 • İzEdebiyat > Roman > Aşk Romanı |
61
|
|
|
|
Haykırırcasına yalvarsam da 'dur' diye, nafile. Fırtınayla bir olmuş ruhum. Gözyaşlarım fırtınanın yağmuru sadece. 'Güneşim ol' desem gelir mi sence!...
Sevgilim;
Bilmem ki nasıl anlatsam sana çektiğimi, nasıl yok hissettiğimi kendimi..
Ne tarifsi |
|
62
|
|
|
|
Merdivenlerden inerek dış kapıya ulaşan orta yaşlı bir karı koca, dış kapının önünde kapıdan girmekle, kapı önünde yığılıp kalmak arasında bir görünümdeki Halil’i görünce, ona acıyarak baktılar.
|
|
63
|
|
|
|
Hasan Cevat Kartal: Aşkına ulaşabilmenin bir tek yolu vardı. Hayatını feda etmek O da gerekeni yaparak ölümü seçti. Efsane oldu.
Veda Arasıl Kartal: Bir efsane varsa arkasında o efsaneyi yaratan bir kadın vardır.
Selma Taşkan: Efsane onunla ayakta kaldı ve yaşatıldı |
|
64
|
|
|
|
Hasan Cevat Kartal: Aşkına ulaşabilmenin bir tek yolu vardı. Hayatını feda etmek O da gerekeni yaparak ölümü seçti. Efsane oldu.
Veda Arasıl Kartal: Bir efsane varsa arkasında o efsaneyi yaratan bir kadın vardır.
Selma Taşkan: Efsane onunla ayakta kaldı ve yaşatıldı |
|
65
|
|
|
|
okunması gereken akıcı bir uslup kullanılmıştır... |
|
66
|
|
|
|
Hasan Cevat Kartal: Aşkına ulaşabilmenin bir tek yolu vardı. Hayatını feda etmek O da gerekeni yaparak ölümü seçti. Efsane oldu.
Veda Arasıl Kartal: Bir efsane varsa arkasında o efsaneyi yaratan bir kadın vardır.
Selma Taşkan: Efsane onunla ayakta kaldı ve yaşatıldı |
|
67
|
|
|
|
okunması gereken akıcı bir uslup kullanılmıştır... |
|
68
|
|
|
|
Nazikçe bayanın omuzuna dokunuyorum, 'aman Tanrım bu olamaz ' diye yüksek sesle bir cümle kuruyorum ve kadın haklı olarak 'bir şey mi oldu beyefendi' diyor. Gözlerime inanamadım , bu o kadın, rüyamdaki kadın, gözleri o kadar parlak ve güzel ki. Dudakları, |
|
69
|
|
|
|
Saha içindeki “solcu” gençler kendi aralarında maç yapmaya hazırlanıyordu.
|
|
70
|
|
71
|
|
|
|
Yapayalnızdı gözünü dünyaya açtığında;ne kucağına alan bir annesi ne de gülen gözleriyle uzaktan bakan bir babası vardı.İnsan doğduğuna pişman olabilir miydi hiç?Doğduğu anda olamazdı çünkü zamanla birikirdi pişmanlıklar... |
|
72
|
|
|
|
Kafeteryada kalanlardan Paşa, Metin’in solcu gruptan ayrılarak elindeki poşetle kafeteryaya doğru geldiğini görünce dikkat kesildi.
“Anlarız birazdan şu kitapların ne kitabı olduğunu.”
|
|
73
|
|
|
|
Hasan Cevat Kartal: Aşkına ulaşabilmenin bir tek yolu vardı. Hayatını feda etmek O da gerekeni yaparak ölümü seçti. Efsane oldu.
Veda Arasıl Kartal: Bir efsane varsa arkasında o efsaneyi yaratan bir kadın vardır.
Selma Taşkan: Efsane onunla ayakta kaldı ve yaşatıldı |
|
74
|
|
|
|
Halil Kaya, üniversite kampusunun nizamiyesinden çıkarak otobüs durağına doğru geldi. Çok moralsiz görünmekteydi. Sinirli hareketlerle boynundaki kravatı söktü, avuçlarında buruşturup yanından geçmekte olduğu çöp bidonuna fırlattı. |
|
75
|
|
|
|
Hasan Cevat Kartal: Aşkına ulaşabilmenin bir tek yolu vardı. Hayatını feda etmek O da gerekeni yaparak ölümü seçti. Efsane oldu.
Veda Arasıl Kartal: Bir efsane varsa arkasında o efsaneyi yaratan bir kadın vardır.
Selma Taşkan: Efsane onunla ayakta kaldı ve yaşatıldı |
|
76
|
|
|
|
kol düğmeleri mi de takarım, kadınlar hep onlara çok çekici geldiğini söyler. Beyazlamış ama yakışıklılığıma artı katan saçlarımı da geriye doğru tarayayım bari bugün. Hadi yaşlı kurt güzel siyah gözler çapkın bakmalı, traş da olmalıyım. K |
|
77
|
|
|
|
Hasan Cevat Kartal: Aşkına ulaşabilmenin bir tek yolu vardı. Hayatını feda etmek O da gerekeni yaparak ölümü seçti. Efsane oldu.
Veda Arasıl Kartal: Bir efsane varsa arkasında o efsaneyi yaratan bir kadın vardır.
Selma Taşkan: Efsane onunla ayakta kaldı ve yaşatıldı |
|
78
|
|
|
|
1970’li yılların sonlarıydı. Müthiş bir bölünme yaşanıyordu ülkede…
İnsanlar, “sağcı” ve “solcu” diye iki kutba bölünmüşlerdi ve sürekli birbirlerini öldürüyorlardı. |
|
79
|
|
|
|
Halil Kaya’nın otobüsü saat tam onüçte hareket etti. Bora ile Hülya, otobüsün arkasından uzun uzun el salladılar. Sonra Hülya, bir görevliye, “Ayvalık’a saat kaçta varır?” diye sordu.
“Allah kısmet ederse saat yirmi birde Ayvalık’ta olacaktır.”
|
|
80
|
|
|
|
Anadolu Üniversitesi rektörlük binasındaki Sosyal Bilimler Fakültesi dekanı Prof. Dr. Nezih Al’ın bürosu iç içe iki odadan ibaretti. İçeriye, Nezih beyin yanına, dış odadaki sekreter kızın yanından geçilerek giriliyordu.
|
|