Gecenin bir vakti çaldı telefonum. İrkildim. Uyandım uyuyamadığım uykumdan. Numaraya baktım. Aşktı arayan. Bu duygu epeydir açık bıraktığım kapıdan içeri girmemek için ayak diremişti. Şaşırdım. Telefonu açtım:
"Orada mısın?" diyordu boğuk sesiyle. Sanki gözyaşları boğazını düğümlemiş gibiydi. Hayır burada değilim!!! Aslında yanında olmak istiyordum. Bebek gibi titreyerek sana uzanıyordu ellerim, kundaktan sevgi taşıyordu. Yüreğim sana dokunmak için en yüksek dağların zirvesine çıkmaya hazır bekliyordu.
Hayır burada değilim!!!Bazen insanlar olduğu yerlerden uzaklara gider ya hani...Yemyeşil arazileri gezmek, masmavi denizlerde yüzmek isterler ya...İşte ben tam o mavi ile yeşilin kesiştiği noktadayım. Seni bekliyorum. Gözlerim sana susuz, sevdam sana açtı.
Ellerim ellerini tutmak için yanıyordu. Fitili ateşleyen yüreğimdi. Gözlerim gözlerinde erimeye hazırdı. Dilim bir şey söyleyecekti. İzin vermedim yutkunarak durdurdum onu. Ruhun o büyülü deniz feneri gibi sarmalıyordu geceyi. Masmavi denizin suları, ışığının değdiği yerde mavi uzaklaştığı yerde siyahı resmediyordu.
Ben seni arıyordum. İşte bunun için uyuyordum her gece. Duy aşk işte sana yapacağım yegane ve tek itirafım bu olacak!!
Umutsuzluğumu umuda boğuyordum. Havada titrerken elim eline değer belki diye elimi gökyüzüne uzatıyordum.