mutluluk esintisi girmedi daha
evimden içeri
hantal günlerin puslu güneşi
açalyaların açtığı salonumda
hazır bekliyor
tavşan kanı çayımın yanında yalnızlık
yürek yangınlarının közü
bir daha alevlenir mi
bilemem
adını yazdığım defterin sayfaları
arasında kuruyan papatya
yine açar mı
titrer mi yüreğim yine
ellerini tuttuğumda
…bahar yelinde çıkagelsen
bozuk bir plağın takıldığı söz gibi
iltica etti yüreğim
…sana…bir sana
rumuzum yok/sen bilirsin
…ben…benim
- ormanların koyu karanlığında
yakaladım yeşilini sevdanın
rastığını çekmiş ceylan gözlerin derininde
kayboldu hüznüm
otur biraz yanıma sana neler anlatacağım -
sus…dinle… sadece…dinle
sen bilmezsin ıssız akşamların kuru soğuğunu
hiç…bilemezsin
unutmak kolay olmadı
dinle…gitmeden…dinle
bak son kez gözlerime
hiç bakmadığınca daha önce
melekler kanatlarını takmış
gelmeden benden yana
son kez…öp
ya da gitme
gidişler öylesi kolay ki
süzülen gözyaşlarının yoğunluğunda kaybolur
aşk
göremezsin