Bizim sınıfın Ali’si
Daha birinci sınıfta Ali,
Yedi yaşında, sekizinden gün aldı.
Karakaşlı, zeytin gözlü
Yakışıklı olacak bizim Ali,
Ama en önemlisi, akıllımı akıllı.
Okumayı ilk öğrenenlerden.
En sevdiği ders, matematik.
Okumayı da çok sever.
Hiç resim yapamaz.
Resim derslerinde nedense hep ateşi çıkar.
Şarkıları, mırıldanarak daha güzel söyler.
Çokta güzel şiir okur.
Bizim Ali, ver eline kitap okusun.
Kitap kurdu olduğunu söyler.
Hani büyümüşte küçülmüş derler ya.
Ali bu.
Arada sırada kafası takılır bazı konulara.
Kendi sorar, kendi yanıtlar.
Öğretmeninden Atatürk’ ü öğrendi.
Alkışladı, şiirler de okudu, çok sevdi.
Öğretmenim: Atatürk içki içermiş!
İçki içenler kötü olamaz değil mi?
Şeyda’nın babası da içiyormuş.
Ama Şeyda babasını çok seviyor.
Tamam, içenler kötü diyelim.
İçmeyenler, Atatürk gibi bizi kurtardı mı?
Okullar açtı mı?
Yeni elbiseler, yeni yazılar öğretti mi?
Atatürk içtiyse, kendine kötülük yaptı hastalandı.
Keşke içmeseydi. Çok uzun yaşasaydı değil mi öğretmenim.
Öğretmenim, kot pantolon giymek günahmış.
Top oynamakta günahmış.
Ben top oynamayı çok seviyorum.
Arka bahçede ağabeyler her pazar top oynuyorlar.
Kot pantolonda giyiyorlar. Niye günah ki?
Bizim eve televizyon almıyorlar, günahmış.
Çizgi film olduğu zaman komşuya gidip seyrediyorum.
Hem bizim sınıfta televizyon var.
Günah olsa almazdınız değil mi öğretmenim?
Annem çarşaf giyiyor.
Aslında benim annemde güzel ama kendini saklıyor.
Öğretmenim, ben sizi annem kadar seviyorum.
Atatürk’ ü de çok seviyorum.
Ali sekizinden gün aldı, cin gibi.
Kendi sordu kendi cevapladı.
Biraz aklı karışıyor Ali’nin
Büyümeye, anlamaya çalışıyor yaşamını.
Ne diyebilirdim ki Ali’ ye.
Bizim ALİ,
Büyüklerden daha akıllı...
Bizim Sınıfın Ali'si
Biraz aklı karışıyor Ali’nin Büyümeye, anlamaya çalışıyor yaşamını. Ne diyebilirdim ki Ali’ ye. Bizim ALİ, Büyüklerden daha akıllı...