"Zaman, bir yanılsamadır. Öğle yemeği randevuları ise, bu yanılsamanın en acımasız gerçekliğidir." - Douglas Adams"

Kırmızı Kayıkta Mavi Deniz

Son turna akınının son gününde, son kez bindiğinde balıkçıyla, deniz gözlü, dalga bakışlı küçük oğlu kırmızı kayığa, oynaşamadı kayıkla deniz.

yazı resimYZ

Kırmızı Kayıkta Mavi Deniz

Deniz kayık olmuştu, kayıksa deniz.
Çok önceden karar vermişlerdi değişime. Zamanı gelince demişlerdi bir yerlerde, biz birbirimizin yerine geçeceğiz; ama geçinceye kadar bunu bilmeyeceğiz.
Deniz, kah durulmuş, kah kudurmuştu kıyılarda yıllarca. Zavallı kayık, denize tutsak, kah salınmıştı mavi sularda, kah batıp kalmıştı hırçın dalgaların altında. Ama mutluydu kırmızı kayık. Hele birikti mi balıklar livarında, ışıl ışıl oldu muydu balıkçının gözleri livar suyunda yansıdığında...Mutluydu kayık... Turna akınının son gününde küçük oğlunu da alırdı yanına balıkçı. Deniz gözlü, dalga bakışlı oğlan bindiğinde kayığa, oynaşırdı kırmızı kayıkla mavi deniz oğlanın sıcacık çocuk kahkahalarında.
Son turna akınının son gününde, son kez bindiğinde balıkçıyla, deniz gözlü, dalga bakışlı küçük oğlu kırmızı kayığa, oynaşamadı kayıkla deniz. Çıldırmıştı dalgalar, deniz biliyordu oğlanın kırmızı kayıkta olduğunu, deniz biliyordu kırmızı kayığın yılların verdiği yorgunluğunu ve dalgalarının coşkunluğunu da- bilmiyordu balıkçıyla küçük oğlunun son günü olduğunu. Kayık şaşkındı. Biliyordu denizin, deniz gözlü dalga bakışlı oğlan kayıktayken durulduğunu da- bilmiyordu bu günün balıkçıyla oğlunun son günü olduğunu.
Batırdı mavi deniz kırmızı kayığı. Kırmızı kayık susakaldı. Mavi deniz susakaldı.
Çok önceden karar vermişlerdi değişime. Zamanı gelince demişlerdi bir yerlerde, biz birbirimizin yerine geçeceğiz, ama geçinceye kadar bunu bilmeyeceğiz.
Şimdi, mavi gözlü, dalga bakışlı oğlanın sıcacık çocuk kahkahaları duyuluyordu sahilde.
Deniz kayık olmuştu, kayıksa deniz.

KİTAP İZLERİ

Kapak Kızı

Ayfer Tunç

Ayfer Tunç’un "Kapak Kızı" Romanı: Çıplaklığın Katmanları ve Toplumsal Yüzleşme Ayfer Tunç’un ilk olarak 1992’de yayımlanan ve daha sonra "zemin aynı zemin, inşa aynı inşa"
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön