Ne olur gecikmeden gel,
Severim bilirsin Ankara sonbaharlarını.
Hafif serin sabahlarda,
Yüksel Caddesinde,
Dökülmüş ağaç yapraklarına basarak dolaşmayı.
Severim.
Köşedeki büfeden alıp bir paket sigarayı,
Oturmak bir cafede ve içmek
Kahvelerin en keyiflisi ile,
Ruhumu coşturur, bilirsin, ya da bilmelisin
Hele fonda hoş bir müzik de olursa,
Değme keyfime gitsin.
Ne olur gecikmeden gel.
Akşam üstleri
Sakarya’da balıkçıların satış telaşını,
Sükunetle izleyerek, dolaşmayı severim.
Göksu’nun bahçe önünden geçerken,
Anason kokusu ile baştan çıkarım,
Soluğu Mülkiyeliler’de alıp, iki tek atarım,
Bilirsin, ya da bilmelisin.
Ve tüm bunları paylaşmak için,
Mutlaka, gecikmeden gelmelisin.