Şiir Boyalı Hayatlar

yazı resim

“imgelerden çaldığımız bir serenadı gönderdik göklere
dilek ağacına bağlanan bez parçası çözüldü
…rüzgar nereye sürüklerse”

şarabın kızıl albenisinde
saklanıyor dirilişi deliliğin
itiraf edilmeyen pişmanlığın yankısı
çınlıyor kulaklarda

imgelerin
sille tokat ruhu savurduğu
bir dizede kaybolmak
ve reenkarnasyonu yalnızlığın
vuruyor yine içerdeki duvarlara

bombalanmış duyguların parçaları
kan revan yokluklarda
okyanusun en derinlerinde
nefessiz dalışları düşlerin

yeknesak bir gel git
itirazsız yangınların
kavurucu bir başınalığında
salkım saçak dağılır karanlık

ayan her günde
titrek yüreğin her atışıyla
gözlerden düşen bir sözün keskin ucunda
lime lime olmuş dizelere yamanan
bir hayat daha

ıskalanmış
esrik duaların
gerçekleşmeyen
beklentisinde
yürüyor şiir

har vurup harman savrulan
bir yaşanmışlık daha yitiyor
uzak…çok uzaklarda

adı konmayan bir serzenişin
cılız seslenişi içli şarkılarda
sığ sesinde şarkıcının
sözler anlamsız

yakut renkli deminde çayın
ısınmaya çalışılan kalabalık
…yalan…elde var yalnızlık

ardına sığınılan yalanların
tutarsız saldırışlarında
dimdik ayakta…boyun eğmeden

tek kalemde çizilen bitişlere yelken açan son öfke

lirik bir geceden arta kalan serinliğin
yüze vuran duruluğu
gece sakin mi
ve daha mı güvenli günden

Ares’in göğsüne sıkılan okların
ucundan damlayan kanına
fırçasını batırıp ressamın
yazdığı hayatta çağlayan şiir

söz biterse şiir gider mi
her hayat bir şiir değil mi

“şair yazdıkça kanar
kanadıkça yazar
şiire boyalı hayatlar yitmez”

29.07.2006

Atilla Güler

Başa Dön