CEM ERMAN AYHAN IŞIK’I ANLATIYOR
Cem Erman Yeşilçam’ın bilinmeyen dünyasına projektör tutuyor. Sinema tutkunlarına anılarıyla nostaljik tatlar yaşatırken, bizleri de yetmişli yıllara bir yolculuğa da çıkarıyor.
İşte böyle anılarından biri de Ayhan Işıkla ilgili olanıdır. İskenderun’un yetiştirdiği Cem Erman,
Şimdi İskenderun’da münzevi bir hayat sürdürüyor. O bir derviş gibi çekildiği yeni hayatında; okuyor, yazıyor, arkadaşlarıyla muhabbetin en içlisini yapıyor, doğa ile buluşuyor, dünü bugünü katarak yaşıyor.
Burada bulunmak sinemayla bağlarını koparmış anlamına da gelmiyor. O sinemayı takip etmiyor. Sinema onu izliyor. Çünkü sinema, Cem Erman’ın ta.. kendisi. Çocukluğu ve ilk gençlik yıllarının geçtiği cennetin gölgesi bu topraklarda kendisiyle dostluğunu böylece ağaca tüneyen bir serçe sessizliğinde sürdürüyor. İskenderun O’nun farkında mı bilinmez, ancak Cem Erman, İskenderun’un farkında.
Anılarından Ayhan Işık’la olanı, sanatçılarının zaaflarını, takıntılarını, sevinçlerini, üzüntülerini, kısaca onların insani hallerini anlatmada bir görüntü çiziyor bizlere. Cem Erman anlatmaya devam ediyor:
“Sene 1975, Ayhan Işık ağbeyimizden bir teklif geldi. “Harakiri” diye bir film yapacakmış, anlaştık.
Filime başladık. M. Ali Erbili’inde ilk filmi. Uzatmayalım film salon filmi. Benim gömlek ve kıyafetlerim Allaha şükür çok. Ama Ayhan ağbi, bazı sahnelerde kendi gömleklerini de benim giymemi istiyordu…
Hatta “Evlat! Aman dikkat et, ben bu gömlekleri İtalya’dan aldım: Kirletmeyelim.” diyede tembih ediyor.
Ayhan Ağbinin gömleklerinden biri çok hoşuma gitti. İstesem vermeyecek, çünkü rahmetlinin eli biraz sıkıydı. Gömlekte benim aklımda, askısıyla. Fil biterken ben çaktırmadan gömleğe el koydum. Nihayet film bitti. Aradan beş- altı ay geçmişti, Ayhan Ağabeyi Şişli’de görmüştüm.. Sarıldık, öpüştük… Muzip bir ifadeyle bana şöyle dedi: “Cem Evlat, hadi gömleği yürüttün, peki askıdan ne istedin…”
Cem Erman’da anı bol, elverdiğince yazacağız…
Kemal Düz - Ferda Kitabevi - İskenderun