yalnızlığa kalabalık şiirler yazmalıyım
sen o sıra bir Picasso figürü gibi
tanınmamak için sokağımdan geçerken
bensiz bir aşka kurban etmek için
avuçlarında taşıyor olmalısın kalbini
amele yanığı görmüş müydün hiç
ilk aşk gibidir
nereyi yaktığı açıkça bellidir
en son hangi kitabı bitirdim biliyor musun
önsözünde yüzlü kirli bir bulaşıkçı yamağı vardı
ıstakozu bir bütün halinde görmemişti hiç
tabaktaki parçaları birleştirir yap boz oynardı
boş ver dedi hissesine tüküreyim böyle yaşamın
ha balık olmuşsun ha insan
yolunun sonunda şarabi kederler vardır hep
içinde aşka dair cümleler biriktiriyorsan
ülkemin saçlarını görmüş müydün
bir kahraman tel tel taramıştı en son
düşen her tele bin can verilmişti bin can
nutuklar dizmişti her bir kahkülüne
ve ölüme giderken dolmabahçe de
son defa eğilip öpmüştü kan kırmızı yanağından
sen ülkem gibi olmalısın
ellerin bana dokunduğunda
beni acılarımla birlikte anlamalısın
gözlerini karadeniz gibi çağıldamalı
saçlarına güneyli rüzgarlar takılmalı
ve baktığında yüreğimin içine ta içine
bakışların diyarbekir surları gibi kuşatmalı
asil bir tarafı olmalı sevmenin sevilmenin
her anıı seni beni ve ülkemi anlatmalı
avuçlarını görmüş müydün hiç
beni sarmadan evvel yalnızlığın
ayasında çizgiler var mıydı sevgili
birileri dikiliyor muydu atide karşısına
kurtarıyor muydu bu çileden seni beni ve ülkemi
.................z.ersoy