdani deðerlerin zayýflýðý yönünde ortaya çýkan kalabalýklar içinde bireysel yalnýzlýklar maddesel tatminlerle doyurulmaya çalýþýlýyor. Baðlanma duygusunun insanýn özgürlüðünü sýnýrladýðý düþüncesiyle, daha doðrusu korkusuyla, duygusal formlarýn bir alt kültür olarak benimsenmesi, ayný þekilde sorumluluk duygusunun da özgürlükleri sýnýrlayýcý özelliði bakýmýndan yaþanan her türlü iliþkide birbirlerine karþý geliþebilecek sorumluluk duygusunu ortadan kaldýrýcý formüller aranmasý postmodernizmin üst medeniyet öngörüsü içerisinde sunduðu bu yaþam modelleri güçlü ama mutsuz ve yalnýz insanlar topluluðu meydana getirmektedir. Günümüz insanýnýn yukarýda yaptýðýmýz deðerlendirmelere bakacak olursak mutluluðu büyük ölçüde maddi refaha dayandýðý görülmektedir. Cinsel duygularýn geçmiþte olduðu gibi din ve töre yoluyla bastýrýlmadýðý, ekonomik ve fantezi yolu boþlatýlmaya açýk kýlýndýðý görülmektedir. Bu görünen saldýrganlýðýn “ince bir biçimde” arttýðý anlamýna gelir. Evet, “ince bir biçimde artmaktadýr” zira kan dökülen savaþlarýn yerini kan dökülmeyen ama “ruhu inciten tüketim savaþlarý” almýþtýr. Vicdan postmodern zamanlarda Freud’un öngördüðü gibi kiþinin cinsel ve saldýrgan fantezilerini denetleyen ve yasaklayan bir yapý olmaktan çýkmýþ, kiþinin diðer bireylere göre ekonomik statüsünü ölçen bir aygýt haline gelmiþtir. Özgürlükleri sýnýrladýðý düþüncesiyle aþýk olmak yada evlenmek günümüz postmodern insanýnýn en büyük fobisi haline dönüþmüþtür. Özgürlüðün sorumsuzlukla bir iliþkisi var mýydý, yoksa özgürlük aslýnda kendini her þeyden sorumlu hissedip, mücadele verebilme gücü müydü? Bence, öncelikle herkese kendi içinde bu sorunun cevabýný aramaya çalýþarak, bir çýkýþ yolu bulmaya çalýþabilir. Sevgiden korkmayýn. Sevgi insaný yüceltir. Sevgiyle kalýn. SAADET TOKSÖZ
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Saadet Toksöz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |