"Yazmak, aslında hayatta kalmak için kendime anlattığım yalanların bir günlüğüdür." - Albert Camus"

No Women No Cry

İstiklal caddesinde sabaha karşılar daha içten oluyor...

yazı resim

Nasıl çığlık çığlığa söylenir böyle bir şarkı,

No Women, No Cry
Kadın Yok, Ağlamak Yok (Hayır Kadın, Hayır Ağlama!)

Söylenebilecek tüm dillerde bir aşkın sıkıntısını anlatıyordu. Bir aşkın yakıcılığı ancak bu kadar belli olabilirdi. Dinleyenler hep bu şarkıda eski sevgilileri düşledi, bir yakamozun sarhoşluğunda, biradan kalma bir akşam üstünde ve balıklı bir ağız kokusuyla dudakları her gece aynı yerde birleşirdi. Hangi ülkeden oldukları önemli değil, kim bu şarkıyı ağlamaklı söylediyse o bizdendi. Hepside yakamozu, birayı, balığı ve öpüşmeyi severdi.
Kimsesiz gezmelere bu şarkıyla çıkılırdı. Bilmem ne sokağının köşesinde bu şarkı diline takılır ve içten içe sürüklenirdi, kadınların çokça olduğu caddeye. Işıklı caddeler vardı, duvarlarda silik yazılar, bazen çöpçüler bile uğramaz, aşktan arta kalan adamlar çöplüğün kenarında öylece pespembe kokarlardı. Sonra düşünmeler vardı, kollarını kavuşturup sallanmalar, depresyon hallerinin en bilinmeyeni aşk sıkıntısı idi, doktorlar sürekli hastalarını iyileştirmek için bu şarkıyı oral yollardan, yanında alkollü içkilerle alınmasını, tavsiye ederek yazarlardı. Bunun için barlar çok para kazanırdı. Aşıklar hep sarhoş.

KİTAP İZLERİ

Bir Zambak Hikayesi

Mehmet Rauf

Tabuları Yıkan Erken Cumhuriyet Dönemi Erotik Edebiyatı: "Bir Zambak Hikayesi" Türk edebiyat tarihinin tozlu raflarında uzun yıllar gizli kalmış, adı bilinse de içeriği hakkında fısıltılarla
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön