"Yazmak, aslında hiçbir şey söylemeyenleri susturmak için bir bahanedir." - Ursula K. Le Guin (Kurgusal)"

Gizli Düzeni Arama: Kabaladan Veri Bilimine İnsanlığın Bilinmezle İmtihanı

İnsanlık tarihinin özünde, görünmeyeni görünür kılma mücadelesi yatar. Mistiklerden bilim insanlarına, falcılardan veri analistlerine kadar herkes, farklı yöntemlerle aynı soruyu cevaplamaya çalışır: "Geleceği nasıl bilebiliriz?" Kabala ve algoritma gibi görünüşte farklı disiplinler, aslında aynı kaynaktan beslenir: insanın belirsizlikle başa çıkma arzusu. Bu metin, harflere ve sayılara yüklenen anlamlar üzerinden geleceği okuma çabasını inceliyor.

yazı resim

İnsanoğlunun tarihi, aslında görünmeyen dünyayı görünür kılma çabasının hikâyesidir. Binlerce yıldır farklı medeniyetlerde, farklı dönemlerde ortaya çıkan çeşitli disiplinler ve pratikler, temelde aynı soruyu cevaplamaya çalışır: "Geleceği nasıl bilebiliriz?" Bu sorunun peşinde koşanlar - mistiklerden matematikçilere, falcılardan veri bilimcilerine - yöntemleri değiştirmiş olsalar da motivasyonları hiç değişmemiştir. Kabala ile algoritma arasında görünürde derin farklar vardır, ancak her ikisi de aynı temel insan ihtiyacından doğar: belirsizlikle başa çıkma arzusu.
Mistik Matematik: Kabala ve Ebced Geleneği
Kabala: Harflerin Gizli Dili
Yahudi mistisizmi içinde gelişen Kabala, evrenin ve yaratıcının sırlarını kutsal metinlerdeki harfler ve sayılar aracılığıyla çözme iddiasındadır. Gematria olarak bilinen sistem, her harfe sayısal değer atayarak metinlerin "gizli anlamlarını" ortaya çıkarmayı amaçlar. Bu yaklaşım, görünür olanın arkasında mutlaka daha derin bir gerçeklik olduğu inancına dayanır. Kabalistler, Tevrat'ın her kelimesinin, hatta her harfinin ilahi bilgi içerdiğine inanır. Bu harflerin kombinasyonları ve sayısal değerleri, evrenin işleyişine dair ipuçları barındırır. Böylece mistik matematik, spiritüel rehberlik aracına dönüşür.
Ebced: İslam Kültüründe Sayı Mistisizmi
Benzer şekilde, İslam kültürü içinde gelişen ebced hesabı da harflere sayısal değerler atayarak "gizli anlamlar" arama geleneğidir. Ebcedçiler, Kur'an ayetlerinden veya önemli kelimelerden tarihi olayları öngörmeye, geleceğe dair işaretler bulmaya çalışır. Bu gelenekte her harf belirli bir sayısal değere sahiptir ve kelimelerin toplam değeri hesaplanarak çeşitli yorumlar yapılır. Özellikle tarihi olayların zamanlarını belirleme konusunda ebced hesabı sıkça kullanılmıştır.
Kehanet Sanatı: Kâhinlik Geleneği
Antik dünyadan günümüze kadar uzanan kâhinlik geleneği, insanın geleceği bilme arzusunun belki de en eski tezahürüdür. Oracle of Delphi'den Arap yarımadasındaki kâhinlere kadar, bu figürler toplumsal belirsizlikleri giderme işlevi görmüştür. Kâhinler, doğa olaylarından rüyalara, kuş uçuşlarından yıldız hareketlerine kadar çeşitli işaretleri yorumlayarak geleceğe dair öngörülerde bulunur. Bu yorumlama süreci, temelde desen tanıma ve anlam oluşturma faaliyetidir - tıpkı modern analitik yöntemlerde olduğu gibi.
Geçiş Dönemi: Rehber Öğretmenler
Modern çağın başlarında, geleneksel kehanet yöntemleri ile bilimsel yaklaşım arasında bir köprü görevi gören figürler ortaya çıktı: rehber öğretmenler ve tercih danışmanları. Bu grup, mistik yöntemleri terk etmiş, ancak henüz tam anlamıyla bilimsel yaklaşımı benimsememiştir. Rehber öğretmenler, bir önceki yılın sıralama verilerine ve tercih robotlarına dayanarak öğrencilerin geleceğine yönelik tahminlerde bulunur. Bu yaklaşım, geçmiş verileri kullanması açısından bilimsel gibi görünse de, metodolojik olarak henüz sofistike değildir. Sezgisel yorumlamalar ve basit extrapolasyonlar ağır basar.
Modern Kehanet: Veri Bilimi
Günümüzde, bilinmeyeni anlama arayışının en sofistike hali veri biliminde kendini gösterir. Veri bilimciler, büyük veri setleri üzerinde istatistiksel analiz ve makine öğrenmesi algoritmaları kullanarak insan davranışlarını, pazar trendlerini, hatta öğrencilerin üniversite tercihlerini tahmin etmeye çalışır. Bu disiplin, önceki yaklaşımlardan farklı olarak şeffaf metodoloji, tekrarlanabilir sonuçlar ve hata payı hesaplaması sunar. Ancak temelde yaptığı iş, geçmiş verilerden (patterns) gelecek hakkında çıkarımlar yapmaktır - ki bu, kâhinlerin doğa işaretlerini yorumlamasından köken olarak farklı değildir.
"Data Science is Modern Divination(Veri bilimi, modern bir kehanet sanatıdır.)"
Veri bilimi camiasında dolaşan bu espri, aslında derin bir gerçeği işaret eder. Her ne kadar kullanılan araçlar ve yöntemler bilimsel olsa da, temel motivasyon kadim kehanet sanatıyla aynıdır: karmaşık bilgiyi yorumlamak ve gelecek hakkında öngörü sağlamak. Algoritmaların "siyah kutu" doğası, mistik pratiklerdeki gizemle benzerlik gösterir. Çoğu insan, makine öğrenmesi modellerinin nasıl karar verdiğini tam olarak anlamaz - tıpkı antik çağlarda insanların kâhinlerin kehanetlerinin kaynağını sorgulamadığı gibi.
Ortak Paydalar: Değişmeyen İnsan Doğası

