Kağıtları dağıttım.ben fena dağıtırım.ihaleyi alıp yedi! dedim.ihaleler beni çok severdi.ben de aşıktım ihalelere.sonra kalktım ışığı açtım.kötü bir rüya görmüştüm.kozları çektim.gece kafayı çekmiştim.son kozu düşüremedim.papazım,asa kurban gitmişti.altı alıp battım.ihaleyle olan aşkımıza son noktayı koydum.garson sadece bir sayıyla bana giren hesabı sordu.çaktırmadan tüyemediğim için parayı ödemiştim.vale ile kız adeta bana gülüyorlardı.ah ulan şu sinek milleti ne pisliktir! bir kamyon kağıt her köşe bucakta.bir kamyon sinek pisliği.kahvaltıyı öğle ezanıyla birlikte yaptım.biraz tv izleyip dışarı çıktım.serin havayı içime çektim.sayısala dönmüş hayatlarımızı dinledim.sanki bileğimi kesip ortaya döktüm.masa örtüleri kırmızıya bulandı.sonra, "ben neydim,ne olacaktım" Kuşağını tartıştık arkadaşlarla.öğleden sonra pis yediliye oturduk.ilk elde tam jokeri vurup bitecekken,koltukaltımdaki lavuk çek bekle yapıp bitti.kahroldum.sinek yediliyle biten lavuk arkadaşım kih koh güldü.on kağıt çektik,üç misli ceza yedik.gece zaten kafayı da çekmiştim.serin havayı tekrar içime çektim.sokaklarda gezindim biraz.işten dönen kızları kestim.içlerinden alımlı olanlara bir-iki dakkalığına aşık oldum.ben kahvenin öğlen açılmasını bekleyen bir boştagezerdim.aklım krizdeydi.pis yedili bana girmişti.masada oturan iki alçak yancı yüzünden hesap kabarmıştı.garsona,yaz! dedim.sende yaz, yaz, yaz bir kenera yaz bu tümcelerimi.güldü şerefsiz.akşam çayımı içerek akşam falıma baktım.ah şu sinekler el aldırmıyor inekler. Heryer sinek.OFF! masada pislik vardı.ah şu ilk elde vuramadığım pis joker!aklım uyuştu.toparlayamadım kendimi.gece eve geç dağıldık.bir süre park köşelerinde gayriresmi sohbetler yaptık.tekel bayinin kapanmasına otuz saniye kala bir şişe ucuz şarap kaptım...
Arkadaşlardan biri damladı.bir sabah altmişaltısı çevirdik.rakibime sıfır çektirdim.yazboza en büyük ustam!yazdırdım.arkadaşı bol bol kızdırdım. O sırada sokaktan vasıflı uzuvlara sahip bir bayan geçti.üff dedik.ne yapalım ki?! Masada pislik vardı,hayatta da! Hayat indirimli noktada ilim satıyordu.akşamki hesabın kalanını ödedim.gece izlediğim filmden etkilendim.muhakkak yine kafayı bulmuştum.kağıtları dağıttım.ihaleyle barıştık.sekiz dedim.sertçe gelen dokuz! sesi beni irkiltti.meğer öbür masadan gelmiş ses.gülüştük.televizyonu kapayıp sızdım.fena uyuyorduk.fena uyumuştum.dünya zaten tuhaf bir rüyaydı.frenleri kilitlenmiş bir araba kağıt doluydu ortalık.dikkatli olsunlar kardeşim.dokuz! deyip ihalemize karışmasın ihale mafyaları.herkez duygulu olsun.değil mi?
O akşam sekizi alamayıp yine batmıştım.karşı masadaki dokuz sesinin sahibi adam sırıttı.üzgündüm.süzgündüm.garson yaklaşıyordu.sırıttım.yine mi lan? dedi.ne yapıyım ulan dedim. masada pislik var! hep bir ağızdan söylendik.dünya pislik tükürüyor! saatler geçiyordu.canımız sıkkındı.şimdi hangi oyunu oynasak acaba?
Masada vazgeçiş var ve de çırılçıplak varoluş.bir coğrafyanın aynası...