Yıllar önce bir köyde,
Çocuklarıyla evde,
Zengin baba yaşarmış,
Hane kalabalıkmış.
Hepsinin kötü huyu,
Geçimsizlik diz boyu...
Evde düzen kalmamış,
Kimse huzur bulmamış.
Baba çok öğüt vermiş,
Nasihat kâr etmemiş.
Adam buna üzülmüş,
Kahırlanmış, düşünmüş.
Oğulları çağırmış,
Bir odaya toplamış.
Demiş ki: — Oğullarım,
Dinleyin yavrularım.
Şimdi dışarı gidin,
Birer çubuk getirin.
Son sözümü diyeyim,
Sonra rahat öleyim…
Çocukların her biri,
Gidip, gelmiş içeri.
Çubukları istemiş,
Demet yaparak vermiş.
Demiş ki: — Haydi kırın,
Gücünüzü sınayın...
Hiçbiri kıramamış,
Aslını anlamamış.
Baba demeti almış.
Çözüp bir bir dağıtmış.
— Yavrularım alınız,
Haydi şimdi kırınız…
Zorlanmadan kırmışlar,
Babasına bakmışlar.
Adam demiş: — Çocuklar,
Bağlanınca çubuklar,
Kuvvetleri birleşti,
Size direnç gösterdi.
Siz de birleşirseniz,
Güçlüğü yenersiniz.
Yoksa dayanışmanız,
Şayet tek kalırsanız,
Bilin zayıflarsınız.
Çabuk kırılırsınız…
Ahmet KARAASLAN