  1. Bilinmeyeni Bilme Arzusu
    Tüm bu yaklaşımları birleştiren temel motivasyon, insanın bilinmezlik karşısındaki rahatsızlığıdır. Belirsizlik, kontrol duygusunu zedeler ve kaygı oluşturur. Bu nedenle her dönemde, o dönemin imkânlarıyla bilinmeyeni aydınlatma çabaları ortaya çıkmıştır.
    - Kabala: İlahi sırları çözme
    - Kâhinlik: Geleceği öngörme
    - Ebced: Kaderi yorumlama
    - Rehber öğretmen: Eğitim geleceğini planlama
    - Veri bilimi: İstatistiksel tahmin yapma
  2. Görünmeyen Düzen İnancı
    Hiçbir yaklaşım, olayları rastlantısal kabul etmez. Hepsi, görünür gerçekliğin arkasında "gizli yasalar" olduğunu varsayar. Bu yasalar keşfedildiğinde, geleceğin tahmin edilebileceğine inanılır.
  3. Desen Tanıma ve Yorumlama
    Metodolojik farklılıklara rağmen, tüm yaklaşımlar temel olarak iki aşamadan oluşur:
    - Pattern Recognition (Desen Tanıma): Çeşitli kaynaklardan bilgi toplayarak düzenli örüntüler arama
    - Interpretation (Yorumlama): Bu desenleri anlamlandırarak gelecek hakkında çıkarım yapma
  4. Otoriteye Dayalı Güven
    İnsanlar, karmaşık sistemleri anlamakta zorlandıklarında uzmanlara güvenmeyi tercih eder. Geçmişte bu uzmanlar kâhinler ve mistiklerdi, günümüzde veri bilimcileri ve analitikçilerdir.
    İslami Perspektif: Gaybın Sahibi Yalnızca Allah
    İslam'ın bu konudaki tavrı net ve kesindir. Kur'an-ı Kerim, gayb bilgisinin yalnızca Allah'a ait olduğunu açıkça belirtir ve insanları bu tür pratiklerden uzak durmaları konusunda uyarır.
    Yasağın Gerekçesi
    Maide Suresi 90. ayette şöyle buyrulur:
    "Ey iman edenler! Şüphesiz örten, kumar, dikili taşlar ve fal okları sapkın işi pisliktir. Bunlardan kaçının umulur ki kurtuluşa erersiniz."
    Bu ayetin "fal okları" ifadesi, gelecek hakkında bilgi edinme iddiasındaki tüm pratikleri kapsar. Çünkü temelde hepsi, Allah'ın iradesinin dışında bir bilgi kaynağının varlığını ima eder.
    İnsanın Sınırları
    A'râf Suresi 188. ayette açıkça belirtilir:
    "De ki: Allah'ın dilediği dışında kendime fayda ve zarara sahip değilim."
    Bu ayet, insanın kendi geleceği konusunda bile kesin bilgiye sahip olamayacağını gösterir. Dolayısıyla başkalarının geleceğini kesin olarak öngörebileceği iddiası İslami perspektifle çelişir.
    Tevekkül: Gerçek Güven
    Tevbe Suresi 51. ayette buyrulur:
    "De ki: Allah'ın bizim için yazdığı dışında bize ulaşmaz. Bizim Mevlamız O'dur. Ve inananlar Allah'a güvenip dayansın."
    Bu ayetler, müminlerin geleceğe yönelik kaygılarını nereye yönlendirmesi gerektiğini gösterir: tevekkül, yani Allah'a dayanma ve güvenme.
    Niyetin Değişimi: Bilimden Fala Dönüşüm
    İyi Niyetli Başlangıçlar
    Bu yaklaşımların hiçbiri kötü amaçla ortaya çıkmamıştır ki kötü bir amaç olsaydı Said Nursi ebcedi savunmazdı. Ben de veri bilimi ve analitiğini savunmazdım. Gerçekte veri bilimi ebced hesabının modern versiyonudur.
    - Kabala: Spiritüel gelişim aracı
