Hece fişleri uyandırmış Osman’ı gece yarısı
Kaç Os-man Kaç! Bu Dep-rem zararlısı
Ne çocuk tanır, ne bebek…
Ne uyku tanır ne döşek bu
Sakar mı sakar, kör dev anası
Abaküsü dağılmış Osman’ın
Koynu boncuk tarlası
Ölülerle dirileri çarpamaz artık
Çarpık bu çarpım tablosu
Fasulyeleri filiz vermiş
Gözyaşlarıyla sabaha kadar
Duymamış anacığı
Çeltiksuyu kan akmış ah!
Çeltiksuyu batakmış
Uyuyan çocukları yutmuş
Osman anasının resmini
Yastığının altında unutmuş
Enkazın bağrını deşeleyip
Osman’dan hatıra arayan
Kirvesi Ökkeş Amcası
Takmış yakın gözlüklerini
Yarım bir Türkçe defterinde
Osman’ın düşlerini heceliyor
Yaşamak Güzeldir yazmış Osman
Ne güzel yazmış okunmuyor
Yıldızlı pekiyinin üstüne
Yüreğinin nehirleri akıyor
Aktıkça yüreğini yakıyor
Osman’ın mezarcığı
Küçüktekören Köyü’nde
Murat Nehri’ne bakıyor
Mezarlığın toprak ranzalarında
Koyun koyuna nice Osmancıklar yatıyor
Osman’ın fasülyeleri
Kanlı çiçekler açıyor
Osman’ın fasülyeleri
Açtıkça acıtıyor.