Lanetli Şehir

yazı resim

Göz yaşlarımla yıkadım
Meleklerin lanetlediği bu boş şehri
Yalnızlığımı köpekler kovaladı
Acı çeken ben değildim
Dünyaydı belki,
belki de bu sokaklar...
Suçlu ben değildim
Bulutlar geçti güneşin önüne
Işıkları onlar söndürdü
Korkuları onlar doğurdu...
Ben kırılgan bir çocuktum
Ağlamaklı konuşurdum
Sevginin peşinde koşar
Aşktan korkardım
Çünkü bilirdim
Aşk bir çakmak gibidir
Parmağının ucundadır ömrü
Sevgi güneştir oysa...
Ve ben güneşten kopmuş bir alevdim
Dünyaya düştüm
Senin ruhunu seçtim...
Sınırlarımı çizmeyi unutmuştu tanrı
Okyanus olmuş, gökyüzü olmuş,
gece olmuştum...
Şimdi gülümsüyorum sonsuza
Yağmurlar yağıyor,
ben gülümsüyorum
Ölüm aklıma gelmiyor bile,
Yaşama dair şarkılar söylüyorum
Korkularımın üstüne üstüne yürüyorum
En çok da sensizliğin..
Çünkü en çok ondan korkuyorum
Senden vazgeçmek kolay değil
Tarifi imkansız günahlar işliyorum
seni düşünmeyince
Ruhuma işkence ediyorum her sabah
yoksun diye...
Umudumuzun şehrine döneceğim bebeğim;
Doğduğum yere,
Aşkın çirkin yüzünü de gördüğüm caddeye,
Doğruların yürürlükte olduğu eve,
Zamanın olmadığı sahile,
Sevişmenin günah olmadığı geceye...

Sıcaklığını özlerken dudaklarının,
O serin sesini duydum bu gece..
Yıldızları saydım, en parlağını seçtim
Ve uzanıp avucuma aldım
Sonra da ellerim kanayana kadar sıktım
Söndü yıldız
Ve gece kapkara oldu o anda..
Kollarımı açıp yüzümü çevirdim gökyüzüne
Tanrıya yalvardım:
“Meleklerini gönder yanıma
Sevgimi kutsasınlar
Yaşamım son bulmasın
Seni anlayana kadar.
Sonsuzluğa kavuştur beni
Ellerimin teri ol
Toprağın rengi,
Suyun serinliği,
Bedenimin sesi ol,
Kutsal sularınla yıka beni
Cennetini göster
Ama cehennemi de yaşat
Ölümüm kolay olsun
Ama ardımda kalmasın kimse
Kalanlar da ağlamasın.
Sana yalvarıyorum yaratıcım
Günahlarımı bağışla...”

Sustum...
Bir tomurcuk çıktı topraktan
akan gözyaşımla...

Başa Dön