yaşlı kadın ve bastonu
terk etmektedir şehri
kaldırımlarına dokuna dokuna
o sıra
atmosferine biriken
hayal kırıklıklarını
kıyısı olmaktan öteye gidemediği
yeni yetme limandan
denize göndermenin peşinde
teni asfalt kokan şehir
bitişikteki kasaba
gece yaşayan otogarda
şehir görmüş dolmuşlardan
etekleri deniz yutan kadınların
anason aromalı
hikayelerini dinlemekte
bastonu ve yaşlı kadın
kasabaya geldiğinde
beraber ve solo şarkılar eşliğinde
berber dükkanındaki simit kırıntılarını
saç tellerinden ayırma telaşındaydı
yerdeki karıncalar
burada bayram daha güzel
diyordu bir çocuk sesi
daha çok harçlık verir
avluda oturan ihtiyarların
güneş nasırlı elleri
yaklaşan bayram öncesi
kasaba, sonbahar telaşesi
rüzgarların doğumuna gebe
şehir karbon monoksit karışımlı
koltuk altı kokusundan
kurtulma derdinde
burada evler tek kat
yani hayata çok yakın
diyordu mantı açan kadın
o yüzden pencere perdeleri
gülümseyen hüzünlerden dikilir
ve alın yazındır sevmek
ölmeye tutulmak gibidir
..................................z.ersoy