Kendime Nasihatler: Bir Düşün...

Nedenler.. niçinler kaplamakta içinin gök kubbesini.. Sesler, haykırışlar, binbir figân..azabla karışık.. düşünce diyemeyeceğin idrakin okyanusunda sarmalıyor benliğini..

yazı resim

Bir düşün; böyle çaresiz, böyle ümitsiz..
Böyle boynu bükük, böyle tesellisiz bekleyişlerdesin..
Ağlaman da vermiyor fayda..
Hoş, ağlamayı isteyipte beceremesen de..
Sonunda gözyaşların da tükendi seninle..
ve bir hüznü yaşıyor bedenin..

O’na tam olarak,
layıkıyla yaklaşamamanın üzüntüsü
bir damla ruhunda..
terkediyorsun artık bedenini..
ruhunla yaşamalısın.
Hislerini terkediyorsun..
hiç bir his bağlamamalı seni..
senin heveslere kanmış
ve kederleri yük edinmiş bedenine..

Bir mevta diyorlar bu haline..
ne derlerse desinler. Çünkü,
artık bir yanın hür, bir yanın tutsak..
hiç dinmeyen çelişkilerle,
hislerin kaldı geriye bedeninle..
şimdi hiç bir heves yok
ve bir cehennem ateşi yakmakta,
kavurmakta sanki ruhunu..
İçten kemirmekte sanki her bir zerreni..
Bir ızdırab değil ruhunu eriten..
Envai çeşitleri tüketiyor ruhunu..
eriyorsun.. ve,
eridiğin ân, yeniden diriliyorsun..

Nedenler..
niçinler kaplamakta içinin gök kubbesini..
Sesler, haykırışlar, binbir figân..azabla karışık..
düşünce diyemeyeceğin idrakin okyanusunda
sarmalıyor benliğini..

şimdi görüyorsun yaşadığın yerleri..
her şeye dıştan bakmak gerek denirdi ya..
hayata da öyle imiş, anlıyorsun..
o yüzden hiç tasvir edememişin hayatı
bugüne dek..
hiç dıştan bakamamıştın..
çünkü hiç gidememiş,
gittiğinde ise bir daha dönememiştin..
Sen değil, hiç kimse dönememiş..

Ne kadar salt bir yaşam,
ne kadar vurdum duymaz bir hayat yaşamışsın..
Değeri düşük, değersiz ilkelere paha biçilememiş..
asıl değerler ayaklar altında çiğnenmiş..
Bir çokları bilememiş işin aslını..
aynen senin gibi..
bilmek istememiş..
hasıl pişmanlık duyanlar olmuşsa da..
bir türlü hakkıyla inanan olmamış..
Herkesin kendi derdine düşmüş olduğu
güne gelsin dendiğinde..
o an geldiğinde gerçek değerler anlaşılacak..
ama geç olmayacak mı..?
diye düşünmektesin, bir çokları için..

Gözyaşları sular seller gibi çağlayacak..
ama bir kıvılcımı bile söndüremeyecek..
hiç bir şeye faydası olmayacak..
ağlamaların, sızlanmaların, eyvahların, feryatların..
herkes kaçacak herkesten..
kimse kimseyi tanımak istemeyecek..
bir düşün bu denli büyük dehşeti..
evlad annesinden.. baba oğlundan..
kaçmaya çalışıyor..
bu ne müthiş bir manzara..
akılların bir karış değil
binlerce karış hava da olduğu
bir manzara tasavvur et..
bir canlandır gözünün saydam derinliklerinde..
göremiyorsan yine de bir hayal et..
bir hayal et ne kadar aciz olduğunu..
kaçmaya…

İnkara bile şansın yok..
hiç bir şey yapamayacağın..
hiç bir şey hissetmeyeceğin..
yanılgılarının yüzüne
binbir katmerli şamar gibi indiği..
ve o izi hep suratında taşıdığını düşün..
bir düşün..
elbisen var mı yok mu
hiç farkında değilsin..
milyar içinde milyar insan..
yine de yalnızsın..
kimden kaçacaksın, nereye kaçacaksın..
bu bir rüya mı diye
uyanmayı bekleyen sen misin..
bekle ne kadar bekleyebiliyorsan..
sıran gelene kadar..
ama bil ki.. bu uyanışın hiç olmayacak..
hem de hiç.. hiç.. hiç.. hiç..
çünkü gerçekler her zaman acıdır..
hayal aleminde yaşayanlar için..

Hiç bir şeyin teselli olmadığı..
hiç kimsenin pişmanlığını dindiremediği
bir ızdırab düşün..
bir sevgiliye olan sevgi değil ..
bir düşmana olan nefret değil..
bir hüzne dökülen gözyaşı değil..
bir değişik acizlik..
bir gizlilik yok hiç bir yerde..
her yer dümdüz.. ve açıkta..
ardına gizlenilecek, saklanılacak
hiç bir şey yok..
ve çırılçıplak boşluklardasın..
kim sana yardım edecek..

Toplan.. gel buraya diye bir nida ..
koşmak istiyorsun, kaçmak istiyorsun...
ama ayakların.. onlar koşmuyorlar..
onlar sakin sakin yürümekte,
kaçtığından yana..

ne kadar utanıyorsan
boğazına kadar ter basmış..
boğazında kuruluk var..
ve sesin hırıltılı..
Sen gözyaşlarının tükenmesiyle
kan ağlamaktasın..
hiç bir kurtuluşun yok..

Hesabının sorulduğunu düşün..
hiç hesabının sorulmasını
istemediğin şeylerin..
ve yine baktığını çevrene
uyanırmıyım diye..
bir düşün..
hiç hatırlamadığın olaylar..
kalblerini kırdıkların..
yuvalarına incir ağacı diktiklerin..
ve daha hatırlamadığın
bir düzine mahcubiyetin..
merhametsizliğin..
şehvetine yenik düştüğün manzaralar..
bir bir gelmekte gözler önüne..
kendine bile itiraf etmekten kaçındığın
ezikliklerinin gün gibi aşikar olduğunu düşün..
bir düşün..

Ağlamanın faydası yok..
ve bir sıcak ateş bastırmakta
her bir tarafından..
hırıltılı sesin de kesilmiş..
hiç bir inilti yok..
sanki milyar kere milyar insan
sana bakmakta..
ve sen tamamıyla utanç içinde
ayak ucuna gark olmuşsun..
kalem utanç kavramının karşısına,
utanç kelimesinin karşılığı olarak
ismini yazmış bir düşün..
bir düşün..
ne tür kepazelik..
ne tür pişmanlıklarla alaya alındığını..

Bir düşün bunların olduğunu
bir başlangıç olarak..
ne ibretli bir manzara..
ne yapmalı peki..
şayet böyle olacaksa..
şimdiden değişmeli..
şimdiden hazırlanmalı..
şimdiden düşünmeli
ve şimdiden ağlamalı değil mi??
şimdiden ağlamalı..
gözyaşlarını şimdiden tüketmeli..
pişmanlıkları şimdiden yaşamalı..
bir düşün..

Başa Dön