    - Ebced: Dini metinleri daha iyi anlama çabası
    - Kâhinlik: Toplumsal danışmanlık hizmeti
    - Rehber öğretmenlik: Eğitimsel yönlendirme
    - Veri bilimi: Bilimsel tahmin ve optimizasyon
    Zamanla Bozulma
    Ancak tarih göstermiştir ki, zaman içinde bu yaklaşımların çoğu orijinal amaçlarından saptı:
    - Ticarileşme: Bilginin meta haline getirilmesi
    - Dogmatikleşme: Esnek yorumların katı kurallara dönüşmesi
    - Şarlatanlık: Gerçek bilgi birikimi olmayanlar tarafından istismar
    - Körü Körüne İnanç: Eleştirel düşüncenin terk edilmesi
    Veri Biliminin Geleceği
    Günümüzde bilimsel görünüme sahip olan veri bilimi de, zamanla aynı kaderi paylaşma riski taşır. Şimdiden bazı tehlike işaretleri görülebilir:
    - Algoritmik Fetişizm: Algoritmalara aşırı güven
    - Veri Determinizmi: Her şeyin verilerle açıklanabileceği inancı
    - Tahmin Obsesyonu: Belirsizliği tamamen ortadan kaldırma arzusu
    - Siyah Kutu Mistisizmi: Anlaşılmayan sistemlere körü körüne güven
    Çözüm: Dengeli Yaklaşım
    İslami Alternatif: Tedbir ve Tevekkül Dengesi
    İslam, gelecekle ilgili endişelere dengeli bir çözüm sunar:
  5. Tedbir Alma: Makul önlemler alma, planlama yapma, mevcut bilgiyi kullanma
  6. Tevekkül: Sonucu Allah'a havale etme, kesin sonuç garantisi beklememek
  7. Şükür ve Sabır: Neticeden memnun olma veya sabırla karşılama
    Pratik Öneriler
    - Bilimsel Yöntemleri Araç Olarak Kullanma: Veri analizi ve istatistiği karar vermeye yardımcı araçlar olarak görme
    - Kesinlik İddiasından Kaçınma: Tahminlerin olasılık içerdiğini kabul etme
    - Çoklu Kaynak Değerlendirmesi: Tek bir yönteme körü körüne güvenmeme
    - Maneviyat-Bilim Dengesi: Hem akli hem kalbi değerlendirme yapma
    Ebedi Arayış, Ebedi İmtihan
    İnsanlığın gizli düzeni arama serüveni, Âdem'den bu yana sürer ve kıyamete kadar sürecektir. Bu arayışta yöntemler değişir, araçlar gelişir, ancak temel motivasyon hep aynı kalır: bilinmeyenle başa çıkma arzusu. Kabaladan veri bilimine uzanan bu yolculukta, her yaklaşım kendi döneminin teknolojik ve kültürel imkânlarını kullanarak aynı hedefe yönelmiştir. Ancak İslami perspektif, bu hedefin tamamen ulaşılabilir olmadığını, insanın sınırlarını kabul etmenin ve Allah'a güvenmenin daha sağlıklı bir yaklaşım olduğunu gösterir. Modern dünyada yaşayan müminler için çözüm, bilimsel yöntemleri reddetmek değil, onları doğru perspektifle - araç olarak - kullanmak ve nihai güveni yalnızca Allah'a yöneltmektir. Çünkü ne algoritma ne de kehanet, Allah'ın iradesi olmadan bir yaprak bile kımıldayamaz. Bu yaklaşım, hem dünyevi başarıyı hem de uhrevî huzuru birleştiren, dengeli ve sürdürülebilir bir hayat felsefesi sunar. İnsan ne bilimsel yöntemleri körü körüne reddeder ne de onlara uluhiyet atfeder; her ikisini de yerli yerinde kullanarak Yaratıcısına tevekkül eder.
    "Ve göklerin ve yerin gaybını Allah'tan başkası bilmez." (Neml Suresi, 65. ayet)

Yorumlar

Başa Dön